İlim ve Medeniyet

FİKİRTEPE’DE EĞİTİM

Türkiye’de 1950 yılından itibaren hızlı bir nüfus artışı meydana gelmiştir. Dolayısıyla bu hızlı nüfus artışı ve göç dalgaları kent nüfuslarında yüksek oranlarda artış meydana getirmiştir. Kentlerin nüfus artış hızının yükselmesiyle birlikte düzensiz kentleşme, gecekondulaşma, alt yapı eksikliklerinin yarattığı çeşitli sorunlar meydana gelmiştir. Bu sorunların diğer kent alanlarını etkilemesi kentsel dönüşüm projelerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ancak her kentsel dönüşüm projeleri istenilen iyileşmeyi sağlayamamıştır. Bu duruma İstanbul’un Fikirtepe semti örnek olarak gösterilebilir.

 

Fikirtepe’de kentsel dönüşümün yarıda kalması ile Fikirtepe ve Fikirtepeliler bu kentsel dönüşüm faaliyetlerinden ciddi bir şekilde etkilenmiş, kötü durumdaki Fikirtepe ve mağdur olan Fikirtepeliler büyük sorunlarla baş başa bırakılmıştır. Bu sorunlardan birisi de kentsel dönüşümün eğitime olan etkisidir.

 

Bizde Türkiye’nin Toplumsal Yapısı dersi kapsamında Fikirtepe’de kentsel dönüşümün eğitim üzerindeki etkilerini araştırmak için, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümü öğrencileri olarak alan araştırması gerçekleştirdik. Yaptığımız bu araştırmanın verileri; Fikirtepe semtinde yaptığımız gözlemlerden; okul müdürleri, müdür yardımcıları ve velilerle yaptığımız yarı-yapılandırılmış mülakatlardan ve ilgili yazınlardan toplanmıştır.

 

Fikirtepe kendi içinde Eğitim, Dumlupınar ve Fikirtepe Mahalleleri olarak üçe ayrılır. Fikirtepe kentsel dönüşüm projesi içinde yer alan mahalleler ise şu şekildedir; Fikirtepe Mahallesi, Eğitim Mahallesi, Dumlupınar Mahallesi ve Merdivenköy Mahallesi.

 

Fikirtepe Mahallesi’nde hiç okul bulunmazken Dumlupınar Mahallesi’nde bir üniversite, iki lise, bir ilkokul ve bir ortaokul bulunmaktadır. Eğitim Mahallesi’nde bir ilkokul ve bir üniversite bulunurken, Merdivenköy Mahallesi’nde bir ilkokul ve bir ortaokul bulunmaktadır.

 

 

Okullar daha çok Dumlupınar Mahallesi’nde toplanırken eğitim açısından en iyi yer ise Eğitim Mahallesi’dir. Fikirtepe Mahallesi’nde hiç okul bulunmamasından dolayı oradaki öğrenciler çevre mahallelerdeki üç okula gönderilmektedir. Fikirtepe Mahallesi’ndeki öğrencilerin çoğu bu mahalleye en yakın olan Eğitim Mahallesi’ndeki İnönü İlkokulu’na gönderilmektedir.

Okullardaki mevcut öğrenci sayısı kentsel dönüşümün yarıda kalmasından dolayı yarıya inmiştir. Sınıflardaki öğrenci sayıları 19-25 arasında değişmektedir. Okul müdürlerinden elde edilen bilgilere göre kentsel dönüşüm neticesinde okuldaki öğrenci sayıları seneler içinde 600-700’den 300-400’e düşmüştür. Fakat bu durum veliler, öğretmenler ve öğrenciler tarafından olumlu karşılanmaktadır. Çünkü öğrenci sayılarının azlığından dolayı öğretmenlerin öğrencilerle birebir ilgilenme imkanları artmaktadır.

 

Araştırmalar sonucunda ortaya çıkan diğer bulgu ise Fikirtepe semtinde çok göçmen aile yaşamasına rağmen bu aileler çocuklarını okullara göndermemektedirler. Bu durumun iki nedeni bulunmaktadır; ilk neden ailelerin eğitim için gerekli evrakları tamamlayamamaları iken ikinci neden ise ailelerin sosyo-ekonomik durumlarının yetersizliğidir.

