KOLOMBİYA-FARC SORUNU: ÇATIŞMAYI DÖNÜŞTÜREBİLMEK MÜMKÜN MÜ? | İlim ve Medeniyet

Özet

Bu makalede tarihsel süreç bağlamında Kolombiya-FARC çatışması incelenmektedir. Bu bağlamda çatışmanın kökenlerini, ilgili paydaşlarını, çatışmanın maliyetini ve barış görüşmelerini Çatışma Çarkı modellemesi ile ele almaktadır. Makalenin son kısmında ise günümüzdeki durum, halkın gelişmelere verdiği tepkiler ve referandum incelenecektir.

Anahtar Kelimeler: Kolombiya, FARC, Barış Müzakereleri, Çatışma Çarkı, Kalıcı Barış

 

Abstract

This article examines conflicts between FARC and COLOMBİA in the context of its historical process. In this respect it also tackles roots of conflict, parties of conflict, cost of conflict and peace negotiations by  modeling of Conflict Ring. Finally,it examines current status of conflict, referendum and.reactions to recent developments of people.

Keywords: Colombia, FARC,  Peace Negotiation, Conflict Wheel, Permanent Peace

 

 GİRİŞ

Kolombiya denilince aklımıza ilk gelen şey nedir? Kolombiya, eşsiz kahvesi, Latin Amerika’da bir ülke oluşu ve uyuşturucu ticaretinin yanında, tarihsel süreç bağlamında Batı Yarı Küre’de çatışma sürecini en uzun süre yaşayan devlet olarak karşımıza çıkmaktadır.[1] 1821 yılında İspanya’ya karşı bağımsızlık savaşı veren Kolombiya, savaşı başarı ile sonuçlandırıp bağımsızlığını ilan etmiştir. Ülkenin geç uluslaşma süreci ve bu süreçte ortaya çıkan rol modellerin toplumun farklı kesimlerince kabul görmeyişi, ülkeyi iki farklı görüşün eline bırakmıştır. Bu görüşlerin ülkeyi istikrarlı bir zemine oturtamaması çatışmaların önünü açmıştır. Bağımsızlığını kazandıktan sonra özellikle sol-tandanslı örgütlerle devletin mücadelesi ön plana çıkmıştır. Devlet-içi mücadeleler ve bunun günümüzde dönüştürülme çabaları, bu çatışmanın çözümü noktasında değerlidir. Çatışmanın farklı dinamiklere sahip olması ve sorunların nicelik açısından önemli yer teşkil etmesi, Çatışma Çarkı modelini[2] bu çatışmaya uygulamamızı sağlaması açısından önem arz etmektedir.

Bu makalede ilk olarak Çatışmanın Kökenleri ve İlgili Paydaşlar incelenecektir. Bağımsızlığını 19.yy’ın ilk başlarında elde eden Kolombiya neden istikrar yerine çatışma ile anılmıştır. Temel olarak ilk bölüm bunu inceleyecektir. İkinci olarak bir akademik uzmanlık alanı olarak çatışmanın Kolombiya’ya olan maliyeti incelenecektir. Burada ise Çatışma Çarkı modellemesinden yararlanarak sorunlar tespit edilecek, Kolombiya Devleti ile FARC ’ı hangi sorunlar karşı karşıya getirmiş bunların cevabı aranacaktır. Bir çatışmanın en belirgin nedeni olan sorunlar aslında çatışmayı çözümsüzlük noktasında tutacak kadar önemli midir? Şeklindeki bir teze cevap niteliğinde olması bakımından değerlidir. Ardından yıllar süren barış görüşmelerine geçilecek ve sonucunda 2012-2016 görüşmeleri üzerinde durulacaktır. Çatışma incelendikten sonra bir değerlendirme yapılacak ve bu değerlendirme makro bir analiz niteliği taşımaktadır. Sonuç bölümünde ise günümüz ve geleceğe vurgu yapılarak makale sonlandırılacaktır.

Çatışmanın Kökenleri ve İlgili Paydaşlar

Kolombiya 1808 yılına değin İspanya sömürgesi olarak varlığını sürdürmüştür. Ancak diğer Latin Amerika sömürgelerinde olduğu gibi bağımsızlık arayışı burayı da etkilemiş ve nihayetinde 1821 yılında bugünkü Kolombiya, Panama, Venezuela, Ekvator alanında Büyük Kolombiya devleti vuku bulmuştur[3].Önce 1829 yılında Venezuela akabinde bir yıl sonra Ekvator bu yapıdan ayrılmıştır. Nihayetinde 1886 yılında devlet günümüz formunu almıştır. Günümüz formunu ele almasındaki temel somut gösterge 1886 Anayasa’sı olmuştur.1886 Anayasa’sı ile 1810’dan başlayan ideolojik ayrışma ve toplumun iki kutup haline bölünen durumu incelenmiştir. Bu anayasa ile toplumun Liberal ve Muhafazakâr olarak bölünmüş hali tescillenmiş olup ileride yaşanacak temel çatışmanın da kaynağının bu görüş olduğu ortaya konulmuştur.

