İlim ve Medeniyet

BİR BİLMECENİN ANATOMİSİ

15 Temmuz 2016…

Bugün 15 Ekim 2016…

Darbe teşebbüsünün üzerinden tam 3 ay geçmiş durumda. Henüz mahkeme kurulmuş değil. Gözaltında olan çoğu rütbeli asker, polis, yargı mensubu ve daha nicelerinin sorguları devam ediyor. Tam bir muamma söz konusu. Savcılık ifadelerine de yansıyor bu durum. Birbirine ‘’paralel’’ ifadeler çok az.

Söz konusu soruşturma da sürüyor. Hala aranan isimler var. Bir numara malumumuz olduğu üzere Adil Öksüz! Yakalanamadı hala. Nerede olduğu bilinmiyor.

Bir bilmecenin tam ortasındayız. Cevabı bulunamayan sorular var. Ben bilmeceyi yazayım:

Tencereyi kapakladım üzerini saçakladım!?

Durum budur. Her bilmece zeka ister. Bilmece bildirmece el/dil üstünde kaydırmaca gibi türler aptalcadır! Bilmece filan olamazlar.

Şimdi bir bakalım:

Adil Öksüz. Bu adam 3 aydır neden bulunamıyor sorusu mantıksızdır. Gözaltına alındığı günün ertesi serbest bırakılması akla ziyandır. Sizce Öksüz’ü ‘’babasının’’ kollarına kim bıraktı? Himaye eden kim(ler)?

Yoksa birilerinin işine mi geliyor ‘’Ordu İmamı’’nın bulunamaması! Koca ordunun imamı… Neyse bir düşünüverin bu noktayı.

Sırlara karışan Adil Öksüz..
Sırlara karışan Adil Öksüz..

Al jazeera’de dikkatimi çekti. Öksüz’ü delil yetersizliğinden serbest kalmasını sağlayan hâkimlerin Paralel’le herhangi bir bağıntısı şu ana kadar bulunamamış. Yoksa derinlerde farklı bir işbirliği mi var diye düşünmekten kendini alıkoyamıyor insan. Öksüz’ün cep telefonu bile alınmamış elinden. İnsan gerçekten hayret ediyor.

Çok saçma değil mi? En kritik isim takip edilmemiş, yakalanmış serbest bırakılmış şimdi de sanki samanlıkta iğne ararcasına yakalanması bir bulamamazlık serüvenine dönüşmüş durumda.

Yeşil’i duymuş muydunuz?

Adil Öksüz’de bu gidişle sırlar dünyasına adımını atıyor söylemedi demeyin. Bulunsa çoğu taş yerine oturacak o kesin.

Bir başka mesele. Şu Genelkurmay Başkanlığı’nda yaşananlara dair görüntü kayıtlarının yetersizliği desem. Kim örtüyor kuzum perdeyi?! Genelkurmay’ın üst yönetimi içinden gelen çelişki türü ifadeleri de hattı zatında irdelemek gerekir.

Akın Öztürk?! Darbe başı mı darbesavar mı? Şu tuğ’lar tüm’ler onlardan ses seda var mı? İyi araştırmak lazım. Sonradan tüh demeyelim.

Paralel çökmüş müdür? İçeri alınan sayıya göre yorumlamayalım ama. Tepe ihanet kadrosu nerede? Dışarıda. Ne yapıyor olabilirler?..

Ben bilmiyorum!

Geçenlerde bir haber ilişti gözüme. Sincan Cezaevi içinde dev bir duruşma salonu inşa edildiğine dair. Yıl sonuna doğru tamamlanması umuluyormuş.

Siz cümbüşü o zaman görün. Ergenekon ve Balyoz duruşmalarını hatırlayanlarınız vardır. Şimdi paraleller cumhuriyet tarihinde kurulan en büyük mahkemede yargılanacaklar. Sincan’ın seçilmesi de ayrı bir değer taşıyor hükümet nezdinde. 28 Şubat ne de olsa Sincan ile özdeşleşmişti. AK Parti’nin mesajı da burada…

Dev bir duruşma salonu.

Binlerce tutuklu.

Türk yargısının en büyük sınavı bu…

Siz yukarıdaki bilmecenin cevabını bir bulun. Sonra yine bu sütunda kaldığımız yerden devam ederiz.

Exit mobile version