TÜRKİYE VE TÜRK DEVLETLERİNDE NEVRUZ KUTLAMALARI | İlim ve Medeniyet

ÖZET

  Hazırladığım makalede insanlık tarihi kadar çok eski olan ve Türk soylarının kadim bayramlarından biri sayılan Nevruz Bayramını anlatmaya çalışacağım. Bu konuyu seçme amacım kendi ülkemde (Azerbaycan) büyük coşkuyla kutlananNevruzu metin haline getirmek ve nasıl kutlanıldığını anlatmaktır.Kutlamaların içinde bizzat bulunduğum için kendi gözlemlerimi’ de kataraktan konuyu ele aldım. Bu konuda çok fazla kaynak bulunmaktadır. Makaleyi yazarken ana kaynak olarak DİA ve Türkler Ansiklopedisini, yardımcı kaynak olarak dainternetten indirdiğim Nevruz kutlamalarıyla ilgili çalışılmış birçok makale ve dergilerden istifade ettim. Kaynakların hepsi genel olarak aynı şeylerden bahsediliyor. Makalenin daha iyi anlaşılması için birkaç başlıklar altında anlatmaya çalıştım. Makale Giriş, Osmanlıve Selçuklu’da, Türkiye’de, Kazakistan’da, Kırgızistan’da, Türkmenistan’da, Azerbaycan’da, Kıbrıs’ta Nevruz konu başlıklarından ve sonuç kısmından oluşmaktadır.Bazı bilgileri önemli gördüğüm için dip not vererek değiştirmeden direk aldım.

 

GİRİŞ

Ana konuya geçmeden önce Nevruzla ilgili kısa bir bilgi vermek istiyorum. Kültür bir milleti millet yapan değerler bütünüdür. Kültürlerin önemli unsuru ise içinde binlerce yıllık bir geçmişi barındıran gelenek ve görenektir. Eski kavimlerden olan Türklerinde Tarihi derinliklerinden gelen geleneksel gelenek ve görenekleri vardır. Nevruzu Türklerin tarihin bilinen yıllarından bu tarafa kullanılan milli bayramlarından biridir. Nevruzu eskiden takvimin olmadığı dönemlerde insanlar hayatlarını temel uğraşıları üzerine düzenlerler. Bu uğraşılar ekin ekme, hasat, koç takvimi, baharın gelmesi ve başka uğraşlardır. Bir yıl içerisinde ki değişiklikler bir yıl boyunca büyük törenle kutlanılmıştır. Bütün milletlerle nevruz şenlikleri yaşam biçimlerine coğrafi konumlarına, ekonomi ve inanç yapılarına uygun olarak uygun zamanlarda çeşitli adlarla kullanılıyor. Mesela günle gecenin birbirine eşit olduğu ve kışın bitip baharın başladığı 21 Mart, insanların hayatında önemli bir gündür. İklimin de değişme sebebiyle insanlarında hayatlarında ki uğraş değişiklerinin başlangıcı olan 21 Mart birçok halklarda yılbaşı olarak kabul edilerek bayram gibi kutlama yapılmıştır.  20 Mart günü soğuk, kötü ve meşakkatli olarak görülen kışın bitip, sıcak, iyi ve şefkatli olarak kabul edilen yazın başlangıcı olan yazın başladığı ve tabiatın uyandığı ve dolayısıyla üremenin ve üretmenin başlangıcı olarak görülür[1]. Bahar bayramlarına çeşitli halkalarda ve bölgelerde görmek mümkündür. Bazı halklarda ve bölgelerde yine böyle kutlamalara dini bir içerik katılarak yeniden güncelleştirilmiş ve yeniden isimlendirilerek kullandırılmıştır. Örnek verilecek olursak Yahudi inancında Musa Peygamberin Yahudileri Firavun’un baskısından kurtararak Sina yarımadasına götürmesi günü şerefine “Pesah” bayramı, Hristiyanlıkta ise İsa’nın yeniden doğuşunun kutlanışı olarak “Paskalya” kutlanıyor[2].

