İSRAİL ÇALIŞMALARI NEDEN ÖNEMLİ?

BATI ASYA TARİH

Ülkemizde acilen başlaması gereken çalışma alanlarından birisi de İsrail'dir. İsrail üzerine ivedilikle araştırmalar ve çalışmalar yapılması gerekmektedir.

İsrail Çalışmaları Neden Önemli?

Ortadoğu’da Suriye, İran, Lübnan, Mısır, Suudi Arabistan, BAE, Yemen ve birçok bölge sürekli İsrail ile gündeme geliyor. İslam dünyasını birinci dereceden en çok tehlike eden Yahudilerdir. Bununla birlikte Ülkemizi de tehdit edecek ve güvenlik sorunu oluşturacak bir seviyeye mevzular gelmiştir. Doğu Akdeniz’de ve Suriye’de Ülkemizi sınırlamaya çalışan bir ülkeden bahsediyoruz. Bu ülke hakkında en az 50 yıllık birikimimiz olmak zorundaydı ama maalesef bizden önceki nesiller bu konuyu göz ardı ettiler. Bununla birlikte bizler daha güçlü bir şekilde bu meseleye eğilmek zorundayız. İsrail üzerine stratejik, tarihi, edebi, teknolojik ve savunma sanayii alanlarında stratejik çalışmalar yapmak zorundayız. İsrail, ABD ile işbirliği yaparak bölgenin güvenliğini tehdit etmekte ve kendi ağızlarıyla istikrarı bozma hayallerinde olduklarını söylemektedirler.

Bugün bölge uzmanlarından birisi neredeyse yoktur ki Filistinlilere dair yazmamış olsun. Filistinlilere dair halkımızın yazarlarının önemli bir kısmı da yazmıştır. Lakin bunlar yeterli değildir. Bu çalışmalar ve bölge/ülke çalışmaları günde en az 2-3 saat olacak şekilde her gün sürdürülmelidir. Bu kişinin ömür boyu sürdürdüğünde geride bir külliyat bırakabilmesine olanak sağlar. Dolayısıyla Filistin hakkında daimi çalışan İnsanlarımız olmalı ve keza İsrail çalışan daimi İnsanlarımız da olmalıdır.

İsrail çalışmalarında İbranicenin önemi nedir?

Yahudiler çok iyi Arapça biliyor ve teşvik edecek filmler ve diziler yapıyorlar. İHA ve SİHA’lardan kağıtlara Arapça talimatlar yazıp atıyorlar. Dünyada bildiğim kadarıyla Filistin Lehçesine dair tek bir çevrimiçi sözlük var ve Yahudiler yapmış. Yani Onlar bizi çalışıyor. Biz onları çalışıyor muyuz? Ammiceye dair Ülkemizde neredeyse hiç çalışma yok. Şam Lehçesi, Körfez Lehçesi, Mısır Lehçesi ve daha birçok lehçeyi bilmiyoruz ve tanımıyoruz. Bu lehçelerde Türkçe kelimeler de var. Bunlardan dahi birçoğumuzun belki haberi yok.  Batı İslam dünyasını ve İslam dünyası çalışmalarını teşvik etti. Kendileri “büyük bir medeniyet” kurdular. Batı Medeniyeti. Bugün Batı olmasaydı İslam dünyasında birçok konu hala çalışılmamış olacaktı. Ama bu çalışmaları da masum olarak görmemek lazım. Birçok bölgeye dair Batılıların seyahatnameleri var. Müslümanlardan yazan kişi çok yok özellikle seyahat hakkında. İbn Battuta var benim bildiğim, Ortaçağ’ın en büyük seyyahlarından birisi. İsrail’de El-Ezher Şeyhinin söylediklerini dahi takip ediyorlar. Çünkü Ezher bağlayıcı ve önemli bir kurum. Mısır denilince Ezher akla geliyor. Ezher, Filistin’e “mukaveme” diyor yani “direniş”. Olumlu bakıyorlar ve İsrail bunu dahi inceliyor. İslam dünyasında müfredatları değiştirmeye yönelik projeleri var. Bu konuda ülkelere baskı yapıyorlar. Bazı Batı ülkelerinin Kur’an’daki diğer din mensupları ile alakalı bazı ayetlerin değiştirilmesini talep etmeleri boşuna değil.

Yahudilerin uçaklardan attıkları bir kağıt parçası. Refah sadece başlangıçtı yazıyor. Bugün bunu okuyanlar anlayabilir ama gelecekte okuyanlar için meseleyi anlatayım. İsrail şuan Gazze’de büyük bir soykırım yapmakta ve Refah bölgesini yerle bir etmektedir. Psikolojik harp teknikleri bağlamında, yıpratma amacıyla Gazzelilere bu kağıttan atıvermiş. Filistinlilerde Sumûd anlayışı vardır yani direniş ve dayanıklılık. Toprağa bağlı Milliyetçilik çok fazla Filistinlilerde. Allah yardımcıları olsun. Teknoloji tamamen aleyhlerinde gelişiyor ve bütün teknolojik silahlar üzerlerinde kullanılıyor.

