CELAL ŞENGÖR SÖYLEDİKLERİNDE HAKLI MI?

TOPLUM VE GÜNDEM

Celal Şengör söylediklerinde hiç de haklı değildir. İnsanlar dinlere ilk çağlardan beri ihtiyaç duymuşlardır. Din İnsanlara bu zorlu dünya şartlarında dayanma ve tahammül etme gücü verir. Dünyada mutlak adalet olmadığından dine her zaman ihtiyaç duyulacaktır.

Celal Şengör Söylediklerinde Haklı mı?

Celal Şengör söyledikleriyle ülkemizde önemli bir kısım halkımızı kendisine düşman etmeyi başardı. Düşman olmasalarda olumsuz bir görüşe sahip oldular. Şengör’ün İlber Ortaylı’dan daha keskin görüşleri var. İlber Hoca bu tarz sansasyonel olaylarla hatırladığım kadarıyla gündeme gelmiyor. Sol kesim Şengör'ü bilim adamı olarak görüyor ve destekliyor. Lakin bu ülkemizde kutuplaşmayı daha da derinleştirebilir. Seküler kesimden beklentimiz, değerlerimize ve kutsallarımıza saygı duymasıdır. Bugün toplumu sekülerleştirmek isterlerken, bunun getireceği olumsuzluklar üzerinde yeterince kafa yoruldu mu orası net değil.

Müslümanlara ve Türklere yukarıdan bakmak bazı elitlerin adeti olmuş durumda. Anadolu Türkleri askerlik gibi en zor görevleri yapmaktadır. Vatanın korunmasını sağlayan ve elitlerin rahatça hareket etmelerini temin eden askerlerimiz, canlarını ortaya koymaktadırlar. Elitlerin bir kısmı halktan kopuk ve onların ihtiyaçlarıyla ilgilenmiyor. Dahası halka yukarıdan bakıyorlar. Birkaç dil biliyor ve birkaç ülke gördüler diye kendilerini medeni sanıyorlar. Bugün Batı’da post westernizm tartışmaları var. Demokrasi ve Batı değerleri çatırdıyor. Avrupa sistemi hayati bir kriz ile karşı karşıya. Trump, dini devlet hayatına getirecekleri yönünde açıklamalar yaparken bizdeki elitler dini küçümsüyor ve adeta dalga geçiyorlar.

Tarihte adeta “çağ açıp çağ kapamış”olan Fatih’in manevi hocası vardı: Şeyh Akşemsettin. Onun da yardımıyla bu fetih gerçekleşti. Osmanlı padişahları hususi olarak alimlerden dua talebinde bulunurdu. İnsanın bugün manevi bir tarafı olduğu psikoloji ilminin konusu ve gerçeğidir. Batı’nın dünyayı sürüklediği dünya manevi krizler dünyasıdır. Bunu da tedavi etmek için Hindistan’dan ilginç meditasyon getirilip yaygınlaştırılmıştır. Dolayısıyla insanlarımız maneviyata ihtiyaç duyuyorlar ve açtırlar. İnsanların bir ruhları ve psikolojileri de olduğu düşünülünce maneviyatın ne kadar önemli olduğu ortadadır.

İslam ile birlikte ve İslam’dan sonra Türkler, dünya sahnesinde unutulmaz bir yer edinmişlerdir. Bütün Ortadoğu ve Kuzey Afrika ile İslam üzerinden bağlantılarımız var. Ülkemizin birliği ve bütünlüğü için de İslam vazgeçilmez bir unsurdur. İslam’ın getirdiği kardeşlik ve manevi bağlar, ırki bağlardan da üstün gözükmektedir. Sosyoloji göstermektedir ki İnsanlar aynı ırktan değil, aynı görüşten insanlarla bir arada olmaktan memnundurlar. Dolayısıyla İslam bize bunu sağlarken bunu baltalamak bir milli güvenlik sorunu teşkil edebilir.