NEVRUZ

Farsçada “yeni gün” anlamına gelen Nevruz 21 Martta Orta Asya’dan Ortadoğu’ya ve Balkanlara kadar geniş coğrafyada yaşayan halklar tarafından kutlanılmaktadır[3].  Nevruz, Farsça bir kelime olup nev; yeni, ruz; gün yani yeni gün demektir[4].  Yılbaşının ilk gününe nevruz ismini verilmiştir. Nevruz insanların baharla buluştuğu gündür. Nevruz Türk ve İran’ın ortak kültürü olarak toprağın dirilişi bayramı olarak kutlanılır. Nevruzun tarihi XI. yy’la tekabül ettiği söylense de aslında nevruzun tarihinin insanlık tarihi kadar eski olduğu ve kullandığım kaynakta M.Ö. III. yy olarak vermektedir[5]. Nevruz tüm Türk boylarından dilden dolayı farklı telaffuz olunsa da, kutlama şekilleri az-çok aynıdır. Genel olarak Türk dünyasında bahar bayramının adı Nevruzdur. Türk dünyasında Nevruz; Navruz, Novruz, Sultan-ı Nevruz, Sulatan-ı Navruz, Nevrez, Nevris, Naours, Novroz, Navrıs, Naorus ağız farklılıklarıyla ifade edilmektedir.[6]

Türk devlet ve toplulukların da Nevruz; Ulustın Ulu, Ulusun Ulu Günü, Ulu Gün, Yengi Kün Yeni Yıl, Mart Dokuzu, Mereke, Meyram, Natukan, Nartavan, Isıakh, Bayramı, Altay Ködürgeni, Bahar Bayramı, Yörük Bayramı, Mevris gibi isimler kullanılır[7].

NEVRUZ KUTLAMALARININ TARİHİ

Nevruz Kutlamaları ile ilgili Çin kaynaklarında, milattan yüz yıllarca önce Türklerin 21 Martta hazır yemekleriyle bahar şenlikleri için kıra çıkar ve baharın gelişini yeniden dirilişi inancıyla kutladıklarını yazar. Türklerde 21 Mart Baharın başlangıcı günü olarak bu günü “yeni gün” olarak isimlendirirler. Nevruz kutlamaları İslam Kaynaklarına bakıldığında XI. yy olarak görüyoruz. İran Kaynaklarında Firdevs’inin Şehnamesinde ve önceki kaynaklarda da nevruz kutlamaları geçmektedir. Nevruz Türk dasitanlarında Ergenekon olarak geçer[8].  Bu yüzden nevruz bayramının bir diğer adı da Ergenekon bayramı olarak geçer. Ergenekon ismi hala bazı Türk boylarında aynı olarak geçer. Ergenekon Türk destanlarından bu tarafa gelen birlik ve beraberlik günü olarak Türk soylarının birbirlerine olan güven bağını güçlendiriyor.

Bu destan kullandığım kaynağa göre Büyük Hun Döneminde ortaya çıktığını söyler Çin kaynakları[9]. Örnek verecek olursak Çian Kenin M.Ö 119 yılında Çin İmparatoruna sunduğu bir raporda bu destandan söz etmiştir. Çin kaynaklarından Kutatgu Biliğe, Kaşkarlı Mahmuttan Biruniye, Nizamimülkün siyasetnamesinden Melik Şahın takvimine, Uzun Hasanın kanunlarına kadar gelen Nevruzla ilgili kayıtlar bulunmaktadır.

OSMANLIDA NEVRUZ

M.Ö. III. yy’dan bu tarafa kutlana gelen Yeni Gün olarak isimlendirilen Nevruz Osmanlılarda yeni gün olarak kutlanan bir bayramdır. 21 Martta kayı boyundan gelen Türkler Ertuğrul Gazinin türbesi etrafında bir takım törenler yapmış ve buna da “Yörük Bayramı” adı vermişlerdir[10].Osmanlıda Nevruz tarih boyu her yıl kutlanan bir bayramdır. Nevruz Osmanlıda 20 Martta Nevruz-i Sultan-i veya Nevruz olarak adlandırılmıştır. Osmanlıda nevruz hem devlet erkanı ve hem de halk tarafından kutlanılarak birbirleriyle hediyeleşmiş ve ikramlarda bulunmuşlar. Osmanlıda verginin ilk alındığı takvim olarak nevruz seçilmiştir.

