ŞİİR YAZMAYA BAŞLAMAK VE ÖTESİ

ŞİİR

Lisede bir arkadaşımın “Sen şiir yazamazsın” demesiyle inatla şiir yazmaya başladım. İlk başlarda başarısız olsam da zamanla utanmayı aşıp kendimi ifade etmeyi öğrendim. Şimdi ise duygularımı özgürce yansıttığım, tutkulu bir şair olduğumu düşünüyorum.

"Sen Şiir Yazamazsın!"

Lisede yakın bir arkadaşım bana sık sık (özellikle Nazım Hikmet üzerinden) şiirin ne kadar güzel bir şey olduğunu dayatmaya çalışırdı. Bense ortaokulda ve lisede gördüğüm Türk Dili ve Edebiyatı (veya sadece Türkçe) derslerinde şiirlerin gereksiz olduğunu düşündüğümden pek ilgilenmiyordum. Gösterdiği şiirlere odağımı bile çok görüyordum anlayacağınız. En son olarak genel ilgisizliğime tepki olarak, tenefüs arasında akıllı tahtadan okumam için bir şiir açmıştı. Aslında bunu gayret odaklı bir şekilde okumaya gayret göstermiştim. Defaatle okudum ve arkadaşıma bende bir anlam uyandırmadığını söyledim. Bunu söylememle gayret ciddi ve bıkmış bir şekilde "Kamil, sen şiirden anlamıyorsun, ne okuyup anlarsın ne de bir tane yazabilirsin" dedi. Özellikle son dediği neden bilmiyorum ama kafamın içine sanki zımbalanmıştı. Bazen bir şeyi yapamayacağım söylendiğinde o şeyi kesinlikle yapmanın yollarını ararım. Şiir yazmaya aslında bu olaydan belki de aylar sonra başlayacaktım ama olsun.

Esasında şiir dilini bilmek aynı ilkokulda Türkçe'nin yazılışından gramerine kadar öğrenmeye benzer. Aslında o yıllarda bize nazım Türkçe öğretilse de şiir Türkçeside bir o kadar önemlidir.

Başlangıç Dizesi

İlk tamamladığım şiiri hatırlıyorum. Açıkcası ne estetik açıdan ne de anlam açısından hiç de başarılı değildi. Yukarıda bahsettiğim olayı aylar sonra tekrar hatırlamamdan sonra lirik temalı bir şiirdi. Ancak günün sonunda bana kattıklarını sayarsak başarılı olduğumu söyleyebilirim. Sanırım az önce hem başarılı hem de başarısız olduğumu söyliyerek çeliştiğimi düşünüyor olabilirsiniz. Haklı olabilirsiniz. Şiir başarısız olabilir ama ben başarılıydım. Ortaokul ve lisede hocalar zorla şiir yazdırtır veya varolan şiirleri tamamlamamızı isterdi. Ben bunları nefretle yapardım. Halbuki kendi özgürlüğümde tamamladığım bu şiiri sahiplenmiştim. Dizelerinden roman çıkacak kadar konuya veya kulağa hoş gelen bir kafiyesi yoktu. Lakin bu benim ilk şiirimdi. 

Bu süreçte en önemli unsur "Utanma" duygusunu zoraki bir şekilde bastırmanızdır. Utangaç ve başarılı bir şair duygularını ifade edemeyeceğinden ötürü kendini iyi yansıtamaz. Bakın utanma duygusu ile hayasızlığı kastetmiyorum. Sizin duygularınız şiirde en önemlisidir. Bunu yansıtmakta çekingenseniz içinizden geldiği gibi değil başkasının istediği gibi yazı yazarsınız. 

Kurnaz Hocam

İkinci şiirimi sınıf öğretmenim olan Derya hocama yazmıştım. Aslında akrostiş bir biçimde 8'li ve 12'li hece ölçüsüne sahip iki versiyon yazmıştım. Bunu doğumgününde hediyeyle beraber arz edecektim ona. Beklenen günde diğer hocalar ve sınıf arkadaşlarım eşliğinde yazdığım şiir okunmuştu. Hocalar ve arkadaşlarım beklediğimden de çok sevmiştiler. Ben ve şiirim övgü yağmuruna tutulmuştu anlayacağınız. 

