TÜRKİYE-LATİN AMERİKA İLİŞKİLERİ’NİN SEYRİ: FIRSATLAR VE POLİTİKALAR | İlim ve Medeniyet

Avatar photoAbdulkadir AKSÖZ1 Ocak 201810min0

Giriş

Türk dış politikasının çok yönlü vizyonunun temel parametrelerinden birini oluşturan çevre ülkelerle ikili işbirliği ve sıfır sorun hedefi iç içe geçmiş birtakım küresel ve bölgesel sorunlar nedeniyle istenen seviyeyi yakalayamamıştır. Ortadoğu’nun kronikleşen çatışma olgusu, ileriye dönük pek çok siyasi ve ekonomik fırsatın dejenere olmasına yol açmıştır. Türkiye’nin güneydoğu sınırlarının hemen arkasında yaşanan yüksek yoğunluklu Suriye İç Savaşı ile IŞİD terörü karşısında uluslararası toplumun oluşturduğu koalisyon güçlerinin sorunu çözme konusundaki başarısızlığı, Türkiye’ye terör ihracı ve mülteci girişleriyle doğrudan yansımaktadır. Bölgesinde barış ve istikrardan yana olan Türkiye, Suriye konusunda küresel güçlerin çıkar mücadelesinin sınırlarına dayanmış olduğunu görmektedir. Bu bağlamda önemli ekonomik partnerleri olan Rusya ve İran’ın bölge politikaları ile ABD’nin PYD’ye verdiği destek Türkiye’yi rahatsız etmekte bu durum da ilişkilerin kayganlaşmasına sebebiyet vermektedir.

Alternatif Ortaklık

Dış politika yapımında Türkiye’nin alternatif ortaklıklara ve ekonomik anlamda farklı pazarlara açılması, bölgesinde yaşanan sıkışıklığın aşılması ve oluşan zararların minimize edilmesi bakımından önem arz etmektedir. Bu kapsamda belirlenecek ilk rotanın Afrika olması hem coğrafi yakınlık hem de etki gücü bakımından doğal karşılanmaktadır. Türkiye siyasi ve ekonomik çıkarlarının maksimize edilmesine yönelik diplomasi trafiğini genişletirken dış ticaret havuzunu çeşitlendirmesi gerekmektedir. Dünya ülkeleri arasındaki uzaklığın afaki bir hale bürünmesi, fırsatların ve çıkar ilişkilerinin derinleştirilmesini kolaylaştırmaktadır.

Türkiye’nin mevcut şartlarda cumhuriyetin yüzüncü yılında ulaşılmasını hedeflediği siyasi ve ekonomik projeksiyonlar ile yakın çevre ve komşular üzerinde ağırlığını ortaya koymasına ilişkin beklentiler sürekli bölgesel istikrarsızlık sebebiyle arzu edilen noktada değildir. Ne var ki Türkiye’nin dış politikası elastikiyetini komşu ve yakın çevre ülkelerinde tam manasıyla sergileyemese de kendisine göre çeperlerde kalan devletlerle yakın ikili ilişkiler kurma potansiyeli yüksektir. Dış ticaret hacminin genişlemesi ve yeni pazarlara entegrasyonun sağlanması için Türkiye’nin Afrika açılımı kadar Latin Amerika’ya da dürbününü çevirmesi zaruridir. Bu bağlamda Türkiye-Latin Amerika ilişkileri sistematik bir şekilde ele alınmalı, maksimum fayda ekseninde tartışılmalı ve kamuoyunun dikkatine sunulmalıdır.

Unutulan Bölge

Türkiye-Latin Amerika ilişkileri, Türkiye’nin dış politika öncelikleri arasında uzun yıllar geri planda kalmış, ilişkiler minimum düzeyde seyretmiştir. Cumhuriyet’le birlikte -kapitülasyonların kaldırılmasına rağmen- Latin Amerika ile ilişkilerimiz hiç de öyle hatırı sayılır bir ivme kazanamadı.[1] ‘‘Yeni Dünya’’ ile yeterli derecede karşılıklı etkileşime geçemeyen Türkiye, kendisine uzak olarak nitelediği bu bölgeyle kapsamlı bir ilişki ağı örememiştir. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren Latin Amerika’ya cumhurbaşkanı seviyesinde ilk ziyaretin 1995 yılında Süleyman Demirel tarafından gerçekleştirilmiş olması bu tezi doğrular niteliktedir. Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2015’te gerçekleştirdiği Latin Amerika ziyaretleri, 20 yıl sonra gerçekleşen ikinci en üst düzey ziyaret olarak kayıtlara geçmiştir. Latin Amerika’nın potansiyel gücü pek çok alanda değerlendirilmeyi beklemektedir ve Türk dış politikasının çok yönlü vizyonuna saha açmaya hazır durumdadır. Bu kapsamda Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda Latin Amerika Açılımı’nı desteklemesi gerekmektedir.