16 ve 17. yy dan itibaren resmi Nevruziye adıyla ayrı bir vergi anılmıştır. Ayrıca savaş için asker toplanılması ve vergi toplanılması ve vazifelerin başlangıcı olarak nevruz seçilmiştir. Osmanlının son dönemlerine kadar kullanılmıştır. Kullandığım kaynakta Osmanlı kaynaklarında nevruz törenleriyle ilgili olarak sultan II. Abdülhamit’in kızı Ayşe Osmanoğlu bu bilgiyi bize vermektedir.

“Nevruz baharın ilk günü olduğundan bir gün önceden eczaneyi hümayunda hazırlanmış olan ve nevruz macunu denilen üzerine altın tozu dökülmüş kırmızı renkte nevruz şekeri hazırlanır. Tüllerle bağlı güzel kaseler içinde Hanedan azasına, vükelaya mevki sahiplerine bendegane dağıtılırdı” diye bahsetmektedir[11].

Nevruz ve Nevruziye adetleri II. Meşrutiyetten sonra terk edilerek yerini halk arasında yayılan Hıdırellez şenliklerine bırakmıştır. Eczacıdan gelen Nevruziye ve yedi sin yani Arapçada sin harfiyle başlayan süt, simit, sukker, salep, sirke, soğan, semek (balık) bir tepsiye koyularak evin efendisi önüne getirilir, evdekiler de tepsi etrafında diz üstü otururlardı. Evin efendisi tepsideki malzemelerden herkese birer tabak dağıtarak gün dönümünde herkese buyurun değerek önce macundan sonrada diğerlerinden de yemeye başlarlardı. Yemek bitiminde evin efendisi uzun bir dua yapar, sonrasın dada elleri öpülerek kutlama sona erer.

Selçuklularda da Nevruz şenlikler yapılarak kutlanmıştır. Nevruz Bayramında şenlikler yapılarak yemekler pişirilmiş, birbirileriyle hediyeleşmişler. Selçuklular güneşin koç burcuna girdiği yılbaşı gününü Nevruz günü olarak kabul etmişler. Selçuklu Döneminde Sultan Melikşah tarafından hazırlanan Takvim-i Celali’de 21 Mart yılbaşı olarak devletin mali ve diğer işlerinin düzenlemeleri yapılmıştır[12].  Uzun Hasan tarafından koyulan kanunlar dada 21 Mart ilk vergi toplama dönemi olarak kabul edilmiştir.

KAZAKİSTAN’DA NEVRUZ

Sovyetler birliği 1930’a kadar Kazaklara Nevruz bayramı kutlamalarını yasak etmiştir. Bu yıla kadar Ulustın Ulu Künü (Ulusun Ulu Günü ) adlandırılmıştır[13].

1921’ine kadar kazaklar 21 Martı yılbaşı olarak kullanmışlardır. Kazaklar bayramlarını ister dinin ister mahalli geleneklerden kaynaklanarak 4 gün süreyle kutlarlar. Nevruz bayramına yaklaşık günler kala evler temizlenir yeni elbiseler giyilir. Yemekler yapılarak ziyafetler verilir. Meydanlarda yakılan ateşler üzerinden atlanılır. Bu günde birbirlerine iyi dileklerde bulunur küsülüler barıştırılır ve topluma birlik ve beraberlik hakim olur. Kazak Türkleri 1991’de Kazakistan Cumhuriyeti bağımsız olduktan sonra da tekrar bu günü ulusun ulu günü olarak ilan etmiştir. Günümüzde Kazakistan’ın sekiz milli bayramından en önemlisi olan Nevruza 1 hafta öncesinden hazırlıklara başlarlar.  Her taraf bayraklarla, güzel sözler içeren pankartlarla süslenir. Varlıklı kimseler tarafından büyük otağlar kurulur. Dışarda pişirilen kavurma, pilav, beşparmak, nevuzkoji, kopkoje, külşeibi geleneksel yemekler davetlilere ikram edilir.  Nevruz günü kurban kesilir, mevlit okunur. Kazak türkleri 21 Mart gününü Hz. Muhammedin doğum günü, 21 Mart gecesini ise “KızırTüni” (Hızır Gecesi) olduğuna inanırlar[14].

