İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Bilmem, nerede kaldı bu aydınlık?
İşte, al sana inkılap gibi şaşkınlık.
Yoruldum, yola han, yolcuya yol oldum.
Geç kaldım artık, gaflet mi? Yolum karanlık.
Sokakta yalnız, ateşte kül kaldım.
Affet ey Tebük, sefere geç kaldım.
Yüreğim yorgun, vicdanım mes’ul,
Bu dünyada ben biçare kaldım.
Âdem’den başlayarak cümle hitaba,
Mest-u hayran oldum Habîb-i Zîşân’a.
Kaçsam da fayda yok emanetten,
İnsan idi muhatap o büyük sorumluluğa.
Bombalar patlarken Kudüs’ün minarelerinde,
İnsan atılmıştı bu hazin meydane.
Titretirdi kalpleri bir ses: “Öfkenizden ölün!”
Ve fakat sustu bütün hitap, viranelerinde.
Şüpheden arın artık, rüyadan kalk, tasdik et.
Onca yapılan ahdi düşün, bozulanı tahkir et.
Söz, en büyük varlığıdır insanın.
Toprak olsa da bedenin, secdeden kalk, kıyam et.
Bir gün bak ve haykır geçmişe:
“Hani o vaddettiğiniz günler nerede?”
Uyan ve idrak et artık;
Seni bu devranda döndüren ne diye?
Hamza Azak
Yorum Yaz