ARAF’TA ON DÖRDÜNCÜ GÜN

EDEBİYAT

O büyük felaketin üzerinden tam bir buçuk yıl geçti ama acılar hâlâ taptaze. İnsanlara bakamıyorum çünkü gözlerde silik de olsa dökülen gözyaşlarının izleri, unutulamayan acıların yansıması var.

Malatya 2 Haziran 2024

O büyük felaketin üzerinden tam bir buçuk yıl geçti ama acılar hâlâ taptaze. İnsanlara bakamıyorum çünkü gözlerde silik de olsa dökülen gözyaşlarının izleri, unutulamayan acıların yansıması var.

Dün gece Antep’te Ali İmran’ın düğününe katıldım. Pek sevmem böyle kalabalık merasimleri ama hep içinde bulurum kendimi. Yine de eyvallah. Sonra bir gece yolculuğu ve işte geç saatlerde de olsa vardım konaklayacağım yere. Depremin üzerinden onca zaman geçmesine rağmen sanki her şey dün yaşanmış gibi. Benizler soluk, insanlar soğuk, yüzler asık ve hava olanca kasvetiyle boğuk.

Frekans tutuyor. Aynı dili konuşuyor olmanın verdiği rahatlıkla açılıyorum:

-Kavurma biraz çiğ mi?

İç sesim bastırıyor beni. Yok canım sen de! Gecenin bu saatinde yiyecek yemek bulmuşsun, bir de çiğ mi diyorsun, nankör!

-Ayran?

İlk adımı atmaktan hep çekinmişimdir. Hayatımın en büyük adımını atacak olsam bile bu böyle. Yine çekinceler, sıkılmalar, oflayıp puflamalar, ağızda laf geveleyişler. Ben diyorum, ya hu benim burada ne işim var? Gecenin bir yarısı, depremle yüzleşmiş, yüzleri bozarmış insanlarla dolu, dolmuş kalpleri isyan edecek bir kapı arayan ve arayış içerisinde, için için içini yiyen, afetlere beyaz bayrak çeken, çile çekmiş bu şehirde..

İlk kez yüzyüze geldim. Bu dirayetli varlığın sıcak nefesi karşısında elim ayağım boşalıvermişti adeta. Daha iki hafta oldu bu şehirle bağ kurmaya başlayalı. Ortak acılar, yaşanmışlıklar veya yaşanacaklar.. Bu ruhtu belki de bizi ortak paydada buluşturmak için olan gücüyle çırpınan. Koyuverdim kendimi gönül pencerelerimi açarak. Ne olacaksa olsundu. Tutunuverir de belki ayakları yere basar varlığımın. Göklere kanat çırptı çırpacağı kadar.

Kernek’in o debisi yüksek suyuna dalıyor gözlerim. Normalde bu tarz güzellikler şehirlerin dışında, kırsal alanda olur daha çok. Kernek ise şehrin tam ortasında, betonun ve asfaltın yorduğu gözlere bir serap gibi geliyor adeta.  Eski ihtişamı yok diyorlar kanal boyunun. Soruyorum, Fahri Kayahan caddesine gitti artık o eski hareketlilik, diyorlar. Oyalanıyorum biraz daha, bu şehirden gitmek istemiyorum.

-Her yerde enkaz var.
-Asıl enkaz ruhumuzda. Yıkılmak bir binaya mahsus değil ki!

Onca zamandır niye kaldırmıyorlar şu bina yıkıntılarını anlamıyorum. Geçenlerde bir ceset çıkarmışlar hatta. Depremden bu yana bir buçuk senenin geçtiğini düşününce kanım donuyor. Kim bilir kim diye hayıflanmadan edemiyorum. Ölümün böylesi de üzüyor be kardeşim. Ölümü istemek olmaz belki ama ölümün bile hayırlısını dilemek gerek.

Rafların arasından izliyorum olan biteni. Gözlerim takılı kalıyor, dalıp gidiyorum. Kaçamak bakışlarımı yakalıyor ara sıra, teslim oluyorum. Kim anlar ki halimizden, dilimizden, bizden ve içimizden.

Öküzün gözü veya dananın kuyruğu
Kadifekale veya Sen nehri
Ha Sezai ha ping-pong masası
Ha ping-pong masası ha boş tüfek
Bir el işareti eyvallah ve tak tak

Ha Fatih, ha bir deli kurşun. Tak tak ve tak tak.. Vurulup kalıyorum, tüm varlığımı teslim edercesine. Neden ben de onlar gibi beyaz bayrak çekmedim, anlamıyorum. Ama hep böyledir işte bu. Derler ki, sıkışıp kalınca alınan karar kadüktür. Kararı alan gözlerdi belki ama o rayihaya kapılan burnum, nağmeli sese metfun kulaklarım ve tutunca tutulan ellerim bu kararı tasdik etmek için birbirleriyle yarışıyorlardı adeta.

Göğsüm daralıyor, güle kanıyor. Kana kana içmek istiyor susuzluğunu gidermek için, olur da bu son duraktır. Belki de yeşerecek son fidan, neşvünema bulacak son çiçek, son dal, son yaprak. Yığılıp kalıyorum bu yorgun kalabalıkta.

-Kernek Camii’nde iki rekat namaz.
-Amenna ve saddakna

M. Fatih Özmen

M. Fatih ÖZMEN
M. Fatih ÖZMEN

İstanbul Üsküdar doğumlu olan M. Fatih Özmen lisans eğitimini İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladı. Yüksek lisans eğitimine Artuk ...

Yorumlar
  • author
    Anonim
    24.05.2025 / 09:49

    Abi sadece edebî yazı yaz. Ne yapacan siyasi bıdı bıdıları 😂

  • author
    yusuf m. erdal
    24.05.2025 / 00:45

    "Kim anlar ki halimizden, dilimizden, bizden ve içimizden." Abi diline alıştıkça seni tanımaya, anlamaya başladım. Okudukça okuyasım geliyor. Bir sonraki arafı hevesle bekliyorum

  • author
    Ahmet Gaffar Bilgiç
    23.05.2025 / 14:45

    Bu yazılarınıza daha bir sıklıkla devam etmenizi istirham ediyorum hocam. 😇

  • author
    Olkan Demirağ
    23.05.2025 / 14:08

    Arkadaşım çok güzel olmuş he şey düzel se bile can geri gelmedik ten sonra bence herşey boş 🫡

  • author
    Muhammed Ali
    23.05.2025 / 13:30

    asıl depremi içinizde yaşamışsınız abi

Yorum Yaz