KIRGIZİSTAN’DA NEVRUZ

Kırgızistan Türkleri yeni yıla nevruz şenlikleriyle başlarlar. Kırgız Türklerinde 21 Mart günü yeni yılın “Basay” denilen ışık ayının birinci günüdür. Nevruzda Kırgız Türkleri yeni güne 7 gün önceden hazırlıklara başlarlar, insanlar yıkanıp en güzel elbiselerini giyerler. Nevruz akşamı avlu yakınında ateş yakılır, bütün insanlar yaşlı genç demeden ateşin üzerinden atlarlar. Ateşten atlarken yılın kötülüklerini ateşe atma dileği tutularak atlanılır. Bu düşünce de yeni yıla tüm yılın ağırlıklarından kötülüklerinden aranılarak girme düşüncesi veriyor. Kırgızlar Nevruz geleneği olarak su ve ateşe kültüne çok önem verirler. Nevruz ayinlerinden olan “Ardıç ağacı” ile tütsüleme veya alazlama onların ağaç kültüne bağlılıklarını gösteriler.  Bununla beraber Çam ağacının dalını kopartıp yakarak ondan çıkan dumanı evlerde dolaştırırlar. Ateşten atlama geleneği Kırgızlarda da vardır. Ateşin üzerinden atlayarak tüm kötülüklerden, hastalıklardan arındıklarına inanırlar.

ÖZBEKİSTAN DA NEVRUZ

Özbekistan’da Nevruz özel yıllarda ve özel yerlerde vadilerde kutlanır. İnsanları nevruz kutlanan yerlere, zurna çalarak musikiyle davet ederler. Nevruz şenliğinde aşıklar Özbek Türklerine özel güzel destanlarını söylerler. Şenlikte halay, halka ait oyunları oynanır. Pehlivanlar güreş tutarlar. Büyük kazanlarda özenle pişirildikleri yemeği gelen misafirlere ikram ederler, bu şenliğe tüm halk katılır ve bir hafta sürer. Nevruz resmi olarak Özbekistan’da 1991 de bağımsız olduktan sonra Cumhurbaşkanı olan İslam Kerimov’un hazırladığı özel kararname ile 21 Martı  Nevruz bayramı kabul edilmiştir[15].

Bayram günü bayram kutlanılan yerde çocuklara hediye veren yeşil elbiseli ak sakallı dede; bilge tecrübe, cömertlik, inanç sembolü olarak bulunur. Onun ismi Baba Dehgandır (Çiftçi Baba). Aksakaldan sonra şenliğe cesurluk, mertlik, güç ve kuvvet sembolü olarak delikanlı kıyafetinde Nevruz ile güzellik, saflık ve masumluk sembolü olan Bahar Kız katılır[16].

Nevruzda köpkari, güreş, at yarışları ve horoz dövüşleri gibi spor gösterileri düzenlenir ve tiyatro eserleri gösterilir. Bayramın ilk günü insanlar çadırdan çadıra giderek birinci bayramlarını kutlayarak gelen misafirlere Özbek Pilavı ve çay ikram ederler. Nevruzda nevruzun özel yemeği olan Sümelek hazırlanır. Ev ve iş yerlerinin görünen yerlerine semeni koyulur. Özbeklerde Nevruz sofranı ortasına büyük ekmek ve etrafına boyanmış yumurta ve içinde yeşil yaprakların bulunduğu su kabı koyarlar. Ayrıca Novruz sofrasına  “s” harfiyle başlayan yedi çeşit yemek ve baharat koyarlar.

