SÖĞÜT AĞACI (BEED-E MAJNOON) FİLMİNE BİR BAKIŞ | İlim ve Medeniyet

Yürek burkan filmleriyle tanınan İranlı yönetmen Majid Majidi, bu filminde, çocukluğundan beri kör olan 45 yaşındaki başarılı bir edebiyat profesörünün hikayesini ve varoluşla ilgili sorgulamalarını izleyiciye aktarıyor.

8 yaşında kör olan Yusuf, kendisi için cennetten bir parça olan ailesiyle sakin, huzurlu ve müreffeh bir hayat yaşamaktadır, ta ki gözlerinin tedavisi ve ameliyatı için Fransa’ya gidene kadar; tüm körlük dönemi boyunca Tanrı’yla derin manevi bir ilişki kuran Yusuf, yolculuk öncesi büyük bir umutla Tanrı’dan görme yetisini yeniden kazanmak için yardım ister ve Allah ile bir ahit yapar, Tanrı’ya yazdığı mektubu Mesnevi’nin sayfaları arasına koyarak Paris’e gider.

Yusuf ameliyat olur, görme yetisini yeniden kazanır ve son derece yabancı olduğu yeni bir dünyaya adım atar. Büyük bir mutlulukla İran’a döner. Havaalanında, kendisini karşılayan insanlarla arasındaki camın ardında; daha önce hiç görmediği eşine, kızına, annesine ve bilhassa gördüğü genç ve güzel kızlara uzun uzun bakar. Tam bu noktada yıllardır zihninde büyüttüğü dünyaya ve geçmişin hayali imgelerine veda ederek gözlerini farklı bir dünyaya açar. Ancak, yeni keşfettiği bu dünyada, hayal kırıklıkları ve zorluklar da onu beklemektedir. Tedaviden önce Yusuf’un zihnindeki idealist ve manevi toplum ile tedaviden sonra gördüğü materyalist ve şehvet düşkünü günümüz toplumu arasındaki çelişkiler o kadar büyüktür ki, bu yeni dünya Yusuf’u geçmişteki tüm inançlarını ve fikirlerini sorgulamaya itecektir.

Bunca yıl yanlış düşündüğünü ve tüm hayatını boş hayallerle şekillendirdiğini düşünen Yusuf, Tanrı ile yaptığı ahdinden döner. Geçmişin hayal dünyasına sırtını dönen Yusuf, gördüğü yeni dünyaya girmiş ve dünyevi hayatın zevkine kapılmıştır. Evinden ve ailesinden ayrılır, böylece eskiden onun için cennetten bir parça olan ev, kaçma arzusu duyduğu, kendisine eziyet veren dar bir kafese dönüşür. Yalnızca evini ve ailesini terk etmekle kalmayan Yusuf, kitaplarını ve yazılarını da yakar. Bir nevi geçmişte kafasında oluşturduğu zihin dünyasının tüm izlerinden kaçmak ister. Fakat nankörlük ederek Tanrı’ya verdiği ahdinden dönen Yusuf’u yeni bir imtihan beklemektedir. Filmin devamında Yusuf’un yaşayacağı hadiseler, onun yeniden hayatı sorgulamasına ve unuttuğu nimetleri hatırlamasına sebep olur.


Nihayetinde Yusuf’un elde ettiği haz çıplak gözle gördüklerinden daha büyük ve derin bir haz olacaktır: Hakikati anlamanın ve Tanrı’nın merhametine sığınmanın hazzı.

Film, Yusuf’un kafa karışıklığını ve arafta kalmış durumunu izleyiciye ustalıkla aktarırken, zaman zaman izleyiciye, dünyevi hayatın büyüsü içinde unuttuğu bazı şeyleri sarsıcı bir şekilde hatırlatıyor. İnsanın hayatındaki büyük değişimin psikolojik ve duygusal etkilerini anlatırken, aynı zamanda insanın hayatta sahip olduğu en önemli şeyin ne olduğunu sorgulatıyor. Majid Majidi, filmde Yusuf karakterinin iç dünyasını, duygusal çatışmalarını ve yeniden doğuşunu oldukça dokunaklı bir şekilde işliyor. Film, ayrıca İran kültürüne, aile değerlerine ve insanlık hallerine de derinlemesine bir bakış sunuyor. Hayatın anlamı ve insanın gerçek mutluluk arayışını ele alan Söğüt Ağacı, duygu ve imgelerle dolu anlatımı ve sade ama etkileyici atmosferi ile İran sinemasının en önemli yapıtları arasında dikkat çekiyor. Yönetmen ve senarist Majid Majidi’nin ve meşhur oyuncu Parviz Parastui’nin ustalıklarını bir kez daha gösterdiği bu film sizi hayal kırıklığına uğratmayacak. Keyifli seyirler.

Tahir Mahir

“Gerçekten insan pek nankördür.”
Hac Suresi, 66. Ayet

Geribildirim

Mail adresiniz gizli kalacaktır.


Biz Kimiz?

Gayemiz, asırlardır mirasçısı olduğumuz medeniyetin gelişimine katkı sağlamak adına kurduğumuz ilim halkasındaki ilmî faaliyetleri geniş kitlelere ulaştırmaktır.

Cemiyetimizde, genç ve hareketli yazar kadromuz ile Siyaset, Hukuk, Ekonomi, Sosyoloji, Edebiyat ve Tarih gibi ilmî alanlarda gerek akademik gerekse de gündeme ilişkin yazılar kaleme alınmaktadır.


İletişim


Küçük Çamlıca Mahallesi, Filiz Sokak, No:3
Üsküdar/İstanbul