Batı bireysel bir dünya hayal etti. Bugün kendi başına hayatta kalabilen kaç kişi var. Kaç bağımsız insan var. İnsanlar şirket çatıları altında çalışmak ve birbirleriyle uyumlu geçinmek zorunda. Her yerde takım çalışmasına uygun insan aranıyor. Bireyselleşme ve takım çalışmaları elbet bir yerde çakışacaktır. Takım ruhu denen bir şey var. Yani insan toplumsal ve cemaatlerle yaşayan bir varlıktır. Bireyselleşmesi insanın zararınadır. Kadim bilginimiz der ki "Muhabbetten acılar tatlı olur.". Yani insan birbirine ve bir diğerine her zaman muhtaç olacaktır. İyilik yaptığı zaman ve kendisine ulvi hedefler belirlediği zaman daha mutludur İnsan. Bir derdi olan insanlar daha çok çalışmakta ve zorluklara da katlanmaktadırlar.

Batı aşırı harcamayı ve lüks tüketimi önerdi. Lakin kendisi buna uymuyor. Zenginleşmeden bahsetti ve kendileri zenginleşti. Onların sistemine uyan İslam dünyası on yıllardır fakir. Bütün İslam dünyasının servetini toplasak, sadece Elon Musk’ın servetine denk değil. Dolayısıyla bu değerler Batı için geçerli ve bizlerin başka özellikleri olmalı. Batı zenginleşmeden ve refahtan bahsetti. Bugün tabii belli oranda işlerimiz kolaylaşsa da dünyada sadece 3 bin civarında milyarder var. Para 3 bin kişinin elinde toplanmış demektir. Baktığımız zaman dünyada milyarlarca İnsan var. En zenginlerin özelliği nedir ki 8 milyardan daha üstün olsunlar. İslam ise üstünlüğü parada değil, takvada gördü. Takva yani ilahi bir durum.

Şaibeli bir şekilde Şengör'ün zengin olduğu söyleniyor. Bu ülkenin insanlarının parasıyla babaları zengin olmuş. Bu ülkenin insanlarına daha düzgün bakmayı bilmesi gerekmiyor mu? Toplumu Batılılaştırmak gibi bir gündemi olsa da objektif bir şekilde meseleye yaklaşması gerekiyor. Mutlak bir kötülükten nasıl bahsedilebilir. İslam’ın insanlığa yaptığı bunca katkı varken ve kısa sürede bütün bir dünyaya ışık hızında yayılmışken bu dinin mensuplarına güzel bir bakış gerekir. Yoksa bu Batı değerlerine de karşı bir hamledir. Batı insan haklarını savunur. Dünyanın en çok ikinci nüfusuna sahip dini olan İslam’ın insanlarının da hakları bu bağlamda vardır. Eğer kendisi Yahudi ise Yahudileri kurtaran ve onlara yaşama şansı veren Osmanlı'dır. Yok eğer başka bir millettense mutlaka Osmanlı ile yolları kesişmiştir. Bu toprakları da bize Osmanlı’nın bıraktığını unutmamak lazım. Sanma ki Osmanlı asırlarca uyudu! O zaman nereden bulacaktın eldeki yurdu! Akif’in şiirini bu şekilde değiştireyim inşallah. Bilgi sadece bilimsel bilgi değildir. Anadolu’da nice nenelerimiz vardır ki dünya felsefeleri, bugün Batı'nın külliyen hepsini aşabilir. Anadolu irfanı tabiri dahi vardır. İslam, Türklere bir ruh ve hız sağlamıştır. Dünyada ise “İlla Ma Sea” buyurulmaktadır. Yani çalıştığınızın karşılığı vardır. Batı hem daha çok çalıştı hem de doğru olmayan yöntemlerle zenginleşti. Osmanlı bu durum karşısında ahlakını kaybetmedi. Bugün ahlakını para için kaybeden milletlerden ve kişilerden bereket çekilmeye muhtaçtır. Beden ruhsuz yaşayamayacağı gibi milletler de ahlaksız yaşayamaz.

Ozan Dur

Ozan Dur
Ozan Dur

Ozan Dur, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Tarih Bölümü’nden mezun olup, İngilizce, Osmanlıca, Farsça, Arapça ve İbranice öğrenerek dil alanında uzmanlaştı. Humboldt Üniversitesi, İmam Humeyni Üniversit ...

Yorum Yaz