AZERBAYCAN’DA NEVRUZ

Nevruz bayramı her yıl mart ayının yirmi birinde kutlanmaya başlar fakat Azerbaycan Türkleri bu bayrama bir ay öncesinden hazırlanırlar. Asıl bayram kutlamaları ise üç gün sürer. “Asıl Ergenekon/ Novruz bayramı Azerbaycan Türkleri arasında üç gün sürmektedir. Her yıl mart ayının 21–23’cü (eski Mart’ın 8-10) günleri bayram büyük törenlerle kutlanır[17].

Azerbaycan’da halk Nevruza birkaç hafta kala her çarşambada şenlikler düzenlenir, ateşler yakılır evler bahçeler temizlenir, insanlar bayramlık elbiselerini giyerler. Nevruzda mumlar yakılır nevruz şekerleri hazırlanır, gelen misafirlere gül suyu ikram edilir. Geceleri ateş oyunları oynanır insanlar ateş üzerinden atlarlar. Azerbaycan da nevruz kutlamalarında, Han bezeme oyunu oynarlar. Han bezeme oyununda beceriklilik, zeka, tedbirli olma ve iş bilirlik gibi vasıflara sahip bir kişi hükümdar seçilir. Geleneğe göre Nevruz süresince küsülüler barıştırılır, toplumda birlik ve beraberlik sağlanmaya çalışılır. Nevruz Kutlamaları Meydanlarda olur. Nevruz Şenliği Kosa (kış), Keçel (yaz) ve Bahar kızı (yaz) geldikten sonra başlar. Nevruz ve semeniyle ilgili şiirler ve şarkılar söylenilir. Akşam olunca gençler şapkalarını alarak mahalledeki evlere şapka atılır ve ev sahipleri de şapkalara pişirilen tatlılardan koyarak evin kapısının önüne koyar.

TÜRKMENİSTAN’DA NEVRUZ

Nevruz Türkmenistan halkı arasında oğuz bayramı olarak adlandırılır. Nevruz gecesi oğuz gecesi olarak isimlendiriliyor. Nevruzda Türkmenistan da büyük sofralar hazırlanır. Milli oyunlar oynanır ve Türkmen kızları gençleri türkü söyler, Nevruz için Türkmen çöreği Nevruz petiri külçe yağlı börek şekşeke ve Türkmen pilavı hazırlanır. Nevruzun en özel yemeği olan Semenidir. Birkaç aile toplanarak özüne un şeker ve su katarak semeni yaparlar[18].Türkmenistan’da Nevruz Resmi Olarak kutlanılan bayramdır. Türkmen ilim adamlarına göre Nevruz Türkmenler arasında 5 bin yıldan beri var olan bir bayramdır. Türkmenlerde uzun süre kutlanılan Çarva Nevruz (Göçebe Nevruz) olarak kabul edilen Nevruz Bayramı, 21 Mart kutlanan yeni yıl bayramıdır.  Türkmenler nevruz için Türkmen çöreği, Türkmen Petiri, Çektirme Gatlam, Külce, Yağlı Börek, Bavursak, Türkmen Pilovu gibi çeşitli yemekler hazırlarlar.  Ne kadar çok yiyecek hazırlanırsa, yeni yılında bir o kadar bereketli ve iyi geçeceğine inanırlar.

TÜRKİYE’DE NEVRUZ

Türkiye’de Nevruz kutlamalarını çalışırken kullandığım kaynakta Türkiye’nin tüm bölgelerinde Nevruzun kutlandığını söyler[19]. Türkiye’nin Güneydoğu İllerinde Gaziantep ve çevresinde 22 Mart gününe “Sultan Nevruz” adı verilir.  Diyarbakır’da insanlar eskiden Nevruz günü halk şenlik yapılan yerlere giderek kutlarlardı. Şimdi ise siyasi ve ideoloji amaçla kutlanmaktadır[20].