Latin Amerika ve Karayipler bölgesi, 629 milyon nüfusu, 5,3 trilyon ABD Doları seviyesindeki gayri safi yurtiçi hasılası, Brezilya ve Meksika gibi yükselen ekonomileri, sahip olduğu zengin doğal kaynakları ve büyüyen orta sınıfı ile önemli fırsatlar sunmaktadır.[2] Bu bağlamda Türkiye’nin Latin Amerika ile karşılıklı dış ticaret hacminin arttırılmasının birinci öncelik olarak belirlenmesi ve bu hedefe yönelik somut adımların atılması önemlidir. Türk şirketlerinin sektör bazlı iş imkanlarının tespit edilmesi için Latin Amerika ülkelerinin siyasi, ekonomik, toplum ve kültürel parametrelerinin raporlaştırılması ve akademik araştırma çalışmalarının yapılması gerekmektedir. Latin Amerika üzerindeki birtakım olumsuz imajlar ortadan kaldırılmalı, ”cazip fırsatlar merkezi” fikri yerleştirilmeli ve Türkiye kamuoyunda tanınırlığı olumlu yöne çevrilmelidir. Latin Amerika’da TİKA ofislerinin arttırılması ve Türkçe eğitiminin üniversitelerde verilmesiyle kültürel diplomasi geliştirilmelidir. Özellikle Türk dizilerinin Latin Amerika’da takip edilmesi bölgede kültür elçiliği görevini yerine getirmektedir. Güney Amerika ülkelerinin kurmuş olduğu uluslararası örgütlerle yakın temas kurmak, bölgesel gelişmelerin yakından takip edilmesi açısından İspanyolca ve Portekizce eğitimlerini hızlandırmak ilişkilerin seyrine katkı sunabilecek diğer başlıklardır.

Sonuç

Türkiye uzun vadeli stratejik hedeflerini ulaşmak için çok taraflı diplomasiyi aktif bir şekilde kullanmak ve sepetini çeşitlendirmek zorundadır. Yıllarca dış politikanın açık ara son sırasında konumlanan Latin Amerika, ekonomik kaynakları, nüfusu ve yükselen ekonomileriyle Türkiye’nin ilgisini çekmektedir. Ancak yeterli bilgi sorunu ve somut adım atılması noktalarında eksiklikler devam etmektedir. Her şeye rağmen Türkiye, Latin Amerika’nın potansiyel imkanlarını geçmişe nazaran daha fazla değerlendirebilmelidir. Küresel dünyanın sınırları ortadan kaldırdığı bir ortamda her iki tarafın da -uzun yıllardır gecikmesine rağmen- işbirliğine yönelmesi ve fırsatlardan maksimum seviyede yararlanması gerektiği belirtilmelidir.

Abdulkadir AKSÖZ

Kaynakça

DW, Türkiye’nin Latin Amerika Açılımı, Dünya, 01.02.2016, http://p.dw.com/p/1Hn2d

T.C. Dışişleri Bakanlığı, Türkiye´nin Latin Amerika ve Karayiplere Yönelik Politikası ve Bölge Ülkeleri ile İlişkileri, http://www.mfa.gov.tr/i_-turkiye_nin-latin-amerika-ve-karayiplere-yonelik-politikasi-ve-bolge-ulkeleri-ile-iliskileri.tr.mfa

TRT Haber, Türkiye Latin Amerika ile ilişkilerini güçlendirecek, Gündem, 01 Kasım 2017, http://www.trthaber.com/haber/gundem/turkiye-latin-amerika-ile-iliskilerini-guclendirecek-339784.html

ÖKE, Mim Kemal, Kaderle Dans, Başlık Yayın Grubu, İstanbul 2010

Dipnotlar

[1] Mim Kemal Öke, Kaderle Dans, Başlık Yayın Grubu, 2010, s.13.

[2]T.C. Dışişleri Bakanlığı, Türkiye´nin Latin Amerika ve Karayiplere Yönelik Politikası ve Bölge Ülkeleri ile İlişkileri, http://www.mfa.gov.tr/i_-turkiye_nin-latin-amerika-ve-karayiplere-yonelik-politikasi-ve-bolge-ulkeleri-ile-iliskileri.tr.mfa

Avatar photo

Abdulkadir AKSÖZ

Political Science Indian Subcontinent Studies [email protected]


Geribildirim

Mail adresiniz gizli kalacaktır.


Biz Kimiz?

Gayemiz, asırlardır mirasçısı olduğumuz medeniyetin gelişimine katkı sağlamak adına kurduğumuz ilim halkasındaki ilmî faaliyetleri geniş kitlelere ulaştırmaktır.

Cemiyetimizde, genç ve hareketli yazar kadromuz ile Siyaset, Hukuk, Ekonomi, Sosyoloji, Edebiyat ve Tarih gibi ilmî alanlarda gerek akademik gerekse de gündeme ilişkin yazılar kaleme alınmaktadır.


İletişim


Küçük Çamlıca Mahallesi, Filiz Sokak, No:3
Üsküdar/İstanbul