Desteğini Kolombiya’nın farklı kitlelerinden alan bu iki parti etrafında geçen mücadeleyi incelediğimizde ilk olarak taraflara ve kendilerini nasıl tanımladıklarına bakmak gerekmektedir. Liberal partiye bakıldığında sömürge karşıtı bir yapıya sahip ve modern Kolombiya devleti tasavvuruyla hareket eden bir parti örgütlenmesi şeklinde karşımıza çıkmaktadır.[4]Liberaller bu amaca ulaşmak doğrultusunda serbest ticareti anahtar bir rolde görmekteydiler. Parti kuruluşundan itibaren bu yolda adımlar atmış ülkenin modern bir yapıya bürünmesi adına din ve kilise işlerinin ayrılmasını, eğitim, basın alanındaki özgürlüklerin arttırılmasını kendisine yol haritası olarak belirlemiştir.

Bunun karşıtlığını oluşturan Muhafazakâr Parti ise bağımsızlığını kazanmadan önce İspanyol sömürgesi altında bulunan Kolombiya’nın o zamanlardaki yönetim biçimini günün şartlarına uygulayarak Katolik Kilisesinin gücünü koruduğu bir yapı arzulamaktaydı. Bunu sağlamanın istikrardan geçtiğini düşünen Muhafazakâr Parti sömürge sisteminde bulunan kurumların bunu sağlama da başarılı olabileceğini savunuyordu. Nitekim bu nedenlerden ötürü bu iki parti birbirlerinin tam zıt görüşü olarak kabul ediliyor ve çatışmaların kaynağını oluşturuyordu. Bu zıtlık 20.yy’ın ortalarına doğru kendini tekrardan göstermiş 1948-1960 yılları arasında La Violenca adı verilen şiddet,  kargaşa dönemini beraberinde getirmiştir. Bu süreç bir nevi iç savaşın ayak seslerini beraberinde getirmiş ve kendilerini güvende hissetme ihtiyacı duyan halk, bu ihtiyacı bir meşruiyet haline dönüştüren sol-tandanslı örgütlerin kucağına itilmiştir. Burada en ön plana çıkan gruplar; kırsal kesimdeki halkın, çiftçi ve köylülerin haklarını savunarak ön plana çıkmış sol örgütler (FARC[5], ELN[6], M19)[7] olmuştur. Bu dönem 1960 yılında liberal ve muhafazakâr kanadın uzlaşmaya varmasıyla son bulmuş ancak kırsal kesimdeki halkın kendilerini dışlanmış görmelerine yol açmıştır. Bu nedenle halk alternatif arayışlara yönelmiş ve Marksist-Leninist temelli kurulan FARC, ELN,M19 meşruiyet alanı kazanmıştır.[8]

Bu makalede bahsi geçen Marksist-Leninist örgütler arasında en başarılısı hiç şüphe yoktur ki FARC ‘tır. Bunun nedeni FARC ’ın etkilediği kesimin ülkenin yoğun bölümünü kapsayan kırsal kesimden oluşu ve bu kesime toprak reformunun gerçekleştirilmesi bağlamında vaatlerinin bulunması onu diğer örgütlerin önünde bir yere konumlandırmıştır. ELN ise daha çok bir öğrenci örgütlenmesi olup FARC ‘a göre daha kısıtlı bir taban desteği görmekteydi. M19 ise anlaşmaya yanaşmaması ve daha marjinal olaylarda boy göstermesi nedeniyle halk tarafından FARC kadar benimsenmemiş ve devlet tarafından da sadece terörist bir yapılanma olarak görülmüştür. Bu nedenle makalede tarihsel koşullar arka planında Kolombiya Devleti ile FARC örgütü arasındaki çatışmayı kendisine kıstas almıştır.

Çatışma Çarkı modellemesini bu duruma uygulayacak olursak yapmamız gereken ilk şey aktörleri belirtmek olacaktır. Buradaki çatışmanın asıl aktörleri (1.cil aktörler)  Kolombiya Devleti ve FARC örgütüdür. Kolombiya Devleti’nin 1948-1960 bunalımından bir türlü çıkamayışı FARC başta olmak üzere Marksist-Leninist örgütlere meşruiyet alanı açmıştır. FARC ‘ın zamanla daha büyük kitlelerce benimsenmesi çatışmayı iki temel aktörlü bir yapıya büründürmüştür.

FARC ‘ın ortaya çıkış sebebinin asıl unsuru 1948-1960 yılları arasındaki La Violencia dönemi olmakla beraber tek başına bu unsur bu örgütü anlatmak için yetersiz olacaktır. Kolombiya’nın sağ-sol veya marjinal bir yönetime sahip olup olmaması gerekliliği hala tartışmaları beraberinde getiren bir konu olmuştur. Bunun sorun oluşturmasındaki temel etken sağlam ve köklü bir siyasetin ülkenin kuruluşundan bu yana oluşmamasından ileri gelmektedir. FARC örgütü 1964’te kurulduğunda ülkede gelir adaletsizliğinin yaşandığı bir dönem oluşu tesadüf değildir. FARC ‘ın temel ideolojisi burada aranmalıdır. FARC ‘ın temel amacı Kolombiya Devleti’ne saf bir düşmanlık değil devleti yönetenlere karşı silahlı bir muhalifliktir.

