TÜRKİYE’NİN ENERJİ GÜVENLİĞİ STRATEJİ PLANI | İlim ve Medeniyet

Enerji güvenliği meselesi, uluslararası enerji piyasalarında stratejik bir öneme sahiptir. Sanayi Devrimi ile kolonyalist devletler üretimin devamı için enerjiye daha fazla ihtiyaç duymuşlardır. Sanayi çağında üretimin devamı, enerji akışının kesintiye uğramamasına bağlıdır. Bu sebeple devletler bir taraftan üretimlerini artırırken, diğer taraftan da enerji güvenliğini garantiye almaya çalışmışlardır.

Sanayi Devriminden beri bu süreç hemen hemen aynıdır. Günümüzde, devletler üretimin devamı ve enerji kesintisinin ekonomiye vereceği zararlardan korunmak için enerji güveliğini sağlamak zorundadırlar. Ülke içindeki günlük ihtiyaçlar ve teknolojik gelişmeler gibi sebeplerle, devletler enerji rezervlerini artırmaya ve enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye çalışmaktadırlar. Aynı şekilde, enerji tüketimi de tarihi süreç içerisinde değişime uğramıştır. Tarihi süreç içerisinde yaşanan enerji geçişi, tüketimde yaşanan enerji değişimini göstermektedir. İlkel çağlarda enerji kaynağı olarak odun kullanılırken, Sanayi Devrimiyle kömür üstün enerji kaynağı durumuna gelmiştir. Günümüzde ise petrol ile doğal gaz baskın enerji kaynağı olarak tüketilmektedir.

Türkiye, sanayileşmiş ülkeler arasına girmeye çalışmaktadır. Bu yüzden, enerji güvenliği meselesi Türkiye için çok kritik bir meseledir. Enerji üretimi ve tüketimi alanlarına yakın olduğu stratejik konumu sebebiyle Türkiye, küresel enerji piyasalarında stratejik bir role sahiptir. Ortadoğu ve Kafkaslardaki petrol ve doğalgaz Türkiye üzerinden tüketim noktalarına taşınmaktadır.

Ülke içindeki enerji kaynaklarının yetersiz olması, Türkiye’yi enerjide dışarıya bağımlı hale getirmektedir. Türkiye, Ortadoğu ve Kafkasya’daki enerjiyi taşırken, ihtiyacı olduğu enerjiyi de bu bölgelerden ithal etmektedir. Türkiye’nin bu enerji bağımlılığı, enerji güvenliğini tehlikeye sokmaktadır.

Siyasi kriz, doğal afet, terörist saldırı ve ambargo gibi her an meydana gelebilecek sebepler yüzünden Türkiye’nin enerji akışı kesintiye uğrayabilir. Böyle bir olay sonucunda Türkiye’nin enerji güvenliğinin tehlikeye girmesiyle ortaya çıkacak sonuçlar, Türkiye’de üretimi de olumsuz olarak etkileyecek ve ekonominin zayıflamasına sebep olacaktır. Bu olumsuz etkiler, enflasyon, işsizlik ve vergilerin artması gibi sonuçlar doğuracaktır. Bu durum karşısında, Türkiye’nin enerji güvenliğini garantiye alması ve gerekli stratejik planlamalara sahip olması gerekmektedir.

Bu çerçevede, Türkiye’nin enerji güvenliğinin sağlanmasında önemli olan üç kritik mesele üzerinde durularak bir enerji güvenliği strateji planı hazırlanmıştır. Bu strateji planı çerçevesinde şu üç mesele ele alınacaktır: enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, enerji ithal edilen ülkelerin çeşitlendirilmesi ve yenilebilir enerji kaynakları üzerinde araştırma ve geliştirme faaliyetleri.

