İlim ve Medeniyet

REALİST PERSPEKTİFTE ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

Uluslararası ilişkiler konusunun önemli ana akım teorilerinden olan reel politik ya da diğer adıyla realizm, uluslararası sistemi ve kurumları açıklamada önemli bir sahiptir. İlk başlarda realistlerin yeterince önem vermediği uluslararası örgütler, daha sonra uluslararası sistemde artan etkilerinden dolayı realistlerin dikkatini çekmiş

Reel politik perspektifinden uluslararası örgütler devletlerin dış politika araçlarından biridir. Uluslararası politikadaki kurumsallaşmış devlet ilişkilerinin bir parçası olarak görülürler. Devletler,ulusal çıkarlarını ve menfaatlerini korumak ve yükseltmek için uluslararası örgütlere gerek duyarlar. Bu noktada uluslararası örgütler, devletlerin çıkarlarına hizmet ettiği müddetçe varlığını sürdürür zira devletlerin ulusal çıkarlarına hizmet etmemesiyle birlikte örgüt işlevsiz kalacaktır.

Uluslararası  örgütler reel politik gözünde amaç olamazlar. Devletlerin birer dış politika aracı olması ve uluslararası arenada barışın tesis edilmesindeki katlısı realistlerce kabul edilmektedir.  Ancak bu örgütlerin tek başlarına barışı temin edemeyecekleri realistlerce savunulmaktadır. Ayrıca bu örgütler,uluslararası alanda en çok büyük ve güçlü devletler  öncülüğünde ve en çok bu devletlerin hegemonyası altına girmektedir. Bu devletler güç ve güvenlik arayışında uluslararası örgütlenmeye gitmektedirler. Büyük güçlerin bu yolla hegemonik güç kurma ve diğer devletleride kapsayarak bu düzeni devam ettirme amaçlarına hizmet ettiği realist perspektifte savunulmaktadır.

Diğer küçük devletler açısından durumu değerlendirecek olursak uluslararası örgüte dahil olmaları bu devletlerin uluslararası arenada bir etki oluşturabilmeleri için bu örgütleri tercih edecekleri savunulmaktadır. Ayrıca bu devletler göreceli güçlerini yükseltmek için de bu örgütleri tercih edeceklerdir. Ayrıca bu hükümetler, uluslararası alandaki anarşinin etkilerini bu sayede yatıştırmış olurlar.

Realist teoriye göre devletler bir anarşik sistem içerisindedir. Devletin bekasını ise ancak kendi yetenenleriyle sağlayabilir. Uluslararası alanda devletler arası güven azdır. Bu durum ise devletlerin kendi güvenliğini tesis etmesi için ordu ve materyal güce önem vermesine, öncelikli politikalar arasına alınmasına sebep olmaktadır. Bu durumda devletlerin silahlanmaları, uluslararası arenanın içinde var  olduğu anarşik ortamın doğurduğu güven azlığının neticesinde diğer devletlerin algılarının da etkisiyle güvenlik ikilemini doğurmaktadır. Devletler diğer devletin yaptığı savunmaya yönelik silahlanmayı saldırı yönünde bir silahlanma olarak algılayabilir. Bunun neticesinde bir silahlanma yarışına girebilir ve oluşan bu güvenlik ikilemiyle devletlerin ekonomilerine olumsuz etkileri olmaktadır. Uluslararası örgütler devletler arasında oluşan bu güvenlik ikilemini önlemesinde veya minimize edilmesinde önemli bir rol oynayabilir. Realist perspektife göre örgütler vasıtasıyla kurulan ittifaklarla ve yapılan anlaşmalarla askeri kuvvetlerin sınırlarda azaltılmasıyla güvenlik ikilemi sorunu hafifletilebilir.

Fatih ÖZKARTAL

Exit mobile version