Kars ve çevresinde Nevruzda kapı dinlemeler, baca-baca gibi adetler yapılır. Ev sakinleri evde bulunan meyvelerden baca baca gezenlere verilir, bir evde toplanan genç kızlar ve erkekler bir çocuğa su almaya gönderirlerdi. Çocuk suyu konuşmadan, arkasına bakmadan bir kova su getirir ve orada bulunan gençler kovanın içine renkli iplik ve iğneler atılırdı. Birbiriyle birleşen iğne ve ipliklerin sahiplerinin, birbirleriyle evleneceklerine inanırlardı.

Tunceli ve çevresinde nevruz kutlanır ve Nevruz günü erkekler alınlarına kara sürerek su, kaynaklarına giderek yüzlerini yıkayarak ve karaları temizleyerek dua ve niyetlerde bulunurlar.

Mersin-Silifke bölgesinde de nevruz kutlanılır ve bir takım adetleri vardır. Bu bölgede yaşayan Toros Türkmenlerinde, güneşten etkilenmesi için ağaca bez bağlanarak yapılan Mart İpliği adeti vardır. Nevruzda yaylalara çıkılır, yaylalarda ki evlerde yaşayanlar gelen misafirleri evlerinde ağırlarlardı. Gelen misafirler yaylada silah atarak geldiklerini bildirir, yayladakilerin başkanıda buna karşılık el silahı atarak cevap verir[21]. Daha sonrada karşılıklı silah atılarak bir birilerine Nevruzunuz kutlu, hayırlı ve bereketli olsun derlerdi.

Tekirdağ’da Nevruz soğukların sonu, baharın başlangıcı olarak kabul edilerek Nevruz şenlikleri düzenlenerek kutlanır. Nevruz İzmir, Uşak, Sivas şehirlerinde de şenliklerle kutlanılır.

Iğdır ve çevresinde de nevruz kutlanılır. 19 Martı 20 Marta bağlayan gece kız ve erkekler Tanrıdan dilek dileyerek akarsuda yıkanarak en az üç defa suya dalıp çıkarlar. Sabah erken kalkılınca taze su içilir hayvanlara da taze su içirirler. Halk yeni elbiseler giyer ve bayram namazından sonra pişmiş yumurta tokuştururlar. Evden yeni cenaze çıkanlar dahi bayrama katılmak zorundadırlar çünkü o gün yas tutmak günah sayılır.

İRAN’DA NEVRUZ

İran’da kutlanılan nevruzla ilgili birçok kaynak bulunmaktadır ve araştırmacılar İran’daki nevruzu birçok mitolojiye bağlayarak İslam öncesi nevruz kutlamalarını İslam dini ile ilişkilendirse de, eskiden kutlanılagelen adetlerde söylenilen şiirlerde İslam dininden önceki tasavvuflar ortaya çıkmaktadır. İran’da Nevruz İslam’ın kabulünden sonra iki aşamada kutlanmıştır[22]. Birinci aşama Nevruz-i Amme –  21 Martta Adem Peygamberin yaratıldığına ve yıldızların o tarihte dönmeye başladığına inanılıyor.  İkinci aşama Nevruz-i Hasse – hükümdar Cemşid’in tahta çıkışı ve tebaasına adaletle hükmedişinin başlangıç günü olarak görülmüş ve bu tarih Martın 28’ne denk gelmektedir.

Nevruz kelimesinin Farsça kökenli olmasından ve Firdevs’inin Şehname adlı eserinde Nevruz kutlamalarının İran şahı Cemşit Döneminde başladığı bilgilerinden hareketle, Nevruzun İran Menşeli olduğu fikrini ileri sürmüşlerdir[23]. İran mitolojisine göre Nevruz ihtişamın sembolüdür ve Cemşit Tahtına nevruz günü oturmuş ve bayram etmiştir. Aynı mitolojiye göre Hz. Ademin 7. torunu olan Cem güneşin Koç (Hamel) burcuna girdiği 21 Mart günü Azerbaycan’a gelmiş ve bu günü bayram olarak ilan etmiş, halkta ona ışık anlamına gelen “şid” unvanını takmıştır. Nevruzun M.Ö. 628-551 tarihleri arasında yaşayan Zerdüşt dininden geldiğinde inanılmaktadır[24]. Bu konuda kaynaklar yok derecesinde olduğu için kabul olunmamıştır.            Nevruz eski İran takviminde birinci ay olan Ferverdinin ilk gününe rastlar. Bu gün Miladi takvimde 21 Mart Nevruz günüdür. İran Kisraları her yıl Nevruz bayramında bütün ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılarlardı, Hapislerden mahkumlar salıverilirdi[25].

