Hamit Fendoğlu siyasi tarihe geçen ismiyle “Hâmido’’… Hamit Fendoğlu 17 Nisan 1978 günü sabahında Ankara-Emek PTT’sinden kendisine kargo ile gönderilen bombalı paketi evinde açıp gelini ve iki torunuyla birlikte hayatını kaybettiğinde henüz 4 aylık Malatya belediye başkanıydı. Paketin içinde bomba olduğunu fark ettiği anda paketin üzerine kapaklanarak torunlarını ve gelini kurtarmak istedi ancak bomba patladığında vücudu paramparça evin değişik noktalarına savrulan Fendoğlu maalesef paketin içinde çikolata var beklentisiyle etrafını saran 2 torununu ve gelinin kurtaramadı. Eşi Mukaddes Hanım ise o sırada evdeydi ama bombanın uzağında odadaydı bu sayede hayatta kaldı. Fendoğlu’nu yanıltan şey paketin 1960 darbesinden sonra Yassıada’da aynı hücrede beraber kaldığı arkadaşı Kasım Önadım ismiyle gönderilmiş olmasıydı.
11 Aralık 1977 tarihinde yapılan mahalli seçimlerde, aday olduğu Malatya Belediye Başkanlığı’nı, bütün sağ partilerin desteğini alarak kazanmış ve 54 yıldır süren CHP’den Belediye Başkanı seçilme geleneği sona erdirmişti. Yıllar süren sol zihniyetini devirmesi onun da sonu olmuştu.
18 Nisan 1978 sabahında Hamido’nun ölüm haberinin alınmasıyla sabahın erken saatlerinden itibaren kente, komşu il ve ilçelerden, köylerden akın akın insanlar gelmeye başlamıştı. Sayıları gittikçe artan ve çoğu 15-20 yaş arasındaki gençlerden oluşan bu gruptaki insanların sayısı 20.000 kişiyi aşmıştı. Gençlerin ellerinde özel hazırlanmış sopalar, zincirler, nacak gibi saldırı aletleri bulunuyordu. Yüzleri maskeli olan çok sayıda kişi de, toplanan grupların önüne geçtiler. Çeşitli kollara ayrılarak “Kahrolsun Komünizm, katil Ecevit, Müslüman Türkiye, Dan Dan Hamido’ya intikam.” Sloganlarıyla, yürüyüşe ve saldırıya geçtiler. Göstericilerin önünde bulunan maskeliler, solcu ve Alevilere ait önceden işaretlenmiş işyerlerini göstererek tahrip ettiriyor, arkasından gaz dökerek yakıyorlardı. Yanan yağların, mobilyaların, halıların, deterjanların kokusu ve dumanı tüm Malatya’yı sardı. Siyasi partilerin, kitle örgütlerinin, gazetelerin, tekel bayilerinin içkili lokantaların ve içki satan marketlerin binaları ateşe verildi.
Artık kimin ne yaptığı bilinmez olmuştu. İşaretlenmiş işyerleri ve konutlar tahrip ve yağma edilerek ateşe veriliyordu. Yalnızca jet uçakları alçaktan uçarak ve sesleriyle saldırganları caydırmaya çalışıyorlardı. Ancak bu bir işe yaramamıştı. Sokaklara dökülen eşyalar alev alev yanıyordu. Ateşi söndürmeye gelen itfaiye araçları, hortumları kesilmiş olarak, sokaklarda bekletiliyordu. Olayları yatıştırmak amacıyla bir konuşma yapan Malatya Cumhuriyet savcılarından Necati Sezener ile Adıyaman‘dan gelen Jandarma Komando Birliği komutanı Yüzbaşı Arif Doğan Devlet Hastanesi Başhekimi Yüksel Fenercioğlu saldırıya uğradı.