İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Hepimizin mutlaka takıntıları vardır. Ama bunu bazı insanlar için hayat felsefesine dönüştüren bir psikolojik rahatsızlık var: OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk). Bu rahatsızlığa sahip insanlar, belki de normal insanların hiç mi hiç kale bile almadığı bazı şeyleri takıntılı hale getirirler. Hatta bu takıntıların çok basit, çok gereksiz şeyler olduğunu bildikleri halde... Örneğin, benim bir arkadaşımda da aynı rahatsızlık var. “Sabah uyandığımda acaba dün aldığım duştan sonra tam olarak temizlendim mi?” diye düşünüyorum. İçim rahat etmiyor ve sabahın daha ilk ışıklarında uyanıp tekrardan duş alıyorum. Hatta bazen duş esnasında bile tam temizlendiğimden emin olamıyorum ve cildim tahriş olana dek sabunla tüm vücudumu lifliyorum. Bu şekilde davranmak bana da mantıksız geliyor çünkü yeteri kadar temizlendiğimi biliyorum ama yine de kendimi durduramıyorum.” diye anlatmıştı bana. Bu rahatsızlıkta kişinin aklına takılan şeye “obsesyon” diyoruz. Örneğin, kişinin evden çıktıktan sonra “Acaba kapıyı kilitledim mi?” diye düşünmesi. Ve bu akla takılan şeyi düzeltmeye çalışmak için yaptığı fiile de “kompulsiyon” diyoruz; yani tekrardan eve dönüp kapıyı kontrol etmesi. Bu rahatsızlık maalesef kişilerin gündelik hayatlarında birçok soruna neden oluyor. Maalesef, takıntılarından dolayı hayatta asıl sahneye değil de kamera arkasına bağlı kalıyorlar. Bugün sizlerle beraber bu rahatsızlığı, nedenlerini, belirtilerini ve bu rahatsızlıkla nasıl başa çıkılacağını konuşacağız. Hazırsanız, başlayalım.
Obsesif Kompulsif Bozukluk, gündelik hayatta bireyin takıntılı olduğu durumlardır.
Obsesyon: Bireyin takıntılı düşünceleridir. Bu düşünceler istemsiz bir biçimde gelişir. Birey, bu düşüncelerin saçma olduğunu bildiği halde devamlı bunları düşünmekten kendini alıkoyamaz.
Kompulsiyon: Bireyin takıntılı düşüncelerinden sıyrılıp içini rahatlatmak için yaptığı tekrar eden davranışlar veya zihinsel eylemlerdir. Bunlar bireyi bir nebze de olsa rahatlatır. Ancak uzun vadeli bir çözüm değildir.
Toplumda yaygın görülen bir rahatsızlıktır. Araştırmalara göre, dünya genelinde her 100 kişiden 2’si hayatının bir döneminde bu rahatsızlığın belirtilerine maruz kalmıştır. Bu rahatsızlık genellikle ergenlik döneminde görülür ve kontrol altına alınmadığı takdirde kronikleşebilir. Birçok insan bu rahatsızlığın aşırı titizlik olduğunu düşünse de Obsesif Kompulsif Bozukluk ciddi bir ruhsal hastalıktır.

Bu hastalığın tek bir nedeni yoktur. Birden çok faktör bu rahatsızlığın tetiklenmesinde rol oynar.
Biyolojik: Ön beyindeki işlev bozukluğu ve serotonin adını verdiğimiz, beyinde bulunan kimyasalın dengesizliği bu hastalık ile ilişkilendirilebilir.
Genetik: Eğer bireyin aile fertlerinde bu rahatsızlık varsa, bireyde de meydana gelmesi ihtimaller arasındadır.
Psikolojik ve çevresel faktörler: Birey çocukluğunda travmatik bir olay yaşamışsa veya fazla stres içeren bir hayat sürdürüyorsa, bu özellikler de bireyin bu rahatsızlığa yakalanma ihtimalini artırır.
Belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterir, ancak en çok bilinen belirtiler şu şekildedir:
Bu saydıklarımız en bilinen belirtiler arasındadır. Ve bunlar, kişinin zaman kaybına, hayat kalitesinin azalmasına ve arkadaşlık ilişkilerinde toksikliğe neden olabilir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk, bireyin hayatını olumsuz yönde etkileyen bir rahatsızlıktır. Ancak doğru tedavi ile kontrol altına alınabilir. Erken teşhis ve profesyonel yardım, rahatsızlığın ilerlemesini önler.
Mustafa Türkuçar
11.11.2025 / 19:08Gerçekten de eksik olan bir şeylerin anlam kazandığı bir makale olmuş MAŞALLAH ellerinize sağlik
Mensur Sal
04.11.2025 / 10:53Elinize emeğinize sağlık Abdülkadir hocam. Obsesif kompulsif bozukluk günümüzün en büyük psikolojik tetikçilerinden birisi ve değindiniz gibi uygun tedavi yöntemleriyle aşılması mümkündür. Kim bilir belki de bunları kişilik bozukluğu değil de kişinin kendini tanıma ve bulma evresi diye de nitelendirebiliriz. Sizin bu seriniz kendini bulma evresinde gören insanlar için ne büyük bir ışıktır. Akademik kariyerinizde başarılar temenni ediyorum.