DIŞ POLİTİKAYI BELİRLEYEN DIŞSAL FAKTÖRLER | İlim ve Medeniyet

Dış politikayı belirleyen faktörler içsel ve dışsal faktörler olmak üzere ikiye ayrılır. Bu faktörler bir devletin dış politikasına doğrudan etki eden sistemleri ifade eder. Faktörler gruplandırılırken genellikle fiziki çevre, kamuoyu algısı ve hukuksal çerçeve dikkate alınır.

1.Uluslararası Siyasal Sistem

Bir devletin dış politikasına doğrudan etki eden fiziki çevreyi ifade etmektedir. Alt bölümlerinde ayrılıklar yapılırken genellikle tarihsel bir yaklaşım benimsenmekle beraber, bunun yanında, devletlerin sayıları, yapıları, örgütleniş biçimleri ve ilişkileri gibi faktörlerin de dikkate alındığı görülmektedir.

a)Tek Kutuplu Sistem

Tek bir egemen gücün olduğu, diğer devletlerin veya siyasal ünitelerin ise bu merkezi gücün altında yer aldığı bu tür sistemlerde merkezi güç sistem içinde tam denetime sahiptir. Oldukça bütünleşmiş bir yapıya sahip olduğundan istikrarlı bir sistem olarak kabul edilmektedir. (hiyerarşik sistem)

b)Güç Dengesi Sistem

Güçleri yaklaşık olarak eşit olduğu varsayılan ve birbirlerine karşı açık bir üstünlükleri olmayan en az üç büyük devletin bulunması gerekmektedir. Güç dengesinin istikrarlı bir şekilde devam edebilmesi için bu sayının beş ya da altı olması gerektiği üzerinde durmaktadır. Bu sayının üçe inmesi durumda herhangi iki devletin anlaşarak diğer devleti ortadan kaldırma yoluna gidebileceklerine dikkat çekmektir. Dolayısıyla hiçbir devlet diğerlerinin üzerinde sürekli bir hakimiyet kuramaz. Devletlerin çıkarları sürekli değiştiğinden ötürü uzun süreli ittifak oluşturmak mümkün değildir. Dengeleyici devletin tek endişesi dengenin bozulmasıdır, yoksa kimin tarafından bozulduğu onun için önemli değildir. Bu nedenle dengeleyici devlet sürekli ittifaklara girmez. (Örneğin; İngiltere 18.yy.da güç dengesinin başını çekiyorken, 20.yy’da güç kaybedince bu durum ortadan kalkmıştır.)

c)İki Kutuplu Sistem

Bu tür sistemlerin en önemli özelliği devletlerin iki blok etrafında yoğunlaşmış olmalarıdır. Her iki blokta da ABD ve SSCB gibi blok önderleri ve NATO ve VP gibi blok örgütleri bulunmaktadır. Sıkı ya da gevşek sistem olarak ikiye ayrılır.

Sıkı iki kutuplu sistemde aktör sayısı daha azdır ve bütün aktörler bloklardan birine üyedir ya da taraftardır. Evrensel faktörler ya yoktur ya da önemli bir etkileri görülmedikleri için yok sayılmaktadırlar. Sıkı iki kutuplu sistemleri, çok istikrarlı ve bütünleşme derecesi yüksek bir sistem olarak düşünmek mümkün değildir.

Gevşek iki kutuplu sistemlerin en büyük özelliği blokların hiyerarşik yapısının daha zayıf olmasıdır. Katılmayan ve tarafsız politikalar izleyen devletler de bulunabilir. BM gibi evrensel aktörlerin bulunmasıdır. Eğer bloklar hiyerarşik örgütlenme yapısına sahip değilse sistem bir ölçüde güç dengesi sistemine benzer ve devletlerin belli ölçüde hareket serbestlikleri vardır. Fakat ittifak değiştirmeler ancak iki blok etrafında olabileceğinden bu noktada güç dengesi sisteminden farklılık göstermektedir. Gevşek iki kutuplu sistemde, güç dengesi sisteminde olduğundan daha fazla savaştan kaçınma söz konusudur. Gevşek iki kutuplu sistemde ittifaklar, daha uzun sürelidir ve ideoloji, ittifakların oluşmasında hemen hemen başlıca etken olmaktadır.