Çatışmanın Kolombiya’ya Maliyeti

Çatışma yönetimi, çatışmaların maliyeti noktasında süreyi önemli görür. Çatışma süresi uzunlaştıkça çatışma yönetimi açısından sorunlar meydana gelmektedir. Bu nedenle çatışmanın mümkün oldukça kısa tutulması ilerleyen süreçlerde çatışmanın çözümü ve dönüştürülmesi bağlamında mühimdir. Kolombiya FARC çatışmasını incelediğimizde FARC ‘ın kuruluşundan bu yana geçen yarım asrı aşkın süreçte çatışmanın maliyeti başlıca 9 farklı şekilde karşımıza çıkmaktadır. Bunlar; insan ölümleri, kaybolan ve izinden haber alınamayan insanlar, yerlerinden göçmek zorunda bırakılan insanlar, yok olan tarım alanları, ekonomik zararlar ve yüksek enflasyon, mayın döşeli ve temizlenmesi çok zor olan verimli topraklar, adam kaçırma, toplumu derinden sarsan suikastlar ve cinsel suçlardır.

Yine Çatışma Çarkı modellemesinden yararlanırsak sorunlar kısmında çatışmanın Kolombiya’ya maliyeti olan 9 ana başlığı görebiliriz. Akıllara hemen bu sorunların sebebi nedir sorusu gelmektedir. Bu sorunlar FARC ’ı da doğuran nedenlerin bir karmasıdır. Kırsal kesim ve yoksul halk ülkenin Muhafazakâr ve Liberal partiler arası siyasi seyrini beğenmemekte ve değiştirmek istemektedir. Çünkü bu seyir zaman zaman öyle kanlı haller almıştır ki 1948-1960 arası dönemde yaklaşık 200.000 kişi ölmüştür.[9]Bu nedenlerdendir ki Halk güvenliğini güvenceye alma noktasında devlet dışı güç kullanan aktörlerin himayesine girmek durumunda kalmış ve FARC’ ı meşru kılmıştır. Kolombiya Devleti, sorunu FARC örgütünün silahlı yapısında ararken, FARC örgütü devlet yöneticilerinin halka eşit davranmadığına ve kentli-köylü/ zengin-fakir ayrımlarının ülkeyi yoksulluğa sürüklediğine ve de istikrarsız bir ortamda güvenliği tesis edecek yapıların bulunmamasıyla yeni bir yönetim (Marksist-Leninist) getirebileceklerine değinmiştir. Asıl sorun bu olmakla beraber sorunun getirdiği sonuçlar oldukça kanlı ve insan hakları açısından son derece üzücü olmuştur. Nitekim bu sorunun şiddet yoluyla sonuçlandırılamayacağını anlayan taraflar uzlaşı yolunun mümkün olup olmadığını araştırmış ve barış görüşmeleri başlamıştır.

Barış Görüşmeleri

Çatışma yönetimi alanında bir çatışma incelenirken temel yaklaşım çatışma eğer şiddet içeriyorsa bu şiddetin bir an önce sonlandırılması, tarafların amasız bir şekilde şiddeti ilk olarak sonlandırmasıdır. Kolombiya FARC çatışmasında bu yaklaşım ilk olarak 28 Mart 1984’te Bentancur Ateşkesi ile zemin bulmuştur. Bu ateşkesin en önemli yönü FARC’ ın sorunu askeri değil siyasal yollarla çözme taahhüdü ve parti kurmayı kabul etmesi olmuştur. Parti 1985 yılında Vatansever Birliği (Union Patriotica) adıyla kurulmuş, 1986 seçimlerinde kongreden 8 sandalye, senatodan da 6 sandalye kazanmıştır. Ancak bu partide FARC ’ın temelli silah bırakmasını sağlayamamıştır. Adından da anlaşılacağı üzere anlaşma dönemin devlet başkanı Belisario Bentancur öncülüğünde yapılmıştır. Bu ateşkes anlaşmasının bir diğer önemi de sadece FARC ile değil aynı zamanda M19 örgütüyle de yapılması olmuştur. Ancak takvimler 1985 yılını gösterdiğinde M19 örgütüne bağlı bir kuvvetin ülkedeki bir davada davanın hâkiminin bir öğrenciyi tutuklaması üzerine Kolombiya Adalet sarayını basıp Yüksek mahkeme üyelerini öldürmesi müzakere çabalarına ket vurmuştur. FARC ve ELN’ in müzakereler ve sonrası için gücünü anlamak adına 1990’lı yıllarda elinde bulundurduğu ülke topraklarına bakmak yeterli olacaktır. Kolombiya topraklarının yaklaşık yüzde kırklık bir bölümü bu yıllarda bu örgütlerin elindeydi.[10]1991 yılına gelindiğinde ise Venezuela’nın başkenti Caracas ve Meksika şehirlerinden Tlaxcala ’da barış görüşmeleri sürdürülmüştür. Buradaki taraflar Kolombiya hükümeti ve FARC tarafından oluşturulmuş Simon Bolivar Gerilla Koordinasyonu grubu olmuştur. Bu grubun içerisinde ELN üyelerine de yer verilmiştir. Ancak bu görüşmelerden hemen bir yıl sonra milliyetçi söylemleriyle dikkat çeken eski devlet başkanı Argelino Duran’ın öldürülmesi barış görüşmelerini olumsuz yönde etkilemiştir.1997 yılına gelindiğinde Kolombiya halkı seçime gitmiştir. Bu seçimlerde halkın büyük çoğunluğunun isteği barış, yaşam ve özgürlüktü. Seçimi ikinci turda kazanan Pastrana[11] ülkenin Caguan bölgesinde barış görüşmelerini başlatmıştır. Ancak bu görüşmelerden de tatmin edici bir sonuç çıkmamış ve halk hayal kırıklığına uğramıştır. Burada FARC örgütünün barışa yanaşmayacağı düşüncesi kadar kendisini yoksul halkın koruyuculuğu rolüyle tanımlayan örgütün aslında uyuşturucu trafiğini gizlemek adına yoksul halkın haklarını bir maske olarak kullanması da görülmekteydi.[12]Nitekim halktaki bu hayal kırıklığı kendisini 2002 seçimlerinde gösterecek, oyların %53 ünü alan Alvaro Uribe ’yi başa getirecektir. Alvaro Uribe’nin FARC ’ı terörist bir grup olarak nitelemesi ve sorunun çatışma ile çözülebileceği düşüncesi şiddeti tırmandırmıştır. Bu dönemde Alvaro Uribe yönetimi sadece FARC’ı terörist grup olarak nitelemekle kalmamış aynı zamanda ABD ve AB nezdinde de bu örgütün bir terör örgütü olduğunu tescil ettirmiştir. Ancak sorun çatışma ile çözülmemiş ve süreç 2012’de yeni bir boyut kazanmıştır. 2009 seçimlerini kazanan Santos hükümeti Uribe’nin seçtiği yolu reddetmiş ve Ocak 2012’de Kolombiya Devlet Başkanlığı Sosyal Refah biriminden bir yetkili aracılığıyla görüşmeleri yeniden şekillendirmiştir. Bu görüşmenin ardından Şubat ayında ikinci bir görüşme gerçekleşmiş ve bu da Keşif Görüşmeleri[13] adıyla isimlendirilmiştir. Bu görüşmeler yapıldığı tarihler içerisinde gizli olup sonradan açıklanmıştır. Görüşmeler Küba’nın başkenti Havana’da başlamış, Norveç ve Küba ülkeleri bu görüşmelere garantör olmuşlardır.

