İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Dedem Sabri Dur’un Aziz Hatırasına
İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raciun
Bismillahirrahmanirrahim
Dedem 1931’de Tokat/Turhal’da Derbentçi Köyün’de dünyaya geldi. 05.12.2025 tarihinde Cuma günü saat 11’de Tokat Devlet hastahanesinde hayata gözlerini yumdu. İstanbul’dan döndükten sonra 7 yıl dedemle yaşadım ve çok güzel günler geçirdik. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyordu. Tatlı içecekleri çok seviyordu. Yazın Çarşamba günü çalıştığım parayla dedeme dondurma alırdım. Tavuk dürüm de sevdikleri şeyler arasındaydı.

Dedem dondurma yiyor
Son ana kadar ayakta yaşamayı başardı. Bitmez tükenmez bir iradesi vardı. 94 yaşında yürüyebiliyor ve onu kaldıracakken “şimdi Siz kaldırırsınız, sonra kimse kaldıramaz. Ben kalkarım” diyordu. Dedemden alınabilecek en güzel miraslardan birisinin çalışkanlık olduğunu düşünüyorum. Evin önündeki parkın içinde bulunan çam ağaçlarının kozalaklarını, kışın yakmamız için ilerlemiş yaşına rağmen toplardı. Biz bu hususta kendisine ihtiyacımız olmadığını söylememize rağmen kozalak toplamaktan vazgeçmezdi. Çalışanları izlemeyi çok severdi. Kendisi Turhal Şeker Fabrikasının depo kısmında 1983 yılına kadar çalışmıştı. Babaannem 2015 yılının Mart ayında vefat ettikten bir süre sonra iki katlı evimizin alt katında yaşamaya başladı.

Ne içersem dedeme de verirdim. Dedem çay içiyor
Dini ve manevi bir eğitimden geçmemişti ama okumanın önemini biliyordu. Dedem okuma yazma bilmemesine rağmen “ceketimi satar, sizi yine okuturum” diyordu. Amcam bu şekilde okumuştu ve ailemizdeki ilk üniversite okuyan kişi idi. Ondan sonra yanlış bilmiyorsam sırasıyla Halamın oğlu, Abim, Onur ve ben üniversite okumuştuk. Dedemden zeka da ailemize belli oranlarda dağıtılmıştı. 5-6 kişi derecelerle eğitim hayatlarında ilerlediler ve ilerliyorlar. Tabii zeka ve yetenek Allah’tan gelen bir şey iken çabayı herkes gösterebilirdi. İlimde de deha aranmazdı, çaba aranırdı. Rabbimize de nasip ettikleri için sonsuz şükürler ederiz.

Kahve içtiğim zamanlar dedeme de yapardım.
Dedem çalışkanlıkla övünürdü ve çok çalıştığını belli ederdi. Bunun yerine Şeker fabrikasından emekli olduktan sonra kendi işini yaptı ve babama da bu meslek kaldı. Babamda yıllarca bu mesleği yaptı ve bu şekilde rızkını kazandı. Dedemin yanında olduğumuz için hassaten bize çok yararı dokundu. Bazı akrabalarımıza da çok yardımı dokunmuş söylerlerdi. Bir Amca ile birbirlerine dağdan dağa bağırırlarmış. Ankara’dan buraya ses gelecek dediklerinde “lan olur mu öyle şey” diye telefon o dönemlerde konuşuluyormuş ve inanamamışlar. Bisiklete “cin arabası” derlermiş. İki tekerlekli sürüldüğü için herhalde.

Yazın dedem balkona çıkmayı çok severdi
Turhal’ın ilk yerleşim yerleri dedemlerin yerleştiği yerlermiş. Köprüden ileri taraf bataklıkmış. Oralar “otluk, dutluk” idi diyordu. Evin yerini çok az bir meblağa satın almış ve “bu ev eşeklerin parası” diyordu. Yan komşumuz ile anlaşıp onlara işçilik yapmış. Köylerden “eşeklerle” odun getirip satarlarmış. “Bizim odun diğerlerinden bir parmak uzun olacak demiştim. Öyle de yaparlardı ve bizim odun hemen satılırdı. Diğerleri bekle babam bekle” derdi. Köyün o zamanki ağalarından bahsederdi.

Evin önündeki parkın içinde birlikte otururduk
Kalbinde çok İnsana yer yoktu dedemin. Sert tabiatlı idi dedem. Babaannem ise daha yumuşak tabiatlı idi. Biz uyurken başımızın altına yastık koyar ve üzerimizi de örterdi o yaşlı haliyle.
Babaanneme "aşkım, hayatım ve ceylan" derdi.
Yürüyemediği zamanlarda bile zaman zaman babaannemin mezarını ziyaret ederdi. Evin önünce çok kazlarımız varmış. Misafir felan gelince keser keser yerlermiş. Sonra bir gün fabrikadan geliyormuş, bakıyormuş kazın kanadı kırık, ötekinin bacağı yaralı ve hepsini birden satıvermiş. Uzaktaki çöplüğe de dadanmışlardı kazlar.
Dedemi çokca berbere götürürdüm...
Amcam onun iki özelliğini tespit etmiştir. Düzenli yaşaması ve az yemesi. Ben ona çay verdiğimde bile ikinci bardağı içmezdi. Yemek sadece bir tabak yerdi sevdiği yemek olsa bile. Yemekleri düzenli idi ve hep aynı saatte yerdi. Bir diğer özelliğinin tespiti ise bana ait ve bizlere miras kalmasını en çok istediğim özellikte o. Yani çalışkanlığı. Üşenme nedir bilmezdi ve kendi işini mümkün mertebe kendi yapardı. 90 yaşında bile yaptığı şeylere İnsan çoğunlukla erinirdi. İş sevdası kendisinde hakimdi.

İnsan bir zorluk yaşadığında sağlık ile ilgili hep geçmişi düşünür. O sorunun olmadığı zamanları düşünür. Dedem de yürümekte zorluk çekiyordu. Hep eskideki gibi yürüsem diyordu bana. Tek istediği oydu: yürümek. Eskisi gibi gezmek istiyordu. Son yıllara kadar kahveye yürüyerek gider ve gelirdi. Dedemin sevdiğim özelliklerinden birisi de herkes ile konuşabiliyordu ve çok çabuk sohbet açardı. Gençleri ve İnsanları durdurur konuşmak isterdi. Bir diğer istediği şey ise konuşmaktı. Konuşmayı çok severdi ve ben de o mutlu olsun diye hep dinlerdim. Sorular sormaya çalışırdım ve farklı mevzuları bilmek isterdim. Siyasi olayları pek bilmezdi. İlim dallarına vukufiyeti yoktu. Ama iş yapmayı çok severdi ve işine sahip çıkardı. Yemek başında dahi iş gelse yemeği bırakır gider işi yapardı.

Dedemle kapının önünde oturur, bu şekilde çay içerdik.
Dedeme Yüce Rabbimden rahmet dilerim. Rabbim rahmetiyle muamele buyursun. Kalanlara sağlık ve ömürlerine bereket versin. Âmin.
El-Fatiha
Ozan Dur
07.12.2025 / 15:40Âmin. Allah razı olsun Enes. Sağol ve varol
Enes Özdemir
07.12.2025 / 14:44Rabbim mekanını cennet eylesin 🤲