TEK DÜZELİK VE AYNILAŞAN BİZ | İlim ve Medeniyet

Günümüzde toplumdan uzak yaşamak, insanlardan kopuk bir yaşam sürmek elbette çok zor ve uzak bir ihtimal. Birlikte yaşamayı gerektiren içinde bulunduğumuz şu zaman dilimi çatışmayı ve birlikteliği, karmaşıklığı ve kolay çözümlemeyi, zorlukları ve zorlukları beraberce aşabilmeyi beraberinde getirdiği gibi, farklı olmayı, farklılaşmayı ve sıradanlaşmayı da en az diğerleri kadar beraberinde getiriyor ve aslında bize dayatıyor. Sosyalleşmenin kelime anlamı dışında kullanıldığı, çok farklı yerlere çekildiği, adeta arkasına saklanılacak bir kavram haline geldiği günümüzde, toplumlar sosyalleşmek adı altında, sosyalleşmek adına popüler olanı yapma akımına kapılmış haldeler. Sosyal olma artık eskisinden çok daha dar bir kalıba girmiş durumda.

Bugün öncekilerden farklı olarak bizler bir kimsenin sosyal olmasını birtakım davranışları sergilemesine bağlarken, yine bazı davranışlarda bulunmadığında ise o kimsenin asosyal olduğuna karar verebiliyoruz. Bu yaptığımız veya yapmaya çalıştığımız şey ise insanları kalıba sokma çabası gibi görünüyor. Tam burada ise en fazla yapılanı yapmak, en çok kullanılanı kullanmak insana bir popülerlik- öne çıkma- değer kazanma duygusu veriyor. Bu duygunun bir huy gibi doğuştan gelmediğini, sonradan kazanıldığını düşünenlerdenim. Bu duruma biraz daha geniş açıdan baktığımızda, var olan bir silsileye, akıma dışarıdan birinin dahil olması, özünde o insanı mutlu mu ediyor yoksa tatmin mi ediyor? Sorumuzun cevabı mutlu etmesi ise, diğerleri gibi olmanın bir kimseyi neden mutlu ettiği üzerinde durulması gereken, çok açık uçlu bir soru olarak karşımıza çıkar ki bu bizi bambaşka konulara götürür. Eğer cevap tatmin etmesi ise bu daha üzücü bir sonuçla bizi karşı karşıya bırakır.

Yine en geniş pencereden baktığımızda farklılığını bırakıp aynılaşan bir kişi ve bu eylemini sadece tatmin olabilmek, aynılaşmak için yapıyor ise daha problemli bir durumla karşı karşıyayız demektir. Tüm bunların neticesinde bireyler sonradan kazanılmış bazı sebeplerden dolayı aynılaşmaya hızla devam ediyor. Bunun olumsuz taraflarından biri ise, bir yanlış bir kişi tarafından yapıldığında tespiti ve telafisi kolay olurken, birbiriyle aynı işi yapan, aynı şekle sahip olan, aynı düşünen bir kitle yanlış yaptığında, yapılana yanlış demek bile zor olabiliyor. İşte sosyalleşmenin anlamı dışında kullanılması, arkasına sığınılması da burada karşımıza çıkıyor. Bazıları bunu fırsat olarak kullanırken bazıları farkında bile olmuyor. İşin tehlikeli kısmı da burası, farkında bile olmamak.

Başka bir sorun ise insanların faklı görünmek adına bunları yapıyor olması. Amaç farklı olabilmek fakat yapılan şeyler aynı. Sosyal medyada bunun yansımalarını sık sık görebiliyoruz. Farklılaşmak adına popüler olanı, herkesin yaptığını yapmak ve bunu da ispatlarcasına her platformda ön planda tutmak günümüzde 14-15 yaşlarındaki çocuk sayılabilecek insanlardan 60 yaşlarındaki dedelere, ninelere kadar herkesin kapıldığı bir hastalık gibi. Bundan sonrasını, ne olacağını bilemeyiz ama elimizdeki imkanları doğru kullanmadığımız ortada ve artık bunun farkında olmamız gerek.

Furkan KARADEMİR

Geribildirim

Mail adresiniz gizli kalacaktır.


Biz Kimiz?

Gayemiz, asırlardır mirasçısı olduğumuz medeniyetin gelişimine katkı sağlamak adına kurduğumuz ilim halkasındaki ilmî faaliyetleri geniş kitlelere ulaştırmaktır.

Cemiyetimizde, genç ve hareketli yazar kadromuz ile Siyaset, Hukuk, Ekonomi, Sosyoloji, Edebiyat ve Tarih gibi ilmî alanlarda gerek akademik gerekse de gündeme ilişkin yazılar kaleme alınmaktadır.


İletişim


Küçük Çamlıca Mahallesi, Filiz Sokak, No:3
Üsküdar/İstanbul