Çatışma Çarkı modeline geri dönecek olursak bu çatışmanın dolaylı aktörleri(ikincil aktör) kısmına ELN,M19 gibi FARC benzeri yapıları koymak mümkündür. Bunlar çatışmaya zaman zaman birincil aktörmüşçesine doğrudan dahil olurken genelde dolaylı yoldan çatışmayı etkilemiş ve etkilenmişlerdir. Çatışmanın çözülmesi adına sorumluluk alan aktörler kısmına bu süreçte Küba ve Norveç’i sayabiliriz. Bu aktörler amasız bir şekilde çatışmanın çözümü, uzlaşı ve kalıcı barış(çatışmayı dönüştürme) konusunda adımlar atmışlardır.

Şubat 2012’de FARC ilk somut adımını atmış ve fidye karşılığı adam kaçırma işlerine son verdiğini açıklamıştır. Bundan yaklaşık iki ay sonra Nisan 2012’de FARC yıllardır esir aldığı bazı asker ve polisleri Kolombiya hükümetine teslim etmiştir. Ancak Barış görüşmelerinin seyri de hep olumlu olmamış Ağustos ayında eski devlet başkanı Alvaro Uribe gizli müzakereleri ortaya çıkararak halkın arkasından iş çevrildiğini ileri sürmüştür. Nitekim bu olaydan bir hafta sonra Kolombiya Hükümeti, FARC örgütü ve garantörler (Küba, Norveç) arasında bir anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmaya göre çatışmalar tamamen bitirilecek ve kesintisiz bir anlaşma zemini hazırlanacaktır. Havana görüşmelerinin Uribe aracılığıyla basında önemli yer teşkil etmesi üzerine Devlet başkanı Santos bir açıklama yayınlamış ve görüşmeleri kabul etmiştir. Nitekim Uribe’nin ısrarlarıyla FARC’ı terör örgütü olarak tanıyan ABD, olayın barışçıl yollarla çözülmesini isteyen BM barış görüşmelerine destek vermiştir. 4 Eylül 2012 tarihinde ise resmi olarak barış görüşmeleri Başkan Santos tarafından ilan edilmiştir. Bu görüşmeler 4 yıl sürmüş ve 5 maddelik bir barış ajandası taraflar ve katılımcılar tarafından belirlenmiştir. Ajandanın oluşturulması için beş farklı delegasyon oluşturulmuş ve de her bir delegasyon konusunda uzman yaklaşık otuz kişi tarafından kurulmuştur.

Anlaşma temel olarak şunları kapsamaktaydı;

  1. Çatışmanın sonlandırılması
  2. İsyancı gruplara siyasi katılımcılığın sağlanması
  3. Tarımın kalkındırılması
  4. Uyuşturucu ticaretinin önlenmesi
  5. Çatışmadan zarar gören kurbanların kayıplarının telafi edilmesi.