 

  1. Enerji Kaynaklarının Çeşitlendirilmesi

Türkiye’nin enerji ihtiyacının ve talebinin artmasıyla petrol ve doğal gaz başta olmak üzere, enerjiye bağımlılığı da artmaktadır. Günümüzde Türkiye’nin toplam enerji ihtiyacının yaklaşık % 25’i yerli kaynaklardan karşılanırken, ihtiyaç duyulan enerjinin kalan bölümü ise çeşitli bölgelerden ithal edilmektedir. (Kaynak: mfa.gov.tr)

Türkiye üretimde enerji kaynağı olarak petrol ve doğal gaza bağlı bir ülkedir. Bir tarafta, tüketilen doğal gazın % 99’una yakını ithal edilirken, diğer taraftan da tüketilen petrolün %89’u ithal edilmektedir. (Kaynak: ETKB) Halihazırda, Türkiye’nin ithal ettiği enerji kaynaklarının, toplam ithal edilen enerji kaynakları içerisindeki payına göre oranları şu şekildedir: En fazla ithal edilen enerji kaynağı olarak doğal gaz (% 35), kömür (% 28.5), petrol (% 27), hidrolik enerji (% 7 ) ve yenilenebilir diğer enerji kaynakları (% 2.5) (Kaynak: ETKB)

Bu istatistikler Türkiye için kritik bir düzeydedir. Bu sebeple, Türkiye kömür, petrol ve doğal gaz kaynaklarının üretimdeki payını düşürmesi ve alternatif enerji kaynaklarına yönelerek, üretimde mevcut kullandığı enerji kaynaklarının karşısında alternatif enerji kaynaklarını çeşitlendirmelidir.

 

2. Enerji İthal Edilen Ülkelerin Çeşitlendirilmesi

Türkiye, 2015 yılında 25 milyon ton ham petrol ithal etmiş olup, bu ithalat Türkiye’nin 2015 yılında ham petrol tüketiminin yaklaşık % 89’una tekabül etmektedir. Ham petrol ithal edilen ülkeler ve toplamda ithal edilen ham petrolün oranı şu şekildedir: Irak (% 45,6), İran (% 22,4), Rusya (% 12,4), Suudi Arabistan (% 9,6), Kolombiya (% 3,5), Kazakistan (% 2,6) ve Nijerya (% 2,1), (Kaynak: ETKB).

Öte yandan Türkiye son 10 yıl içinde, Çin’den sonra en fazla doğal gaz talebinin arttığı ikinci ülke konumundadır. Türkiye 2015 yılında 48,4 milyar metreküplük doğal gaz ithal etmiştir. İthal edilen bu doğal gaz Türkiye’nin doğal gaz talebinin yaklaşık % 99’unu karşılamaktadır. Çeşitlilik arz eden kaynaklardan ithal edilen doğal gazın yaklaşık %55,3’ü Rusya’dan, %16,2’si İran’dan, %12,7’si Azerbaycan’dan, %8,1’i Cezayir’den (LNG) ve %2,6’sı Nijerya’dan (LNG) temin edilmiştir. (Kaynak: EPDK)

Görüldüğü üzere, Türkiye’nin petrol ve doğal gaz ithalatının çoğunluğu belirli ülkelere bağlıdır. Bu durum, Türkiye’nin enerji güvenliğinin bu ülkelerle olan ilişkilerine bağlı olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin bahsi geçen ülkelerle olan ilişkilerinin bozulması, Türkiye ve bu ülkeler arasında çıkabilecek krizler Türkiye’nin enerji güvenliğini tehlikeye sokacaktır.

Enerji ithal edilen ülkelerle olan ilişkilerin bozulmasıyla ilgili en somut örnek Türkiye’nin, Rusya’ya ait bir savaş jetini düşürmesidir. 2015 yılında petrol ve doğal gaz ithal edilen Rusya’ya ait bir savaş jetinin düşürülmesiyle Türkiye ve Rusya arasında büyük bir kriz yaşanmıştır. Şu anda bu durum, iki devlet arasında ikili görüşmelerin başlamasıyla Türkiye’nin enerji güvenliği için tehlike olarak görülmemektedir. Ancak Türkiye – Rusya arasında yeni bir krizin ortaya çıkmasıyla ve bunun ne tür sonuçlar doğurabileceği öngörülemeyebilir. Siyasi kriz, doğal afet, savaş, terörist saldırı ve ambargo gibi sebeplerle Türkiye’nin enerji ithal ettiği ülkelerle ilişkilerinin bozulması durumunda Türkiye’nin enerji akışı da kesintiye uğrayacaktır.

