Abdülezel Paşa merhumun esnâ-yı muharebede vukû-ı şehâdetinden mukaddem asâkir-i Osmaniye’ye teşcî‘ emrinde gösterdiği besâlet-i hârikul’âdeden bahsetmiş idik. Müşârün-ileyhin o sırada bir de nutuk îrâd eylediği malum olup mezkûr nutkun elimize geçen bir suretini buraya dahî derc etmeyi münâsip bulduk:
SÛRET-İ NUTUK
Askerler! Şu gördüğünüz tepenin zaptı bizim için pek büyük, pek şanlı bir muzafferiyet temin etmiş olacaktır. Siz Milona geçidi gibi en sa‘b’ül-mürûr, en çetin yerlere hücum ederek Osmanlılığın celâdetini bütün cihan nazarında isbat eylemiş er oğlu erler olduğunuz cihetle tevfîkât-ı celîle-i Sübhâniyeye istinaden bu tepenin üzerine vukû bulacak haydarâne bir hücumunuzun zaten gözü yılmış olan düşmanı külliyyen perişan ve sancağımızı rekz ile a‘lâ-yı şân-ı Osmâniyân edeceğinizi kaviyyen me’mûl ederim. Eğer bu tepeyi zapt ederseniz pîş-gâhınızda çiçeklerle müzeyyen vâsi‘ bir sahra, bir cihân-ı zafer açılacak ve bütün millet-i İslâmiye ve Osmâniye sizin bu muzafferiyât-ı kahramânenizle ilân-ı şükrân ve iftihâr edecektir. Analarınız sizi ancak bu gün için doğurdu ve büyüttü. Yeryüzünde bulunan bütün Müslümanların halîfe-i akdesi olan şevketlü padişahımız efendimiz hazretleri sizi ancak bu gün için besledi. Vatan sizden bugün fedâkarlık bekliyor. Hulâsa bugün şan ve nâmûs-ı devlet ve millet sizin süngülerinize istinâd etmektedir. Demin söylediğim gibi, eğer gazanferâne bir hücum ile şu tepeyi zapt edecek olursanız nâmûs-ı vatanı i‘lâ etmiş ve devletimizin muzafferiyâ-tı âtiyesini te’mîn etmiş olacaksınız.
Askerler! Size en son bir vasiyetim var ki îfâsını ricâ ederim. Eğer ben şu tepenin tarafınızdan zapt olunduğunu göremeden evvel câm-ı şehâdeti nûş edecek olursam cesedimi burada toprak altına defin etmeyerek mutlaka bu tepeyi, bu tepeyi zapt ile üzerinde benim için bir mezar hafr ve beni oraya defin ediniz. Yok eğer tepeyi zapt edemeyecekseniz bırakın cesedim bu topraklar üzerinde kalsın, me’kel-i vuhûş ve tuyûr olsun!
Evlatlar! Sizin dağlar dayanmayan hücumunuza böyle tepeler elbette dayanmaz. Bu cihetle sizden mutlaka bu tepenin zaptını isterim. Tevfîk-i İlâhî rehberimiz, imdâd-ı peygamberî yaverimiz, teveccühât-ı celîle-i hazret-i hilâfet-penâhî ise fırak-ı iftihârımızda efserimizdir. Haydi arslanlarım, arş ileri, daima ileri!
Ali Murtaza
Numan AYTAŞ