Lisansta iken bir dil merkezi kurma hayalim vardı. Az bilinen ve göz ardı edilen dillere dair bir merkez oluşturmak hayal ediyordum. İbranice de bunlardan birisi idi. Bir yıllık bir eğitim almıştık biz ve arkadaşlarımı dahi hadi dil eğitimi verelim diye teşvik etmeye başlamıştım. Medeniyet Üniversitesi’nde ben İbranice eğitimi, arkadaşım da Urduca eğitimine dair bir kurs açtı. İkimizde bir dönem boyunca bu dersleri vermeye çalıştık. Daha sonra arkadaşıma Urduca öğrenimine dair bir yazı yaz dedim. O da sağ olsun yazdı ve 100 bine yakın görüntülenme aldı. Ben de İbraniceye dair bir yazdım 2018’de ve 1.5 milyondan fazla görüntülenme aldı. Bununla birlikte bir yıl önce Farsçaya dair bir yazı kaleme almıştım. Orada Farsça nasıl öğrenilir? Bu konuda görüşümü belirttim. Yazım kısa sürede yüzbinlerce tıklanmaya ulaştı. Daha sonra İran’da dil eğitimi alınabilecek kurumlardan bahsettim ve o yazımda büyük ilgi gördü Hamdolsun. Amacım Ortadoğu uzmanı yetiştirmekti ve bu diller Ortadoğu için çok önemliydi.

Tarihimizde Beytü’l-hikme var ve birçok dilden çeviri faaliyetleri yapıyorlar. Galiba böyle bir durum hayal ediyordum. İsam’da Beytü’l-Hikme’ye dair şu ifadeler yazılmış durumda “İslâm coğrafyasının genişlemesiyle Müslümanların Helenistik, İran, Hint ve diğer kültürlerle temasları sonucu bunlara karşı kendilerinde geniş bir ilgi ve merak uyanmıştı”

Bugün bu merakı belki canlandırmalıyız. Beytü’l-hikme’nin üzerinden bin yıldan fazla bir zaman geçti ama hala zihinlerde taze. İslam’ın üstünlüğünü gösterme amaçları olduğu da aynı kaynakta söylenilmektedir. O dönemde Farsça gibi bir dil öğrenilmiştir. İrani halklar dönüştürülmeye çalışılıyor diye biliyorum. Farsçanın yerini Arapça alıyor ve Arapça bir tutuculuk var. Buna rağmen Farsça incelenmiş ve Farsça eserler Arapçaya çevrilmiş durumdadır. Bizim yüzyılımız ise bölge çalışmalarının olduğu bir yüzyıldır. Bu durumda Ortadoğu Ülkemizi en çok ilgilendiren bölge olarak karışımıza çıkıyor. Burada İsrail bölgeyi dizayn eden ve bölgeyi Batı yanlısı tutmaya çalışan bir aktördür. Ülkemizi Suriye’de ve Doğu Akdeniz’de sınırlama çalışmaları yaptığı bilinen bir gerçektir. Bu bağlamda İsrail çalışmalarının önemi ortaya çıkıyor.

Ben olaya dini ve milli bir perspektiften bakıyorum. Sizler böyle bakmak zorunda değilsiniz sevgili Gençler. Ülkemin ve Müslümanların bir dilciye ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum ve bu tarzda yazıyorum. Popülist olmak gibi bir niyetim yok. Ülkemin penceresinden bakıyorum çünkü Ülkemi çok seviyorum. Ülkem için nasıl daha stratejik adımlar atabilirim buna kafa patlatıyorum. Bu bağlamda üzerime vazife olmayan işlere dahi kalkışıyorum. Bunlar benim sebeplerim ve herkes için bağlayıcı olmayabilir, bunu da belirtmek isterim.

Önemli olan iyi niyet, ihlas ve çaba Sevgili Gençler. Bütün meselenin özü budur. Ali Ulvi Kurucu’ya babası ilmi sevdiriyor ama o zaman Arapça dahi yasak. Yani bir geleceği yok. Ali Ulvi Ağabey bu işin geleceği yok deseydi bıraksaydı biz bugün Peygamber aşığı ve ebedi güzellik olan Onun Hatıralarından bihaber kalacaktır, olmayacaktı. Yani tabii ki meslek edinmeliyiz ama bir davamız ve Allah için yaptığımız bir şey varsa, onu az da olsa ömür boyu yapmak gerekiyor. Bu alan belki bizim hayatımızı ihya edecek, bilemeyiz. O yüzden Allah rızası için ve iyi niyetle yaptığımız ve memleketimizi ilgilendiren işler olmalı. Ben bu konuda A partisi ve C partisi diye Gençlerimizi ayırmıyorum. Hani mezhepten, meşrepten ve gelenekten olursanız olun, Ülkemizin ve ümmetin Gençlerinin her birinin güçlü olması bizim için ve geleceğimiz için inanılmaz faydalıdır. Gelecek Gençlerle Gelecek inşaAllah.

Ozan Dur

Ozan Dur
Ozan Dur

Ozan Dur, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Tarih Bölümü’nden mezun olup, İngilizce, Osmanlıca, Farsça, Arapça ve İbranice öğrenerek dil alanında uzmanlaştı. Humboldt Üniversitesi, İmam Humeyni Üniversit ...

Yorum Yaz