Türkiye ilerleyen süreç içerisinde, enerji ithal ettiği ülkelerin sayısını artırmalı ve bu ülkelerle yapacağı enerji anlaşmalarıyla işbirliğini pekiştirmelidir.

 

3. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Üzerinde Araştırma ve Geliştirme Faaliyetleri

Doğal çevreye zarar veren maddeler –özellikle petrol– sebebiyle devletler çevre dostu alternatif enerji kaynakları arayışına başlamışlardır.  Güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, dalga enerjisi, biokütle enerjisi, jeotermal enerji, hidroelektrik enerji ve hidrojen enerjisi, günümüzde kullanılan yenilenebilir enerji kaynaklarıdır. Çevreye daha az zarar vermeleri ve yenilenebilir enerji kaynakları olmaları sebebiyle bunlar, enerjiye ihtiyaç duyan ve enerji talebi fazla olan devletlerin ilgisini daha çok çekmektedir.

Türkiye yenilenebilir enerji kaynakları açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Örneğin, Türkiye jeotermal potansiyel ile dünyada ilk 10 Ülke arasındadır. Türkiye jeotermal kullanımında Dünya’da beşinci sırada, Avrupa’da ise birinci sıradadır. (Kaynak: YEGM)

Öte yandan coğrafi konumu sebebiyle ise, Türkiye yenilenebilir enerji kaynakları açısından bazı avantajlara sahiptir. Sahip olduğu güneşli gün sayısı açısından da güneş enerjisinin kullanımı Türkiye için önemli bir fırsattır.

Hidroelektrik enerjisi (su gücü) ucuz, temiz ve yenilenebilir enerji kaynağı olması sebebiyle en çok ilgi gösterilen kaynaklardan biridir. Türkiye nehirlerinin büyük bir kısmı, hidroelektrik enerjisinin kullanımına uygundur. Yüksek ve engebeli araziler sebebiyle nehirlerin akışı hızlı ve fazladır. Bu durum Hidroelektrik Santralleri (HES) ve baraj yapımı için elverişlidir. Türkiye hidroelektrik enerjisi potansiyeli açısında Rusya ve Norveç’ten sonra Avrupa’da üçüncü sıradadır.

Türkiye aynı zamanda diğer yenilenebilir enerji kaynakları açısından da önemli potansiyel ve fırsatlara sahiptir. Bir yandan yenilenebilir enerji kaynakları, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu enerjiye alternatif enerji kaynağı olacak, öte yandan ise Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesiyle enerji güvenliği meselesi de, yerli enerji kaynakları ile daha güvenilir olacaktır.

Nasrettin GÜNEŞ

KAYNAKÇA:

  • mfa.gov.tr: T.C. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI RESMİ SAYFASI
  • EPDK: ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU
  • ETBK: ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI
  • YEGM: YENİLENEBİLİR ENERJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

 

FOR ENGLISH:

https://www.ilimvemedeniyet.com/the-energy-security-strategy-plan-of-turkey.html

TÜRKİYE’NİN STRATEJİK DOĞALGAZ BORU HATLARI

Avatar photo

Nasrettin GÜNEŞ

Uluslararası İlişkiler | Siber Uzay & Siber Güvenlik Çalışmaları ng[at]nsrt.in


Geribildirim

Mail adresiniz gizli kalacaktır.


Biz Kimiz?

Gayemiz, asırlardır mirasçısı olduğumuz medeniyetin gelişimine katkı sağlamak adına kurduğumuz ilim halkasındaki ilmî faaliyetleri geniş kitlelere ulaştırmaktır.

Cemiyetimizde, genç ve hareketli yazar kadromuz ile Siyaset, Hukuk, Ekonomi, Sosyoloji, Edebiyat ve Tarih gibi ilmî alanlarda gerek akademik gerekse de gündeme ilişkin yazılar kaleme alınmaktadır.


İletişim


Küçük Çamlıca Mahallesi, Filiz Sokak, No:3
Üsküdar/İstanbul