SONUÇ

Sonuç olarak Nevruzla ilgili istifade ettiğim kaynaklarda Nevruzun dini bir tören olmadığını tam tersi İslamiyet’ten önce insanlık tarihi kadar eski olan bu törenin Türk kavimleri tarafından kutlanılarak günümüze geldiğini söyler. İslamiyet’ten sonrada Nevruz adetleri unutulmasa da bazı ülkelerde dini nitelik taşır (İran). Nevruz tüm Türk devletlerinde İsimlendirilmesi farklı olsa da kutlamaları hemen hemen aynıdır. Osmanlıda hem devlet erkanı hem de halk tarafından büyük coşkuyla kutlanmıştır. Türkiye Cumhuriyetinde bazı dönemler resmi olarak kutlansa da zaman geçtikçe İslam Dinin aykırı yani din ağırlık bastığı için çoğu yerde kutlanmamaktadır. Genel olarak Türkiye’de Nevruz etkisini kaybetmemiş, Anadolu tarafında hala kutlanmaya devam edilmektedir.

İslam Şükrüoğlu

İlgili görseller,

 

KAYNAKÇA

Tutar, Hasan. “Tarih ve Mitolojide Nevruz.” Türkler Ansiklopedisi 8. s. 611-621.

Gündüz, Şinasi. “Nevruz.” DİA 33. s. 60-61.

İpek, Birol. “Kırgızistan’da Bir Nevruz Geleneği: Sümölök.” Fırat ÜniversitesiSosyal Bilimler Dergisi,no. 2 (2012): 34-44.

Çetin, Emrah. “Türk Dünyasının Ortak Kültür Mirası: Nevruz.”İnternationalJournal of SocialScience, no. 1 (2009): 63-71.

İmamverdiyev, İlgar. “Azerbaycan ve İran Türklerinde Nevruz (Etkinlikler ve Aşık Şiirlerinde Nevruz).” A.Ü Türkiye Araştırmaları Enstitüsü Dergisi,no. 28 (2005): 223-239.

Uca, Alaattin. “Türk Toplumunda Nevruz-i.” A.Ü Türkiye Araştırmaları Enstitüsü Dergisi,no. 32 (2007): 137-170.

Aksoy, Mustafa. “Kültür Sosyolojisi Açısından Nevruz Kavramı.” Uluslararası İnsan Bilimler Dergisi (Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı),no. 100 (1996): 1303-5134.

Sarıkaya, Mahmut. “Nevruzla Bağlı Takvimle İlgili Kavram.” Karadeniz Araştırmaları, no. 6 (2005): 24-51.

Kafkasyalı, Ali. “Türk Dünyasında Nevruz Geleneğine Toplu Bakış.”  Erzurum Valiliği İlk Kültür Müdürlüğü Konferans Sunumu, Erzurum 2005, s. 150-169.

Adıgüzel, Sedat. “Azerbaycan’da Nevruz Kutlamaları.” Atatürk Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi (Türk Dünyasında Nevruz Kutlaması Panel Sunumu, 21 Mart 2003), s. 144-152.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

[1] Çetin, Emrah. “Türk Dünyasının Ortak Kültür Mirası: Nevruz.” İnternationalJournal of SocialScience, no. 1 (2009). s. 64.

[2] Aynı eser, s. 64

[3] Gündüz, Şinasi. “Nevruz.” DİA 33. s. 60.