Anlaşma 2016 yılında imzalanmış ve Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos ve FARC lideri Timoleon Jimenez (Timoçenko) ellerinde kurşundan yapılmış ve üzerinde ‘’Kurşunlar geçmişimizi yazdı. Eğitim geleceğimizi yazacak.’’ yazan kalemlerle anlaşmayı imzalamışlardır. Anlaşma 2016 yılının 3 Ekim’inde halka sunulmuş ve halk referandumu %50,2 oy oranıyla reddetmiştir.[14] Kolombiya referandumunun hayır çıkması Devlet Başkanı Santos ve destekleyicileri tarafında şaşkınlıkla karşılanmıştır. Kolombiya’da neden hayır çıktığını irdelemek adına  Kolombiya’da yaşayan Bogota Universidad del Rosario İktisat Fakültesi öğretim üyesi Doçent Çağatay Kayı’nın görüşlerini incelemek değerli olacaktır.[15]Kayı, hayırcıların daha iyi şartlarda bir barış anlaşmasının yapılabileceğine yönelik propagandalarıyla halktan karşılık bulduklarını ve başkan Santos’un artık eskisi kadar desteklenmediği bir dönemde yapılan seçimin bu sonuca yol açtığına dair bir görüş belirtmiştir. Bunun yanında eski devlet başkanı Uribe’nin başlatmış olduğu hayır kampanyasının ve kırsal halkın büyük çoğunluğunun seçime katılmalarının kimlik kartlarının olmayışı sebebiyle mümkün olmamasının seçimin sonucunu doğrudan etkilediğini savunmuştur.

Çatışma Çarkı modelinin bir diğer ayağı olan dinamikler kısmına gelecek olursak 1980’li yıllardan başlayan (Bentancur Görüşmeleri) süreçte çatışmanın izlediği tempo sürekli farklı şekillerde oluşmuştur. Burada ortak olan bir şey vardır ki o da çatışma sürecinin kırılgan yapısı. Çünkü 1980 ila 2012 arasındaki neredeyse her görüşme belirli ve birbirine benzeyen nedenlerle sonuçlanamamış ve görüşmeler sırasında yapılan ateşkes çağrıları sonuçsuz kalmıştır. Bu ise şiddetin tırmanmasına yol açmıştır. 2012 yılında üçüncül aktörlerin olaya dahli, başkan Santos’un lider kimliği ve FARC yandaşlarının da artık anlaşma yoluna gidiş isteği çatışmayı farklı bir boyuta evirmiştir. Burada ABD ve BM’nin destekleri de göz ardı edilmemelidir.

Çatışma Çarkı modelinin 5 ayağından 4.sü olan şartlar/yapılar kısmında ise çatışmayı etkileyen yapısal sorunlar incelenmektedir. Kolombiya-FARC çatışmasının temelinde bu şartlar iki şekilde karşımıza çıkar. Bunlardan ilki Kolombiya Devleti’nin olaya bakışıdır. Kolombiya Devleti uzunca bir süre FARC’ ı uyuşturucu ticaretini maskelemek adıyla kırsal halkın duygularıyla oynayan bir terör örgütü olarak görmüştür. FARC ise devleti adaletsizliği meşrulaştıran ve ekonomik eşitsizliğin üstüne örtmeye çalışan bir yapı olarak görmüştür. Buradaki temel meselelerden biri ise genel perspektiften bakarsak egemenliklerini sömürgeci devletlerin elinden alan Latin Amerika ülkelerinin karışık içyapılarıdır. Bu yapılardan kasıt sömürge geçmişi nedeniyle güçlü kurumlardan yoksun ve lider bazlı birer devlet oluşlarıdır. Bu da Uribe ve Santos dönemi örneklerinde olduğu gibi kendisini çatışmada göstermektedir.

Genel Değerlendirme

Kuruluşundan bu yana yaklaşık 200 yıl geçen Kolombiya Devleti, uluslararası alanda iç çatışmalarla anılan bir devlet olmuştur. Bunun çok çeşitli nedenleri olmakla beraber temelde sömürgecilikten kurtulan devletlerin genel sorunlarından biri olan güçlü kurum eksikliği ve gelir dağılımı eşitsizliği göze çarpmaktadır. Yıllarca Muhafazakârlar ve Liberaller arasında iki kutuplu şekilde yönetilen ülkenin bu kutuplarında etkisiyle uzlaşmacı olmayan yapıları ve çatışmayı engelleyemeyen tutumları bu sorunun başlıca kaynağı olma açısından değer taşımaktadır. Özellikle 1948 ila 1960 arasındaki dönemde yaşanan La Violencia döneminde ülkenin iç çatışmaya sürüklenmesi ve mevcut partilerin bu durum karşısındaki çaresizliği bu sorunun çözümü noktasında partilere duyulan güveni derinden sarsmıştır. Bu nedenle ortaya meşruiyetlerini bu çatışmalardan sağlayan gruplar çıkmıştır. Bu grupların temelde kırsal kesimde yaşayan köylü ve çiftçi halkın desteğini sağlaması da gelir adaletsizliğin ve güvensizliğin kol gezdiği ülkede normal karşılanmalıdır. Bu dönemde ortaya çıkan FARC, ELN, M19 gibi örgütler Marksist-Leninist anlayışı tüm Kolombiya’da hâkim kılmak adına devlete karşı bir başkaldırı sergilemiştir. Ancak bunlardan farklı olarak FARC; kapsamı, ideolojisi ve taraftarları sayesinde bir adım öne çıkmış ve çatışmaların başlıca kaynağını oluşturmuştur. Uzun yıllar süren çatışmalar zaman zaman yerini ateşkes anlaşmalarına bıraksa da bu çatışmaya nihai anlamda bir son verilememiştir. Takvimler 2012’yi gösterdiğinde üçüncü ülkelerin de katkısıyla bu çatışmanın sona erdirilmesine yönelik olumlu ve önemli adımlar atılmıştır. Bu gizli görüşmeler Havana kentinde başlamış ve zamanla başkan Santos tarafından halka açıklanmıştır. 4 yıllık bir barış ajandasının ardından 2016 yılında ülke referandum sürecine girmiştir. Katılımın belirli sebeplerce düşük olduğu referandum az bir oy farkıyla hayır çıkmış ve kalıcı barışın tesis edilmesi yönündeki umutlar en azından referandum sonucuyla boşa çıkmıştır. Şimdi buradaki asıl soru şu olmalıdır. Çatışmayı kalıcı bir barışa dönüştürebilmek mümkün mü?

