GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KARDAK KRİZİ: KARDAK’TA NELER OLUYOR? | İlim ve Medeniyet

Sevgili dostlar, Kardak’ta neler oluyor diye soruyoruz günlerdir dost meclislerinde..

Ege’de suyu ısıtmaya çalışıyorlar lakin mevsim hala kış.  Türk ve Yunan sahil güvenlik botları arasında sürekli karşılıklı bir rekabet ve misilleme yarışı söz konusu. Bir bu eksikti diyeceğiniz tansiyon vakaları. Ama dozu oldukça iyi ayarlanmış. Ne çok sert ne çok yumuşak, orta yollu bir tansiyon ayarlanmış gibi.

İki ülke arasında geçmişteki hipertansiyon vakalarını unutmamak gerekir.

Şu karasuları meselesi Ege Denizi’nde kronik bir sorun. Sağolsunlar geçmişteki yönetici büyüklerimiz hep ileri görüşlü olmuşlardır. Jest filan yapmayı çok severlermiş ki 3 mil olan karasularının peyderpey arttırılmasına karşı ses etmemişler.

Canları sağolsun diyeceğim ama hayatta değiller..

Şimdi bu Ege Denizi öyle bildiğimiz türden bir deniz değil, bazıları adına Ege Denizi demiyor bile. Her neyse. Olay şu. Ege kıyılarına haritayı açıp şöyle bir baktığınızda acayip bir çarpıklık görürsünüz yani girintili-çıkıntılı. Bir de o çok sevdiğiniz adalar var…

O adalar bir ara bizimdi demeye başlamayalım o konu da ayrı, manüpilasyona çok müsait bir mesele. Hani Sayın Cumhurbaşkanı’nın ifadesiyle bağırsanız duyulacak sesiniz o kadar yakın bizim sınırlara işte.

Ege’nin özel statülü bir deniz olduğunu savunuyoruz, ancak Yunanistan karasuları sınırını 12 mile çıkarmak istiyor, biz de bunu kabul etmiyoruz. Niye? 12 mil karasuları sınırı olursa açık denizlere bağlantımız kesiliyor da ondan. Kesilirse ne olur? Şu olur; 3 tarafı denizlerle çevrili Türkiye, Yunanistan karasularından izin almadan gemileriyle rahat geçiş yapamaz. Ve dolayısıyla bu kabul edilemez.

Bu adaların arasındaki boşluklardan şuan 6 mili esas alarak açık denizden yol alabiliyoruz.

Kardak Krizi’nde en büyük tahrik adacıklara karşılıklı bayrak asma yarışıydı. (1996)

Evet gelelim bu Kardak’a. Kardak ada değil bir kere. ‘‘Kardak Kayalıkları’’dır doğrusu. Diğer adı İkizce’dir. Karşılıklı iki kayacık.. 1990’lı yıllarda az kalsın bir Türk-Yunan Savaşı’na sebep verecek kadar kritik bir mesele olmuş Kardak. Neden? İki tarafta kendine ait olduğunu iddia ediyor.

Kardak Krizi patlak verdiğinde başbakanımız Sayın Çiller Hanımefendi idi.

Biz kayalıkların geçmişteki Ege’deki adaların statüsünü düzenleyen anlaşmaların dışında kalması ve Türkiye’nin Osmanlı bakiyesi olması dolayısıyla egemenlik iddia ediyoruz. Yunanlar? Onlar da biz bu kayalıkların sahibiyiz diyorlar. Eh yuh kardeşim. Yani Allah doyursun gözünüzü diyesi geliyor insanın! Bu kadar olur.

Kardak, Türkiye-Yunanistan arasında suni olarak oluşturulan somut bir çatışma meselesi olarak fırınlanıyor. Ve genelde Türkiye’nin dikkatinin dağıtılması amaçlanıyor. El Bab’ta kahraman ordumuz ilerlerken al sana Ege’de ısıtılmış bir Kardak tahriki…

Yalnız, Yunanistan eski Yunanistan orası tamam da Türkiye eski Türkiye değil ki be tatlım. Çok zorlamamalarını tavsiye ederiz.  Bunlar eskide kaldı. Ama düşman sinsi. Fare gibiler yahu. Sürekli bir şeyleri kemirmek istiyorlar. Meşhur kedilerimiz vardır hatırlatırız.

Son olarak, Yunanlılar biz Türklerden çokça alıntı yapmayı severler, hatta sahiplenirler filan. Biliyorsunuz işte bir ara baklavamıza kadar götürmüşlerdi işi. Şu atasözümüzü öğrenip çerçeveletsinler:

Fırtına eken, rüzgar biçer!

Avatar photo

Eşref TUĞRA

Muckraker Daily Column [email protected]


Geribildirim

Mail adresiniz gizli kalacaktır.


Biz Kimiz?

Gayemiz, asırlardır mirasçısı olduğumuz medeniyetin gelişimine katkı sağlamak adına kurduğumuz ilim halkasındaki ilmî faaliyetleri geniş kitlelere ulaştırmaktır.

Cemiyetimizde, genç ve hareketli yazar kadromuz ile Siyaset, Hukuk, Ekonomi, Sosyoloji, Edebiyat ve Tarih gibi ilmî alanlarda gerek akademik gerekse de gündeme ilişkin yazılar kaleme alınmaktadır.


İletişim


Küçük Çamlıca Mahallesi, Filiz Sokak, No:3
Üsküdar/İstanbul