ANAYASA TARİHİMİZ 5: 1960 DARBESİ VE 1961 ANAYASASI | İlim ve Medeniyet

Buradan da ulaşabileceğiniz bir önceki yazımda 1924 Anayasası’nı ve bu anayasa için yapılan 1928, 1934 ve 1937 yıllarında gerçekleşen değişiklikleri incelemiştik. Bu yazımızda ise 27 Mayıs askeri müdahalesine değinecek, 1961 Anayasası’nı, bu anayasanın yapılma sürecini ve yapılan değişiklikleri inceleyeceğiz.

1960 Askeri Müdahalesi ve Yeni Anayasa’ya Giden Süreç

27 Mayıs 1960 tarihinde kendilerine “Milli Birlik Komitesi” ismini veren 38 subay meşru hükümete darbe yapmış ve yönetime el koymuştu. 1950’den itibaren seçimleri kazanıp iktidara gelen Demokrat Parti ve Adnan Menderes hükümetinin 10 yıllık hükümetine son verildi. İktidarda olan Demokrat Parti mensupları ve hükümet içerisinde görev alan bakanlar yargılandı ve Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idam, diğer Bakanlar Kurulu üyeleri de hapis cezasına çarptırıldı.

Milli Birlik Komitesi (MBK), yaptığı darbeden sonra 12 Haziran 1960 da çıkardığı kanun ile geçici bir anayasa oluşturmuştur. Bu düzende;

  • TMBB’nin yetkileri MBK’ya devredilmiştir.
  • MBK başkanı, Devlet Başkanıdır ve Bakanlar Kurulu’na başkanlık edecektir. Ayrıca başkomutandır.
  • MBK yürütme yetkisini, atadığı bakanlar aracılığıyla kullanır.
  • Bakanlar partisizlerden seçilir.
  • Yüksek Adalet Divanı, eski Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, iktidar partinin (DP) milletvekilleri ile bu şahısların suçlarına ortak olanları yargılamak için kurulmuştur.

MBK 13 Aralık 1960 tarihinde bir kanun çıkararak, yeni bir anayasa ve seçim kanunu hazırlamak için bir Kurucu Meclis’in kurulmasını kararlaştırmıştır. Kurucu Meclis ikili bir meclis olarak tasarlanmıştır.  Bu meclisin bir kanadını MBK oluştururken diğer kanadını da Temsilciler Meclisi oluşturmuştur. MBK, başta 38 subaydan oluşup daha sonra 14 subayın tasfiyesi ile üye sayısı 28 subaya düşmüştür. Temsilciler Meclisi ise illerde yapılan üç dereceli seçimlerden, MBK tarafından seçilen üyelerden, toplumun çeşitli kademelerinden seçilen, CHP ve CKMP’den seçilen temsilcilerden oluşturulmuştur.

Kurucu Meclis’in yaptığı çalışmalar ile İstanbul ve Ankara Üniversitesi’nin öğretim görevlilerinin çalışmaları neticesinde bir anayasa hazırlanmış ve Kurucu Meclis tarafından 27 Mayıs 1961 tarihinde kabul edilmiştir ve ardından halkoyuna sunulmuştur. 9 Temmuz 1961’de yapılan referandum %61,5 evet oyu ile kazanılmıştır. 15 Ekim 1961’de genel seçim yapılmış ve TBMM, bir yıllık aranın ardından, görevine tekrardan başlamıştır.

1961 Anayasası Temel Özellikleri

1961 Anayasası 9 Temmuz 1961’de kabul edildiğini ve 25 Ekim 1961 tarihinde yeni dönem TBMM’nin toplandığından ve yeni anayasanın yürürlüğe girdiğinden bahsettik. Peki bu anayasa seleflerine göre neler getirdi? Ne farklılıkları bulunmaktadır? İlk önce Anayasa metnine başlangıç kısmı ve kenar başlıklar konulmuştur. Genel olarak Türkiye Devletinin ilkelerinin ve askeri müdahalenin gereklerinin değinildiği bu başlangıç kısmı ilk kez anayasamızda yer bulmuştur.

Egemenliğin millete ait olduğu hükmü korunurken 1924 Anayasasında yer alan “millet bu egemenliği TBMM eliyle kullanır” hükmü değiştirilmiş ve artık egemenliğin kullanılmasında yetkili organlar tanımlanmıştır.

1924 Anayasası ile farklılaştığı bir nokta da devletin niteliklerinin belirtildiği hüküm olmuştur. Bu hükme göre Türkiye Cumhuriyeti; insan haklarına dayanan, milli, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğu nitelendirilmesi getirilmiştir.

1961 Anayasası, ‘anayasanın üstünlüğü’ ilkesine binaen yasaların ve uygulamaların Anayasaya uygunluğunu denetlemek ve gerektiğinde cezalandırmak adına Anayasa Mahkemesi’ni kurmuştur. AYM ayrıca Yüce Divan sıfatı ile de yargılama yapmaktadır.