Bu sorunun cevabı için Çatışma Çarkı modelinin beşinci ayağı olan seçenekler/stratejiler kısmına bakmamız gerekmektedir. Bu kısımda Kolombiya-FARC sorununun geleceğine dair çözümlemeler yapılması ve istikrarlı/sürdürülebilir bir barışa tarafların nasıl ikna edileceğidir.

İlk olarak Kolombiya’da kırsalda yaşayan halkın konjonktüreler sebepler nedeniyle geri kalması engellenmeli ve refahın adil dağılımını esas alacak şekilde bu bölgelerin kalkındırılması sağlanmalıdır. Bu uluslararası bağlamda karşılıklı kazan-kazan ilkesinin de bir yansıması şeklinde görülebilir. Çünkü Kolombiya Devleti’nin yapacağı bu hamleler kırsal kesimi uyuşturucu ve onun üretilme süreçlerinden alıkoyacak devlet benzeri aktörlerin devlete karşı oluşumlarını finansal açıdan etkileyecektir. Karşılığında ise halk kendisini güvende hissetmek adına yasal olmayan yollara başvurmayacak ve topluma kanalize edilme süreci hızlanacaktır. Burada akıllara adil dağılımın nasıl yapılacağı sorusu gelmektedir. Buradaki dağılım kırsal kesimdeki halka, mal ve hizmetlerin mümkün olduğunca diğer toplum üyelerine olduğu ölçüde eşitlikte dağıtılması ile mümkün olmaktadır. Bunu sağlamak içinse devlet, kuralları ve esasları belirli bir şekilde güçlü bir yapıyla o bölgelerde bulunmalıdır. Halkın en temel ihtiyaçları (kimlik, beslenme, sağlık hizmetleri) karşılanmalıdır. Burada halkı yanına çekip olası yeni çatışmaların önüne geçilmelidir.

İlk yol tamamlandığında karşımıza ikinci bir yol çıkmaktadır. Bu ise Kolombiya Devleti’nin kalıcı istikrarı sağlamaya çalışırken geçmişte içinde bulunduğu hatalara bürünmemesi ve hukuk/adaletten ayrılmamasıdır. Bunu sağlayacak olan ise bağımsız yargı kuvvetleridir. Kolombiya Devleti geçmişte yaşanan olaylardan dolayı suçlu olduğuna yönelik kuvvetli delillere sahip insanlarını yargılamaktan çekinmemelidir. Eğer bunu sağlayamaz ise toplumda kendisine olan güven tekrardan azalacak ve yeni bir şiddet durumu çıkması karşısında sol görüşlü eşitlik, adalet argümanlarını kullanan örgütlere karşı devletin eli zayıflayacaktır.

Bu sorunun çözümünün dönüştürülmesine yönelik çabalarda temel ele alınacak konu Kolombiya-FARC görüşmelerinde verilen sözlerin, ele alınan konuların karşılıklı işbirliği içerisinde çözüme kavuşturulmasıdır. Burada iki tarafında marjinal görüşlü isimlerinin durumu kendi çıkar tanımlamalarına indirgeyici anlayışlarına izin verilmemelidir. Kalıcı barışın sadece sorunun taraflarına değil bütün Kolombiya vatandaşlarına hatta dünyaya katkı sağlayacağı mesajı verilmelidir. Nitekim bunu tam anlamıyla sağlayamayan Santos yönetimi ve eski başkan Alvaro Uribe ’nin FARC ’ın daha iyi bir anlaşmaya ikna edilebileceğini söylemesi referandumu hayır çıkartan en önemli etken olmuştur. Bunun gibi barışın kalıcılığını etkileyen durumların önüne geçilmesi açısından durumun halka aktarılması da önemlidir. Çünkü hiçbir kalıcı barış halkın etkisi olmadan oluşamaz.

Nihayetinde Kolombiya-FARC çatışması La Violencia dönemi ardından ortaya çıkan ve ateşkes anlaşmaları paralelinde yıllardır süren bir durumdur. 2012-2016 bandında süreç anlaşmaya doğru evirilmiştir. Ancak çatışma yönetimi alanında bir çatışmanın çözülmesi tek başına yeterli değildir. Çatışmanın dönüştürülmesi de en az çatışmanın yatıştırılması ve çözülmesi kadar önemlidir. Bunu sağlamak adına 2016 referandumu önemli bir mihenk taşı olmuştur. Ancak bu referandumda beklentilerin aksine hayır çıkması üzerine çatışmanın dönüştürülmesine yönelik soru işaretleri artmıştır. Bunun akabinde FARC ’ın almış olduğu kararlar sorunun masa başında çözümüne katkı sağlamıştır. Referandumun ardından olumsuz bir hava oluşması beklenirken tarafların iradesi bu düşünceyi boşa çıkarmıştır. Çatışma Çarkı modellemesinin beş ayağı doğru bir şekilde soruna uygulanırsa ve bunun yanında son ayağı olan seçenekler/stratejiler kısmındaki öneriler ve geleceğe yönelik planlamalar yapılırsa bu sorun dönüştürülebilir.

