İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Ey Aksa! Gene akşam oldu, hala var mı ki yağ kandillerinde?
Kandil bu ya; bir zaman ışığıyla aydınlanan bir ümmet vardı…
Gündüzümüzü geceye katan suçlular, acep çok mu derinde?
Akıyor göz yaşım, karanlıktaki ümmete bir zillet mi kaldı?
Gölgesi mübarek, kökleri ki sağlam; Kudüs’ün zeytinlikleri,
Çiçek açmakta umudu zorlayarak inadına ey İsrail!
Hiç cesaret verir mi Yahudinin süslü yapmacık epikleri?
Titrer ayaklar, seslenir; duy! Yakındır olacağın günler zelil.
Gelmez mi o ateşten sarayına bir çığlık ki, zulmün sesidir.
Ey gafil adam! Utanmazsın, senden de cesur Filistinli çocuk!
Daha da konuşma sus! Gayrı yüzündeki cehennem çenesidir.
Ne durursun kaldır sancağı! Yetmedi mi akan kan oluk oluk…
Eller semada, diller duada; bekliyor alem bir Selahaddin…
Dua gayrete, gayret sana aşıktır; yoksa gelmez ki ebabil!
Ey namazı olmayan gafil! Bu mübarek dava senin mi haddin?
Yak şimdi ağıtları! Kaldın böyle Kudüs’süz ve tabi ki sefil…
Uyan! Sarsılıyor Alem-i İslam Kudüs’ün altı oyuldukça…
Değil mi şeref, haysiyet; değil mi Mescid-i Aksa ilk kıblegâh?
Bulamam ki tatminkâr cevap, küffar adam yerine koyuldukça…
Kaybolmuş onurundan da bi haber zavallı, acırım vah ki vah…
Kudüs’ü arar dururum mü ‘minin o saf kalbinde…
Yarası taze, kanı ılık; salar beni bin derde
Umut yolunda acep kapanan bu kaçıncı perde?
Dinmez ki annemin duası gibi baki bir uhde…
Yorum Yaz