1961 Anayasası’nın erkleri nasıl tanımladığına bakacak olur isek, yasama ve yargı bir yetki, yürütmeyi bir görev olarak tanımladığını görürüz. Yasama yetkisi TBMM’nin olmak ile beraber bu yetki Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu olmak üzere iki yapılı bir organ tarafından yürütülür. Yasama yetkisi bağımsız mahkemelere aitken, yürütme görevi ise Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanı’na vermiştir. Buradan hareket ile hükümet sistemi için kuvvetler ayrılığına dayanan parlamenter sistem olduğunu söyleyebiliriz.

Anayasanın diğer özelliklerine bakacak olursak;

-Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu, Devlet Planlama Teşkilatı Anayasa içerisinde yer bulmuştur.

-Yerinden yönetim önemsenmiş ve daha geniş yetkiler tanımlanmıştır.

-Üniversiteler ve Radyo Televizyon İdaresi’ne özel olarak özerklik verilmiştir.

-Oy hakkı konusunda düzenlemeler yapılmış, seçimlerin serbest, genel, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm ilkelerine göre düzenleneceğini belirtmiştir.

-1950’de kurulan YSK, Anayasada tanımlanmıştır.

-Siyasi partilere anayasal güvence sağlanmış ve AYM tarafından denetlenmeleri belirtilmiştir.

-Temel hak ve özgürlükleri detaylı olarak tanımlamış ve bu hakları yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına değil aynı zamanda yabancılara da sağlamıştır.

– Çoğulcu demokrasinin gelişmesi adına, sendika kurma hakkı, toplu sözleşme ve grev hakkı, herkesin izin almadan dernek kurabilme hakkı tanınmıştır.

1971 Muhtırası ve Anayasa Değişiklikleri

Siyasal dalgalanmalar 1960 müdahalesi ile son bulmamış ve şiddet olayları devam etmiştir. Bunu gerekçe gösteren TSK 12 Mart 1971’de muhtıra vererek Süleyman Demirel’i istifaya zorlamıştır. Yerine ise ordu desteği ile partiler üstü başbakan olarak Nihat Erim ve Ferit Melen hükümet oluşturmuştur. Bu süreçte anayasa değişiklikleri gündeme gelmiş ve 1971-1973 tarihleri arasında iki önemli anayasa değişikliği yapılmıştır.

Bu değişiklikler ile ilk kez Bakanlar Kuruluna ‘Kanun Hükmünde Kararname’ yetkisi verilmiştir. Bakanlar Kurulu çeşitli konularda yetkiler verilmiştir. MGK kararlarının etkisi artırılmıştır. Meclisin gensoru yetkisi kısıtlanmıştır. Sıkıyönetim ilan etme sebepleri artırılmış ve sıkıyönetime geçiş kolaylaştırılmıştır. Bu değişiklikler temelde yürütme erkini güçlendirmek adına yapılmıştır.

Yine bu değişiklikler ile AYM’nin denetim yetkisi ‘şekli’ olacak şekilde kısıtlanmıştır. Askeri Yargının yetkileri genişletilmiş ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kurulmuştur. Devlet Güvenlik Mahkemeleri kurulmuştur. Bu değişiklikler ile yargı erki sınırlandırılmıştır.

Yapılan anayasa değişiklikleri ile temel hak ve özgürlüklere bazı sınırlamalar getirilmiştir. Bütün haklara uygulanabilecek genel sınırlama hükmü tanımlanmıştır. “Temel hakların kötüye kullanılması” kavramı düzenlenmiştir. Devlet memurları için sendika hakkı kaldırılmış, öğretim üyelerine siyasi partilere üyelik yasağı getirilmiştir. Derneklerin kapatılması kolaylaştırılmıştır. Ayrıca gözaltı süresi 24 saatten 48 saate çıkarılmıştır. Bu değişiklikler de temel hak ve özgürlükleri sınırlandıran değişikliklerdir.

Bu yazımızda 1960 Askeri Müdahalesi’ni ve 1961 Anayasası’nı inceledik. Bir sonraki yazımızda 1980 Askeri Müdahalesi ve 1982 Anayasasından bahsedeceğiz.

Alparslan Türkeş’in radyoda darbe metnini okurken ses kaydını dinleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=31Hvk-f785A

Avatar photo

Ertuğrul YEŞİLKAYA

Uluslararası İlişkiler mezunu, Kamu Yönetimi Yüksek Lisans öğrencisi [email protected]



Biz Kimiz?

Gayemiz, asırlardır mirasçısı olduğumuz medeniyetin gelişimine katkı sağlamak adına kurduğumuz ilim halkasındaki ilmî faaliyetleri geniş kitlelere ulaştırmaktır.

Cemiyetimizde, genç ve hareketli yazar kadromuz ile Siyaset, Hukuk, Ekonomi, Sosyoloji, Edebiyat ve Tarih gibi ilmî alanlarda gerek akademik gerekse de gündeme ilişkin yazılar kaleme alınmaktadır.


İletişim


Küçük Çamlıca Mahallesi, Filiz Sokak, No:3
Üsküdar/İstanbul