Sonuç

Kolombiya sorunu temelde 1948-1960 arası yaşanan şiddet dönemiyle hız kazanan ancak kökenleri uzunca süre eskiye dayanan bir çatışmadır. 1948-1960 arası dönemde yaklaşık 200.000 kişi hayatını kaybetmiş ve tamiri zor olan acılar yaşanmıştır.

Kolombiya sorunu temelde egemen güç olan devletin ayrılıkçı, isyancı gruplarla olan çatışmasından meydana gelmektedir. Temelinde FARC ile yaşanan çatışmaların olduğu bu süreç sadece bu örgüte indirgenmemelidir[16] Eğer bu yapılırsa çatışmanın ileriye dönük seyri açısından büyük sorunlar yaşanabilir. Çünkü bir çatışmayı dönüştürmek ancak ve ancak sorunun bütün yönleriyle ele alınmasıyla mümkün olabilir. Sadece FARC bağlamında değil aynı zamanda ELN, M19 gibi örgütleri de inceleyerek bu örgütlerin şiddete olan meyillerini psikolojik ve sosyolojik formlarda değerlendirilmelidir. Barış sürecini sekteye uğratmak adına çaba gösterenlerin içinde bulundukları durumu kullanmak ve ondan kendilerine katkı sağlamak adına bu çabayı gösterdikleri toplum kesimlerine iyi bir şekilde aktarılmalıdır.

Süreç 2012’ye değin inişli çıkışlı bir hal almıştır. Ağustos 2012’ye gelindiğinde taraflar iradelerini üçüncül ülkelerinde gözlemi ve desteği sayesinde ortaya net biçimde koyarak ‘Çatışmanın sona erdirilmesi, İstikrarlı ve Kalıcı Barışın İnşası Anlaşması’ ‘nı imzalamışlardır[17]Anlaşma tarihsel süreç içerisinde incelendiğinde çok değerlidir. Yıllardır süren inişli çıkışlı çatışma hali bu anlaşma sayesinde düz bir zemine oturtularak çatışmanın silahlı yollarla değil de siyasi yollarla çözülmesi mümkün hale gelebilmiştir. Burada yapılması gereken şey iki tarafında diğer tarafa karşı bir savaşı kazanır durumda gözükmesi değil, aksine karşılıklı çıkarlar dengesinde iki tarafında beraber kazanç sağladığı düşüncesi olmalıdır. Bunu sağlayacak yolların başında psikolojik rehabilitasyon gelmektedir. Çünkü yıllardır süren çatışma hem devleti hem de FARC ’ı yıpratmıştır. Tarafların birbirlerine düşmanca bakışları yerini bir günde dostça davranmaya pek tabii bırakmayacaktır. Ancak zamanla iki tarafında bu anlaşmadan kazançları görüldüğünde bu durum tersine yavaş yavaşta olsa dönecektir. Bunu sağlamak adına psikolojik rehabilitasyon ve FARC üyelerinin topluma yeniden kazandırılması önem arz etmektedir. Yıllarca süren çatışma ve savaş halinde yapılanların bir kısmının unutulması mümkün değildir. İnsan haklarıyla bağdaşmayan fiil ve eylemde bulunan her kim varsa devletten veya örgütten yargılanmalı ve cezasını çekmelidir. Çünkü adalet toplumdaki en asgari değerdir ve herkes için gerekli bir olgudur. İnsanların olayların iç savaş haline dönüştüğü yıllarda kendilerini güvende hissetmedikleri ve hukuksal bir boşluğa düştükleri için FARC, ELN, M19 gibi örgütleri tercih ettikleri unutulmamalıdır. Bunun yanı sıra toprak sahiplerinin istediği ve gerçekleştirilemeyen toprak reformu gerçekleştirilmeli, FARC ’ın yaptığı gibi bu sorun başka örgütlere de ileride kendisini meşru sağlamak adına bir çıkar yolu gösterilmemelidir.

Sonuç olarak bu makalede Kolombiya-FARC çatışması Kolombiya Devleti’nin egemen devlet oluş sürecinden bu yana tarihsel olarak yaşadığı sorunlarla birlikte aktarıldı. Makalede Çatışma Çarkı modeliyle aktörler, sorunlar, dinamikler, şartlar ve seçenekler/stratejiler bağlamında bir yol haritası izlendi. Özellikle değerlendirme kısmı içinde yer alan seçenekler/stratejiler paragrafında geleceğe yönelik planlama yapılıp çatışmanın dönüştürülmesi sorusunun cevabının mümkün olup olmadığı incelendi. Çözüm önerileri sunuldu. Sonuç kısmı ise tüm yapılanların ana hatlarıyla bir okuması biçiminde tasarlandı.