d)Çok Kutuplu Sistem

Tarihsel karşılığı bulunmayan bu tür sistemler ikiden daha fazla bloklaşmanın ya da koalisyonun söz konusu olduğu sistemlerdir. Bu tür sistemlerde uzun süre devam eden ideolojik nitelikte ittifaklar görülür. 1950’lerin ortalarında özellikle Bağlantısızlar Hareketi’nin giderek bağlantısızlar bloğu olarak anılmasıyla çok kutuplu bir sistemin gündeme geleceği düşünüldüyse de zaman içerisinde bu ülkeler grubunun yekpare bir görünüm sergilememesi ve birlikte hareket etmelerini engelleyen içsel ve dışsal dinamikler söz konusu hareketin blok olarak nitelenmesini zorlaştırmıştır. (Örn: Çin Halk Cumhuriyeti)

e)Bloksuz Sistem

Özellikle 2005 ve 2006 dan sonraki gelişmeler Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan sistemle ilgili yeni bir kavramın kullanılmasına yol açmıştır. Savaş sonrası sistem temel özellikleri bakımından güç dengesine benzemektedir. Zira 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılması ile Soğuk Savaş’ın ve 1991 de Sovyetlerin dağılması ile iki kutuplu sistemin sona ermesi öncelikle nasıl bir sistemin ortaya çıkacağı konusunu da beraberinde getirmiştir. İlk başta ABD’nin tek süper güç, tek kutuplu krizinin ilerleyen sürecinde ABD’nin giderek güç ve prestij kaybetmesiyle ve farklı küresel güçlerin ortaya çıkmasıyla beraber, sistemin tek kutuplu niteliğinin değiştiği kanaati hakim olmuştur. Richard Haas’a göre bu yeni sistem bloksuzluk olarak tanımlanırken, yeni sistemin çok kutuplu sistemden farklı ülkelerin belli başlı ülkelerin etrafında toplanmalarıyla oluşan blok ya da blokların olmamasıdır.

2.Dünya Kamuoyu

Gerek dünyada gerekse ulusal anlamda ‘kamuoyu’ oluşumuna katılan ve bunları belirleyen ve kendilerine kanı önderleri adı verilen belirli kişi veya gruplar ( Obama, Bush, FED başkanı, onların sahip oldukları medya kuruluşları vb.) bulunmaktadır. Bunların yaptığı bir açıklama veya ortaya koydukları görüş bir anda dünya kamuoyunun görüşü haline gelmekte ya da öyle kabul edilmektedir.

3.Uluslararası Hukuk

Uluslararası hukuk, devletlerin dış politikalarının hukuksal çerçevesini ve sınırlarını belirlemektedir. Tayin ettiği sınırlar içinde hareket etmesi beklenir. Çoğu zaman uluslararası hukuk kuralları yerine gücün daha etkili olduğu doğrultusunda genel bir kanaat hakimdir. Uluslararası alanda bu boşluğu doldurmak için BM ve NATO gibi uluslararası örgütler oluşturulmuşsa da bunların da tüm konularda eşit şekilde davranamadıkları görülür. Dolayısıyla uluslararası hukuk kuralları, herkese eşit şekilde uygulanmayabiliyor. Bazı ülkeler hakkında alınan BM kararlarına uyulması konusunda ilgili ülkeye karşı daha yoğun bir baskı hatta askeri güç kullanılması–Irak işgali- devletlerin dış politikalarının çerçevesini tayin eden ve onları belli ölçüde sınırlayan kurallara işaret etmektedir.

YUSUF TANER KILAVUZ

Avatar photo

Yusuf Taner KILAVUZ

Istanbul Medeniyet University, Faculty of Political Science, Department of International Relations. [email protected]


Geribildirim

Mail adresiniz gizli kalacaktır.


Biz Kimiz?

Gayemiz, asırlardır mirasçısı olduğumuz medeniyetin gelişimine katkı sağlamak adına kurduğumuz ilim halkasındaki ilmî faaliyetleri geniş kitlelere ulaştırmaktır.

Cemiyetimizde, genç ve hareketli yazar kadromuz ile Siyaset, Hukuk, Ekonomi, Sosyoloji, Edebiyat ve Tarih gibi ilmî alanlarda gerek akademik gerekse de gündeme ilişkin yazılar kaleme alınmaktadır.


İletişim


Küçük Çamlıca Mahallesi, Filiz Sokak, No:3
Üsküdar/İstanbul