MERKANTİLİZM’İN SERÜVENİ

EKONOMİ TARİHİ

Merkantilizm; 15-18. yüzyıllar arasında var olmuş, devletin piyasaya müdahalesini ve bu müdahale doğrultusunda ulusun zenginleşmesini savunan bir iktisadi görüştür. Merkantilizm sadece piyasaya müdahale sistemi değildir, altın ve gümüş ile zenginlik ölçüsü olan bir ülkede ne kadar çok altın, gümüş yani değerli madenler varsa o ülke zengindir görüşünü savunan ve altın, gümüş gibi değerli madenleri elde etmek ve elinde tutmak için her yolu mübah gören bir görüştür

Giriş

Merkantilizm; 15-18. yüzyıllar arasında var olmuş, devletin piyasaya müdahalesini ve bu müdahale doğrultusunda ulusun zenginleşmesini savunan bir iktisadi görüştür. Merkantilizm sadece piyasaya müdahale sistemi değildir, altın ve gümüş ile zenginlik ölçüsü olan bir ülkede ne kadar çok altın, gümüş yani değerli madenler varsa o ülke zengindir görüşünü savunan ve altın, gümüş gibi değerli madenleri elde etmek ve elinde tutmak için her yolu mübah gören bir görüştür.

Ortaya Çıkışı

Merkantilizm’in ortaya çıkış tarihi ile ilgili net bir tarih vermek mümkün değildir ancak genel hatları ile 15. ve 18. yüzyıllar arasında var olduğunu söylemek mümkündür. İlk yazılı kaynağının 1613 yılında Antonio Serra tarafından yazılan bir broşür olduğu kabul edilmektedir bunun yanında Avusturyalı Philipp Wilhelm Von Hornick de 1684 yılında yazmış olduğu bir manifestoda Merkantilizm’in ilkelerini yazmıştır bu ilkeler şunlardır;

  1. Ülkenin her karış toprağı tarım, madencilik ve sanayi için kullanılmalıdır.
  2. Mamul maddelerin fiyatı yüksek olduğundan ülkenin batan ham maddeleri mamul maddeye dönüştürülmelidir.
  3. Ülkenin çalışan nüfusun artması teşvik edilmelidir.
  4. Altın ve gümüşün ülke dışına çıkışı yasaklanmalı, ülkedeki bütün paralar dolaşıma alınmalıdır.
  5. Mümkün olduğu kadar bütün yabancı mal ithalatı sınırlandırılmalıdır.
  6. Alınması zorunlu olan yabancı mallar, altın ve gümüş karşılığı olmadan ülkenin ürettiği diğer mallar karşılığında alınmalıdır.
  7. İthalat mümkün olduğu kadar ülkede yapılan imalat için girdi olarak kullanılan malları kapsamalıdır.
  8. Ülkenin ürettiği sınai malların altın ve gümüş elde etmek için ihraç imkanları araştırılmalıdır.
  9. Ülkede üretilen malların ithalatına hiç bir şekilde izin verilmemelidir

Genelin kabul ettiği ilk kaynaklar bunlardır, bu fikirler ortasında Merktilizm doğmuş ve bir çok Avrupa ülkesini bu fikir akımı etkilemiştir. Avrupa’da meydana gelen birçok olay ve gelişme de bu fikri akımın gelişmesime sebep olmuştur bu olaylar ise şunlardır;

Feodalite’nin Yıkılması

Ortaçağ Avrupa’sının kilit taşlarından birisi olan feodal sistem; bu sistemde bir ulus değil sadece yerel yönetici olarak adlandırdığımız derebeyi zenginliğe sahip olmaktaydı. Özellikle kuzeyli Norman akınları sırasında bu akınlara karşı savaşan feodal beyler birlik olmak zorunda kalmış ve bu akınları engellemek için yapılan savaşlar sonrası Feodal beyler arasından güçlü olan Feodal bey kral olmuş ve sonra diğer Feodal beyler de kralı tanıyarak merkezi krallıklar oluşmaya başlamıştı .

Baharat ve İpek Yollarının El Değiştirmesi

Baharat ve İpek Doğu’dan Batı’ya giden adeta elmas kadar değerli olan mallardı. Avrupa’da bu malların yetişmemesinden ve Avrupa’nın bu malları Çin, Hindistan gibi Uzak Doğu’dan getirmek zorunda kalmasından kaynaklanan değerli mallardı. Yıllar boyu başta ipek ve baharat olmak üzere adlarını da verdikleri İpek ve Baharat yolu üzerinden Doğu’nun değerli malları Avrupa’ya gitti ancak 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun bu yolları, yollar ile birlikte Akdeniz ile Karadeniz’i kontrol altına alması ile artan vergi yüklerinden dolayı Avrupalılar alternatif yollar aramaya başladı. Bu alternatif yol arama çalışmaları Avrupa’da gemicilik alanında gelişmeye sebep olmuş ve bu gelişmeler de coğrafi keşiflerin gerçekleşmesine olanak sağlayan unsur olmuştur. Yeni yollar ile Avrupa’nın hem ticaret hacmi genişlemiş hem de coğrafi keşifler ile birlikte Merkantilizm’in de savunduğu sömürgeciliğin ilk adımları atılmış oldu.

Sanayideki Gelişmeler

Sanayi alanında gerçekleşen gelişmeler de Merkantilist iktisadi düşüncesinin adeta ekmeğine yağ sürmüş ve doktrinleri bu yönde gelişmiştir. Merkantilizm’in savunduğu fazla fazla üretim buharlı makinelerin icadı ve bu icatların tekstil, demiryolu gibi alanlara uyarlanması ile gerçekleşmişti.