Melih TAYYİP KIRTAY

İstanbul Medeniyet Üniversitesi

KAYNAKÇA

  • Akyeşilmen, Nezir (Ed). (2013).Barışı Konuşmak: Teori ve Pratikte Çatışma Yönetimi. Ankara: Odtü Yayıncılık.
  • Colombia referendum: Voters reject Farc peace deal. (3 October 2016 ) http://www.bbc.com/news/world-latin-america-37537252  (13 Aralık 2017)
  • Democratic Peace Institude (Aralık 2013). Kolombiya’da Siyasal Şiddet ve Henüz Olgunlaşmayan Barış Süreci
  • Ermağan, İsmail (Ed). (2017). Dünya Siyasetinde Latin Amerika. İstanbul: Nobel Akademik Yayıncılık. Bölüm:6 (Kolombiya) Yusuf Çınar: Latin Amerika’nın İstikrar Arayan Ülkesi Kolombiya
  • Fisas, Vicenc. (Ağustos 2013)  Possible Peace Process with the ELN in Colombia. NOREF
  • http://pdba.georgetown.edu/Elecdata/Col/pres98_2.html/ 2005
  • Kayı, Çağatay. (4 Ekim 2016). Kişisel Görüşme. http://www.aljazeera.com.tr/al-jazeera-ozel/kolombiya-neden-hayir-dedi
  • Otis, John. (Kasım 2014). The FARC and Colombia’s Illegal Drug Trade. Wilson Center
  • Türkoğlu, Rıdvan. Kolombiya’da La Violencia Dönemi, Rojas Pinilla Askeri Rejimi ve Ulusal Cephe. Ankara 2014
  • Y. Çınar, Y. Avcı, “Kolombiya Sorunu: Taraflar, Sebepler, Çözüm Süreci ve Öneriler”, Atilla Sandıklı ve Elnur Ismayıl (ed.), Küresel Riskler ve Bölgesel Krizler, İstanbul: BİLGESAM Yayınları, 2017

 

[1] Yrd. Doç. Dr Yusuf ÇINAR/Latin Amerika’nın İstikrar Arayan Ülkesi: Kolombiya s:1

[2] Çatışma Çarkı Modellemesi için; bkz: Barışı Konuşmak: Teori ve Pratikte Çatışma Yönetimi/ Editör: Nezir AKYEŞİLMEN s:217-238  Çatışma Çözümleri Perspektifinden Suriye-İsrail Meselesi

[3] Yrd. Doç. Dr Yusuf ÇINAR-Yasin Avcı/Kolombiya Sorunu: Taraflar, Sebepler, Çözüm Süreci, Öneriler s:215

[4] Democratic Peace Institude/ Kolombiya’da Siyasal Şiddet ve Henüz Olgunlaşmayan Barış Süreci/Aralık 2013

[5] FARC: Forças Armadas Revoluciononarias da Colombia /  Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri

[6] ELN: Ejercito de Liberacion Nacional/  Ulusal Kurtuluş Ordusu

[7] M19: Movimiento 19 de Abril / 19 Nisan Hareketi

[8] Yusuf Çınar/Yasin Avcı/Kolombiya Sorunu: Taraflar, Sebepler, Çözüm Süreci ve Öneriler s:227

[9] Rıdvan TÜRKOĞLU/Kolombiya’da La Violencia Dönemi, Rojas Pinilla Askeri Rejimi ve Ulusal Cephe/Ankara 2014

[10] Yusuf Çınar/Yasin Avcı/Kolombiya Sorunu: Taraflar, Sebepler, Çözüm Süreci ve Öneriler syf:233

[11] http://pdba.georgetown.edu/Elecdata/Col/pres98_2.html

[12] John OTİS/ the FARC and Colombia’s Illegal Drug Trade/Kasım 2014/Wilson Center

[13] Vicenc FİSAS/A Possible Peace Process with the ELN in Colombia/NOREF/August 2013

[14] http://www.bbc.com/news/world-latin-america-37537252

[15] http://www.aljazeera.com.tr/al-jazeera-ozel/kolombiya-neden-hayir-dedi

[16] Yrd. Doç. Dr Yusuf ÇINAR/ Latin Amerika’nın İstikrar Arayan Ülkesi: Kolombiya syf:14

[17] Yrd. Doç. Dr Yusuf ÇINAR/ Latin Amerika’nın İstikrar Arayan Ülkesi: Kolombiya syf:15

 

https://www.ilimvemedeniyet.com/kolombiyada-tarihi-baris-ve-biz.html

https://www.ilimvemedeniyet.com/kolombiyada-tarihi-baris-ve-biz.html

Geribildirim

Mail adresiniz gizli kalacaktır.


Biz Kimiz?

Gayemiz, asırlardır mirasçısı olduğumuz medeniyetin gelişimine katkı sağlamak adına kurduğumuz ilim halkasındaki ilmî faaliyetleri geniş kitlelere ulaştırmaktır.

Cemiyetimizde, genç ve hareketli yazar kadromuz ile Siyaset, Hukuk, Ekonomi, Sosyoloji, Edebiyat ve Tarih gibi ilmî alanlarda gerek akademik gerekse de gündeme ilişkin yazılar kaleme alınmaktadır.


İletişim


Küçük Çamlıca Mahallesi, Filiz Sokak, No:3
Üsküdar/İstanbul