[4] Çetin, Emrah. “Türk Dünyasının Ortak Kültür Mirası: Nevruz.” İnternationalJournal of SocialScience, no. 1 (2009). s. 65.

[5] Tutar, Hasan. “Tarih ve Mitolojide Nevruz.” Türkler Ansiklopedisi 8. s. 612.

[6] Çetin, Emrah. “Türk Dünyasının Ortak Kültür Mirası: Nevruz.” İnternationalJournal of SocialScience, no. 1 (2009): s. 65

[7] Tutar, Hasan. “Tarih ve Mitolojide Nevruz.” Türkler Ansiklopedisi 8. s. 611.

[8] İpek, Birol. “Kırgızistan’da Bir Nevruz Geleneği: Sümölök.” Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,no. 2 (2012): s. 162.

[9] Tutar, Hasan. “Tarih ve Mitolojide Nevruz.” Türkler Ansiklopedisi 8. s. 612.

 

[10] İpek, Birol. “Kırgızistan’da Bir Nevruz Geleneği: Sümölök.” Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,no. 2 (2012): s. 167.

[11] Çetin, Emrah. “Türk Dünyasının Ortak Kültür Mirası: Nevruz.” İnternationalJournal of SocialScience, no. 1 (2009): s. 67.

 

[12] Tutar, Hasan. “Tarih ve Mitolojide Nevruz.” Türkler Ansiklopedisi 8. s. 612.

[13] Aynı eser, s.67.

[14] Kafkasyalı, Ali. “Türk Dünyasında Nevruz Geleneğine Toplu Bakış.”  Erzurum Valiliği İlk Kültür Müdürlüğü Konferans Sunumu, Erzurum 2005, s. 158.

[15] Çetin, Emrah. “Türk Dünyasının Ortak Kültür Mirası: Nevruz.” İnternationalJournal of SocialScience, no. 1 (2009): s. 68.

[16] Kafkasyalı, Ali. “Türk Dünyasında Nevruz Geleneğine Toplu Bakış.”  Erzurum Valiliği İlk Kültür Müdürlüğü Konferans Sunumu, Erzurum 2005, s. 158.

[17] Adıgüzel, Sedat. “Azerbaycan’da Nevruz Kutlamaları.” Atatürk Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi (Türk Dünyasında Nevruz Kutlaması Panel Sunumu, 21 Mart 2003), s. 144.

 

[18] Çetin, Emrah. “Türk Dünyasının Ortak Kültür Mirası: Nevruz.” İnternationalJournal of SocialScience, no. 1 (2009): s. 68.

[19]Kafkasyalı, Ali. “Türk Dünyasında Nevruz Geleneğine Toplu Bakış.”  Erzurum Valiliği İlk Kültür Müdürlüğü Konferans Sunumu, Erzurum 2005, s. 167.

[20] Tutar, Hasan. “Tarih ve Mitolojide Nevruz.” Türkler Ansiklopedisi 8. s. 613.

[21] Aynı eser, s. 613.

[22] Gündüz, Şinasi. “Nevruz.” DİA 33. s. 60.

[23] Aynı eser, s. 60.

[24] Tutar, Hasan. “Tarih ve Mitolojide Nevruz.” Türkler Ansiklopedisi 8. s. 616.

[25] Tutar, Hasan. “Tarih ve Mitolojide Nevruz.” Türkler Ansiklopedisi 8. s. 617.

Geribildirim

Mail adresiniz gizli kalacaktır.


Biz Kimiz?

Gayemiz, asırlardır mirasçısı olduğumuz medeniyetin gelişimine katkı sağlamak adına kurduğumuz ilim halkasındaki ilmî faaliyetleri geniş kitlelere ulaştırmaktır.

Cemiyetimizde, genç ve hareketli yazar kadromuz ile Siyaset, Hukuk, Ekonomi, Sosyoloji, Edebiyat ve Tarih gibi ilmî alanlarda gerek akademik gerekse de gündeme ilişkin yazılar kaleme alınmaktadır.


İletişim


Küçük Çamlıca Mahallesi, Filiz Sokak, No:3
Üsküdar/İstanbul