Yahudilerin geçmişte var olan ve bugün de devam eden bazı özellikleri şunlardır:

Yahudiler, geldikleri bölgenin zenginleşmesine büyük oranda katkı sunuyorlardı. Avrupa’da bazı şehir merkezlerinde sadece zengin Yahudilerin yaşamasına izin veriliyordu. Avrupa’nın edebiyat, felsefe, aydınlanma ve bilim alanlarına büyük katkıları olmuş olan düşünür Moses Mendelssohn, Berlin şehrine hayvanların girdiği kısımdan girmiştir. Böylece Avrupa’da modern eğitimlerin ve sosyal bilimlerin başladığı söylenmektedir. Endülüs’te ticari alanda Yahudilerin Endülüs’e refah kazandırdığı iddiaları vardır. (Kahraman Şakul) Fatih Sultan Mehmet de Yahudilere “İstanbul’a yerleşin” diyerek onları şehre davet etmiştir. Bu dönemde Yahudiler, Avrupa’daki tanıdıklarına “İstanbul çok güzel, buraya yerleşin” gibi ifadeler içeren mektuplar göndermişlerdir.

Theodor Herzl kitabında “Yahudiler bölgeyi zenginleştirecek ve refah getirecek ve böylece Araplar karşı çıkmayacak” demektedir. Hristiyan Siyonistler ise Osmanlı’ya Yahudi kapital zenginlerin geleceği vaadinde bulunmuşlar ve böylece Osmanlı sanayileşecek, zenginleşecekti. Hristiyan Siyonistlerden İngiliz devlet adamı Lord Palmerston da Osmanlı’ya başvuruda bulunduklarından sonra büyükelçilerine şu ifadeleri kullanıyordu:

“Yahudileri Filistin’e dönmeye davet etmeleri hususunda Bâbıâli’ye yaptığımız teklifin peşini bırakma. Konuyla yakından ilgili olan dindar kesimin bu ülkedeki etkisinin ne kadar büyük ve bağlantılarının ne kadar geniş olduğunu ve Yahudilerle ilgili teklifimizi yerine getirirse Sultan’a ne kadar önemli katkı yapacağını tahmin de edemezsin. Bu girişimle çok sayıda varlıklı kapitalistin ülkesine geleceği, iş imkânlarını artıracağı ve İmparatorluğunu zenginleştireceği için Sultan’a ciddi faydalar sağlayacak.”(Tufan Buzpınar)

Birinci Dünya Savaşı’nda özellikle Yahudi sermayesine sıklıkla başvuruluyordu. Finans merkezi Londra’daydı ve orada Rothschild gibi zenginler oldukça etkindi. Almanya ve Rusya “propagandalarını” Yahudi serveti üzerine yapıyordu. İran’da Rıza Şah döneminde Yahudiler refah kazanmıştı. Bu duruma itirazlar yükseliyordu; özellikle Ruhullah Humeyni döneminde. İran, Rusya ve Almanya, farklı dönemlerde Yahudi zenginliğine savaş açmış oldular.

Ortadoğu’da İsrail, Arap ülkelerinde olduğu gibi büyük miktarlarda doğal kaynaklara sahip olmamasına rağmen, kişi başına düşen milli gelirde ikinci sıradadır. Aşağıdaki tablo 2024–2025 verilerine dayanarak hazırlanmıştır:

Tablo, 2024-2025 verilerine dayanarak yapay zekâya hazırlatılmıştır.

Yahudilerin bir diğer özelliği ise köprü görevi görmeleridir. Doğu’nun ilmî birikimini Batı’ya aktarma sürecinde birçok Yahudi tercüman görev almıştır. Endülüs’te Müslümanların ilmî birikiminin Batı’ya aktarılmasında da Yahudiler önemli bir rol oynamıştır. Öyle ki Endülüs, bir dönem öylesine ileri bir ilmî seviyeye ulaşmıştır ki, gençliğinde eğitim almak için buraya gelen bir Papa dahi olmuştur. (Kahraman Şakul)

Günümüzde ise Suudi Arabistan, Katar, İran ve bir dönem Türkiye, ABD ile ilişkilerini geliştirmek amacıyla Yahudilerden bir tür köprü rolü üstlenmelerini istemişlerdir. Dünyaya açılmanın yolu bir nebze de Yahudiler üzerinden geçmiştir. Bu ülkeler zaten bir anlamda Amerikanlaşmaya çalışan ülkelerdir. Böylece bölgenin bir “Amerikanizasyon” sürecinden geçtiği söylenebilir.

Not: Değerli okuyucularım, amacım bir şekilde İsrail güzellemesi yapmak değildir. İsrail’in güçlü olma sebeplerinden birisi de Batı sisteminin bir parçası olmasıdır. Her yıl ABD önemli miktarlarda yardım yapar ve Hristiyan Siyonistler ise milyarlarca tutmuş bağış ve yardım kampanyaları düzenlemişlerdir.

Kaynakça

Kahraman Şakul. “Siyonizmin Meşruiyet Arayışlarında Endülüs.” Derin Tarih, Kasım 2025.

Buzpınar, Ş. Tufan. “İngiliz Hıristiyan Siyonistlerin Osmanlı Topraklarındaki Faaliyetleri.” Derin Tarih, Kasım 2025.

Ozan Dur