Merkantilist Düşünce Sisteminin Temel İlkeleri

Merkantilizm’in yukarıda yazdığımız Philipp Wilhelm Von Hornick’in ilkelerinden yola çıkarak ulusu zengin etme amacı taşıyan, liberal veya sosyal olmayan tamamiyle ülke zenginliğini hedefleyen bir ilkeler bütünü olduğunu söylememiz mümkünndür. Diğer ülkelerdeki yansımaları farklı olduğu da görülmüştür örneğin Hollanda deniz yoğunluklu olarak yani büyük ölçüde sömürgelerinden faydalanarak zenginleşirken Almanya toprağını da ekmiştir. Diğer ülkelerdeki yansımalardan bahsetmeden önce Merkantilist sistemin ilkelerinden biraz daha söz etmek gerekiyor.
Merkantilist sistemde bazı düşünürler kendi ilkelerini belirlese de genel olarak Merkantilizm’in 4 ilkesi olduğunu söylememiz mümkündür . Bunlar; millilik, müdahalecilik, kolonyalistlik ve metalistliktir.

  1. Millilik; en başından beri üzerinde durduğumuz üzere kendi ulusunu zengin etme amacı taşıyan, kendi ulusunu zengin etmek istediği zaman diğer ulusların fakir kalmasını isteyeceği için burada bir çıkar çatışması olduğunu ve savaş durumu olduğunu söyleyen bir ilkedir. 15.-18. yüzyıllarda savaşlar genellikle sayısal üstünlük ile kazanılırdı yani millilik ilkesi burada şunu da savunuyor ne kadar çok asker olursa o kadar çok yeri işgal eder o kadar çok altın ve gümüş gibi zenginlikleri kendi ulusuna kazandırır, ne kadar çok asker o kadar çok para demektir. Asker = para = asker = para şeklinde sonsuz bir döngüyü savunmaktadır.
  2. Müdahalecilik; adından da anlaşılacağı üzere müdahaleci bir sistem istiyordu sistemler, krallıkların pazara müdahil olmasını tüccarlara "referans" yoluyla rahatlık sağlamasını istiyordu.
  3. Kolonyalistlik; kolonileştirmeyi savunan bu görüş ise diğer toplumların zenginliklerini sömürmeyi kendi ulusunu zengin etmek için meşru gören bir anlayışın ilkesi, zaten Avrupa varolduğu zamandan beri kendi çıkarlarına uygun olan her şeyi meşru görebilir günümüzde de benzer şekilde bu süreç devam etmektedir. 
  4. Metalistlik; Merkantilist düşüncenin var olduğu tarihleri göz önüne aldığımız zaman dönemin tek zenginlik kaynağının altın ve gümüş olması bu düşünce sisteminin de altın ve gümüşe fazlasıyla değer vermesini doğurmuştur. Merkantilist düşüncenin ana savunduğu görüşlerden birisi de ne kadar çok altın ve gümüş o kadar zenginlik.
Avrupa Ülkelerinde Merkantilizm’in Uygulaması
  • Fransa: 17. yüzyılda Fransa’da Merkantilizm’in en iyi uygulayıcısı Jean Baptise Colbert olmuştu, Colbert Fransa’da devlet kontrolünde ihracat odaklı sistem kurmuştu diğer ülkelerde de olduğu gibi Merkantilist sistemi o ülke için düzenleyenin adıyla anma geleneği burada da olmuş ve Colbert’in politikaları Colbertçilik olarak anılmaya başlamıştır. Colbert Fransa’da lüks tüketim malların ithal edilmesini, yerli sanayiye yönelik teşvikler, gümrükde ithal mallara vergi tarifeleri ve kolonizasyon çalışmaları yapmıştı, Colbert bu uygulamalar ile ülkenin zenginleşeceğini savunmaktaydı.
  • İngiltere; İngiltere bu sistemi çok etkili bir şekilde kullandı öyle ki üzerinde "Güneş Batmayan" imparatorluğun temellerinde bu ilke yatıyor diyebilir. İngiltere diğer ülkelerin de yaptıklarını yaptı burada farklı olarak zikredebileceğimiz nokta sömürgelerinin mallarını sadece kendisine satmasına müsaade etti ve bu malları da sadece kendi gemileri ile taşınmasına izin verdi, bunun yanında yün gibi bazı malların ihracatını yasakladı . Sadece bu tedbirler değil çalışmak da zorunluydu, VIII. Henry ve I. Elisabeth döneminde çalışmayanların kulaklarının kesileceği İngiltere’de duyurulmuştu (poor laws), hatta 16. yüzyıl ortalarında İngiltere’de çalışmayan birini bir başkası ihbar ederse çalışmayan kişinin ihbar eden kişinin kölesi olacağı söylenmiştir . Sadece bu tedbirler de değil Doğu Hindistan Şirketi ile de Doğu pazarında ciddi bir üstünlük sağlamış oldu.
Kaynakça

 

[1] Cahit Aydemir, Hüseyin Haşimi Güneş, "MERKANTİLİZMİN ORTAYA ÇIKIŞI," Sosyal Bilimler Dergisi, 5(15)(2006): 145. ISSN:1304-0278 Kış-2006 C.5 S.15

[2] Abdullah Mesud Küçükkalay, İktisadi Düşünce Tarihi (İstanbul, 2011)

Uğur Can BÜTÜNER
Uğur Can BÜTÜNER

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tarih 2.sınıf öğrencisiyim, İlim ve Medeniyet Topluluğu'nda yer almaktayım. Tarih ve siyaset alanlarında araştırma yapmayı seviyorum.

Yorum Yaz