 

Kentsel dönüşüm projesi kapsamında olan öncelikli bölgelerde devlet ve EGM işbirliğiyle okullarda bir polis bulunması zorunluluğu getirilmiştir. Bu karar genel olarak kentsel dönüşümün yarıda kalmasından olumsuz yönde etkilenen Fikirtepe semtinde de uygulamaya konulmuştur. Fakat bu uygulama öğrencileri her ne kadar okul içinde korusa da okul dışında bir etkisinin olmaması endişe yaratmıştır. Özellikle Fikirtepe Mahallesi’nin yollarının güvenli olmaması ve burada yaşayan öğrencilerin diğer okullara gönderilmesi veliler için korku yaratmıştır. Dolayısıyla alınan bu güvenlik önlemleri bile tam anlamıyla bir güven sağlayamamıştır.

 

Fikirtepe semtinde ikamet eden ailelerin sosyo-ekonomik durumlarının kötü olmasından dolayı bu aileler çocuklarının eğitim hayatlarıyla pek ilgilenmemektedirler. Ailelerinin odağında çocuklarının eğitimi olmadığından dolayı bu durumu çocuklarına yansıtmaktadırlar. Bu yüzden çocuklar da eğitimi ikinci plana atıp devamsızlık yapmaktadırlar. Çocuklar okulla ilgilenmedikleri için odakları başka alanlara kaymakta ve suçlu davranışa yönelmektedirler.

 

Aileler çocuklarıyla ilgilenmediklerinden dolayı bu durumu önlemek okulların görevi haline gelmiştir. Bu görevlerden birisi de devamsızlığı önlemek ve çocukların okullara olan bağlılığını arttırmaktır. Öğrencilerin devamsızlığı on beş günü aştığı zaman ailelerin evine uyarı mektubu gönderilmektedir. Eğer çocuk tekrar okula gönderilmezse yirmi birinci günden sonra ailelerin evine okul tarafından öğretmen gönderilmektedir. Bu iki durum dikkate alınmadığında ise kaymakamlık tarafından aileye günlük 15 TL para cezası uygulanmaktadır. Aileler tarafından uyarı mektubu ve eve öğretmen gönderilmesi dikkate alınmaz iken para cezası caydırıcı olmaktadır. Genel olarak veliler para cezası sonrası çocuklarını okula tekrardan göndermeye başlamaktadırlar.

 

 

Okullar, çocukların suça olan odağını değiştirmek için çeşitli aktiviteler düzenlemektedirler. Yapılan aktiviteler; resim yarışmaları, turnuvalar, sanat çalışmaları, satranç kursları ve değerler eğitimidir. Yapılan aktiviteler çocukların suçlu davranışa yönelmelerini engellediği gibi ücretsiz ve kolay ulaşılır olması, bu aktivitelere talebi arttırmaktadır. Bu aktivitelerin dışında ekstra bir aktivite olarak Yaz Okulu bulunmaktadır. Yaz Okulu, sabahtan akşama kadar olmakla birlikte çocuğa kurs, eğitim ve yemek imkanı sağlamaktadır. Yaz Okulu hafta içi her gün 09.00-16.30 arasında yapılmaktadır. Bu aktivite özellikle Fikirtepe’de yaşayan yoksul ve öksüz çocuklara yöneliktir. Bu projenin 100 kişilik kontenjanı bulunmakla beraber öncelik kendi öğrencilerine verilmektedir. Çok fazla talep olduğundan dolayı 100 kişilik kontenjan okulun öğrencileri tarafından doldurulmakta fakat dışarıdan da çokça talep almaktadır. Fakat Yaz Okulu projesi devlet tarafından değil gönüllü katılımcılar tarafından yapılmaktadır.

Sonuç olarak; ekonomik durumla eğitim arasında pozitif yönde bir ilişki bulunmaktadır. Fikirtepe örneğinde olduğu gibi kentsel dönüşüm projesi, ailelerin sosyo-ekonomik durumuna dolayısıyla da eğitim hayatına etki etmektedir. Kentsel dönüşüm projesinin yarıda kalmasıyla birçok aile mağdur durumdadır. Dolayısıyla aileler öncelikli ilgilerini çocuklara ve onların eğitim hayatlarına değil geçim, sosyo-ekonomik durumlarının yetersizliğinden dolayı aile içindeki problemler gibi birçok soruna yönlendirmişlerdir. Bu sorunlar da doğrudan çocuğu ve çocuğun davranışlarına etki etmektedir. Yukarıda bahsedilen çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalan çocuk, okula ve eğitime bağlılığını kaybetmekte sonuç olarakta ilgisini kötü yönlere yönlendirme riskiyle karşı karşıya kalmaktadır.

Elif İNANÇ

Hilal EKŞİ

Mehmet GÜNEŞ

Exit mobile version