Bunun üzerine özgüvenim daha da artmıştı yeni şiir çeşitleri dahi yazmaya başlamıştım. Bir defasında sıkça sohbet ettiğim müzik hocama en son yazdığım şiirleri gösterdiğimde hiçbir şey anlamadığını ve beğenmediğini söylemişti. Hatta saçma olduğunu söylemişti. İlk defa bu tepkiyle karşılaşıyordum ve açıkcası şaşırmıştım. Belki de benden şansıma bağlı olarak sadece bir kez sevilecek bir eser çıkmıştı. Başka eserlerim çok şanslı olmadığım sürece sevilmeyecekti. Bu tür bir özgüvensizliğe kapılmıştım. Aslında bir kaç hafta bu özgüvensizliğim sürsede hocanın neden bunu yaptığını anlamıştım. Müzik hocam benim şiir yazmamı istememesi tamamen bencilliktendi. Şiiri kesinlikle beğenmiş hatta başarılı bulmuştu. Oysa ki o sıralarda piyano dersi de veriyordu. Benim şiiri bırakıp piyanoya başlamamın daha iyi olucağını, kesinlikle daha başarılı olucağımı söylüyordu. Zaten ben akıllı bir çocukmuşum hemen kaparmışım... Tabii ki bunlar beni sevgiyle manipüle etmeye çalışmasındandı. Samimi duygularla söylenmemişti. Belki de dediklerine inanıp piyano dersi alsaydım hem yeteneğimin hemde ilgimin olmadığı bir alana benim için yüksek paralar verecek ve sonuç elde edemeyecektim (sonuçta hangimiz kolay kolay piyano bulabiliyoruz ki?). 

Bu süreçte sizi engellemeye çalışacak kişiler en yakınlarınız dahi olabilir. Sadece eleştirilerini kendinizi büyütmek için can suyu varsayın. Bunun dışında sizi kurutmalarına izin vermeyin.

Demir Ateşe Girmeden Şekillenmez

Sayın okuyucu şairlerin bir çoğu duygularını yoğun olarak yaşayan romantiklerdir. Bir ayrılış sevgilileri için sıradan hatta dalga konusu olabilecekken bir şair için yıllar boyunca hayatın anlamında bir kayıp yaşanmıştır. Şairin göğsünün daraldığı konumda en verimli olduğu söylenebilir. Büyük şairlerin bir çoğu en sevilen eserlerini sanılanın aksine villalarında, boğaz manzarasına bakarken, diğer yandan da meyve sularından küçük yudumlar alarak şiirlerini yazmamışlardır. Bazen sürgünde, bazen sokağın ortasında veya şanslıysa gece aniden gelen ilhamla şiirlerini tamamlamışlardır. Özdemir Asaf'ın bir sözü vardır; “İnsan parasını kaybedince fakir, özgürlüğünü kaybedince esir, aşkını kaybedince şair olurmuş”. Bu sözü çok severim. Zira bazen kaybettiklerimiz şeyler bize daha fazlasını üretmemiz için ana kaynağın kendisidir. 

İdealin mağlubiyeti, bir uzak hayal, bir yakın ayrılık, hayattan tükenmişlik gibi şeyler aslında bir şairin en büyük ilham kaynaklarıdır. Bu süreçte yaşadığınız olayları mizaha vurmayı veya komik maniler yazmayı da unutmayın! Yoksa akıl sağlığınızdan olursunuz. 

Her Şey Zihinde 

Bizler çoğu zaman bir halter kaldırdığımızda sadece kollarımızın kuvvetlendiğini sanırız. Esasında bu zihnimizi, hormonlarımızı, organlarımızı, kollarımızı güçlendirir. Aynı şekilde şiir yazınca da kendimizi daha iyi ifade ederiz, daha iyi gözlemler ve hayattan "sıradan" insandan daha fazla anlamlar çıkartırız. Gündelik hayatta biz fark etmeyeceğimiz sayısız gelişim gösteririz.

İlk yazdığınız a harfi ne kadar berbattı hatırlıyor musunuz? bir kaç onsaniye içinde belki de sizin dahi "a" harfi olduğundan şüphelendiğiniz bir şey çizmiştiniz. Ancak şimdi bir saniyeden daha kısa sürede güzel bir "a" harfi çizebiliyorsunuz. Bırakın "a" harfini tüm alfabeyi ustalıkla yazabiliyorsunuz. Aynı şekilde şiir yazma sürecinde de tek yapmamız gereken istikrarımızı bozmamak ve sık sık şiir yazmaya devam etmek.

Buraya kadar okuduysanız teşekkür ediyorum. Kendimi "Usta" bir şairden çok "Tutkulu" bir şair demeyi seviyorum.  Her zaman her yerde her konuyla alakalı şiir yazabilirim. Bu o anlık ilhama bağlıdır. Umarım size yazıyla beraber faydalı olabilmişimdir. O halde size geçtiğimiz günlerde yazmamın beş dakika sürdüğü kısa şiirimi paylaşmak istiyorum. 

Zararım Yok

Seni kendimden tanıdım

Beni benden tanı dedin

Ben seni sensizliğinle tanıdım

Kamil Berkcan Baltay

Kamil Berkcan BALTAY
Kamil Berkcan BALTAY

Ben İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi 3. Sınıf öğrencisiyim. İlim ve Medeniyet Topluluğu'nda yer almaktayım. Edebiyat, şiir, tarih, ekonomi hatta kimi zaman halk oyunları ...

Yorum Yaz