İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Devlet ve Güç
Belirli bir toprak parçası olan ve siyasal örgütlü bir yapı kuran tüzel varlıklara devlet denir. 1933 yılında kabul edilen Montevideo Sözleşmesi'ne göre devletin varlığı için dört şey gereklidir. Bunlar önem sırasıyla:
Devletin oluşumuna farklı yaklaşan dört perspektif vardır. Bunlar:
Bu perspektiflerin ilki idealist perspektiftir. Hegel'in felsefesinde hayat bulan bu perspektif aile, toplum ve devletin kolektif yapısında vücut bulur. İkinci perspektif olan işlevselci perspektif devlet kurumlarının rolüne ve işlevine bakarak sosyal düzeni korumaktadır. Üçüncü perspektif olan örgütsel perspektif; devletin kurumlarını, bürokrasiyi ve mahkemeleri sivil toplumdan ayrı tutarak yorumlamaktadır. Dördüncü ve son perspektif ise uluslararası perspektiftir. Devletin diğer ülkelerle kurduğu dış politika ve iletişimin bir sonucu oldugunu savunur.
Devleti tartışma konusu yapmış dört rakip devlet teorisi vardır. Bunlar:
Plüralist devlette güç unsuru topluma eşit bir biçimde dağıtılmıştır. Burada, vatandaşların çıkarı ve kamu yararı söz konusudur. Devlet toplumun hizmetkârıdır. Kapitalist devlette sınıfsal mücadele vardır ve toplumun; politik ve ekonomik yapısı arasında bir bağ söz konusudur. Leviathan devlet aşırı korumacı, baskıcı bir yapıdadır. Bu devlet biçiminde bireyden ziyade devlet önemlidir. "Dadı devlet" olarak da adlandırılır. Patriarkal devlet, devleti cinsiyet odaklı ele almıştır. Feminist ideoloji temelli bu devlet yaklaşımında kadınların toplumda, siyasette, güvenlikte rolünün artması düşüncesi vardır.
Güvenlik ve Jeopolitika
Bu kavramların tanımı ile başlayalım. Uluslararası İlişkiler disiplini bağlamında güvenlik; ülke içinde ve dışında herhangi bir tehdit veya tacizle karşı karşıya kalınıp kalınmaması durumudur. Burada bahsedilen sadece askeri anlamda algılanan güvenlik değildir. Bu güvenliğin ekonomik, sosyal, siyasal ve toplumsal yönleri de mevcuttur. Barry Buzan gibi düşünürler güvenlik tanımının daha geniş kavramlarla tanımlanması gerektiğini savunur.
Jeopolitika, devletlerin coğrafyalarının onlara sağladığı avantaj ve dezavantajları inceler. Devletler bulundukları coğrafyaya göre politik davranışlar sergiler. Dış politikaya yön vermesi bakımından jeopolitika incelenmesi gereken önemli bir alandır.
Uluslararası anlamda devletlere güvenlik zaviyesinden baktığımızda bazı temel sorunlarla karşılaşmaktayız. "Kimin veya neyin güvenliği, bu güvenliği kimin sağlayacağı ve nasıl sağlanacağı, bu güvenliğin kime ve neye karşı olduğu” tartışma konusudur. Bu durumda güvenliği sağlanan ve güvenliği sağlayacak aktörlerin, güvenlik tehditinin ve güvenliği sağlayacak politikaların temellendirilmesi gerekmektedir.
Geleneksel yaklaşımları incelediğimizde realistler güvenlik sorununu en çok dillendiren kesimdir. Devletin güvenliğini yine devletin kendisinin sağlaması gerektiği inancındadırlar. Liberallerde güvenlik kavramını önemsemiş, devletin güvenliği için kolektif yapılanmalara gidilmesi gerektiğini düşünmüşlerdir. Alternatif yaklaşımlardan Konstrüktivistler uluslararası etkileşimin artması sonucu güvenlik anlayışının değişeceğini savunurken, Feministler ve diğer eleştirel teoriler devlet bazlı bir güvenlik anlayışına karşı çıkarak güvenliği uluslararası sistemin güvensiz ortamına bağlamışlardır.
M. Fatih Özmen
Yorum Yaz