İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
التعبيرات الاصطلاحية السهلة
| Gemileri yakmak. | أحْرق سُفُنَهُ
 
 
  | 
| التاجر خسر في القماش فأحرق سفنه بهذه المهنة
 
 Tüccar kumaşta zarar edince gemileri yaktı.  | 
|
| Uykularını kaçırdı. | طيّرالنوْمَ من عينيه | 
| ارتفاع أسعار الدواء طيّر النون من عين الفقير المريض
 
 İlaç fiyatlarındaki artış fakir hastanın uykularını kaçırdı.  | 
|
| Bıçak kemiğe dayandı. | طَفَحَ الكيْلُ | 
| صبر المدير على الموظفين حتي طفح الكيل و طرد منهم المقصرين
 
 Müdür bıçak kemiğe dayanıncaya kadar memurlara sabretti ve nihayetişinde kusur edenleri kovdu.  | 
|
| Timsah gözyaşları. | دموع التماسيح | 
| هو يسكب دموع التماسيح كالعادة
 
 Her zamanki gibi timsah gözyaşları döküyor.  | 
|
| Son gülen iyi güler. | من يضحك أخيرا ,يضحك كثيرا | 
| لا ثق بنفسك بهذا المقدار!من يضحك أخيرا،يضحك كثيرا!
 
 Kendine bu kadar güvenme! son gülen iyi güler!  | 
|
| Aklını başına topla. | أجْمِل أقلك إلى رأسك ! | 
| أجمل أقلك الى رأسك و تخرجْ من هذه المدرسة
 
 Aklını başına topla ve bu okuldan mezun ol!  | 
|
| Eski toprak. | تُرابٌ قديم | 
| قد جدتي تراب قديم لا أصابها أي مرض
 
 Ninem eski topraktır herhangi bir hastalık geçirmez.  | 
|
| Tatlı dilli. | طَلِقُ اللسان | 
| خطيب مسجدنا طلق اللسان فصيح الكلام
 
 Camimizin hatibi, tatlı dille konuşan bir kimse.  | 
|
| Aklına gelmek. | خطرعلى باله | 
| خطر على باله الجملة التي قرأها في الثانوية
 
 Lisede okuduğu cümle aklına geldi.  | 
|
| Şöyle böyle | بين بينٍ | 
| كيف هذا العمل؟ أجاب: بين بينٍ
 
 Bu iş nasıl? Şöyle böyle (ne iyi ne kötü)  | 
|
| Aklım sende kaldı. | اِنْشغل بالي عليك | 
| انشغل بالي عليك.لماذا تأخرت ؟
 
 Aklım sende kaldı. Neden geç kaldın?  | 
|
| Açık yüreklilikle. | بقلبٍ مفتوح | 
| اتفقناعلى مناقشة الأمر بقلبٍ مفتوح
 
 Konuyu açık yüreklilikle müzakere etmeye karar verdik.  | 
|
| Sözün özü | بيت القصيد | 
| كان بيت القصيد في الإجتماع هو تأليف كتاب للقراءة
 
 Toplantının özeti, okumak için kitap telif edilmesiydi.  | 
|
| İçine kapandı. | انطوى على نفسه | 
| بعد وقاة زوجته انطوى على نفسه و لزم داره
 
 Karısının vefatından sonra içine kapandı, evinden dışadı çıkmadı.  | 
|
| Bir taşla iki kuş vurdu. | اِصْطاد عصفورين بِحجرٍ واحدٍ | 
| عند زيارتنا لاسطنبول اصطدت عصفرين بِحجرٍ واحدٍ زدنا المدينة وبِعْنا بضائِعنا
 
 İstanbul’u ziyaret ettiğimizde bir taşla iki kuş vurduk. Hem şehri ziyaret ettik hem de mallarımızı sattık.  | 
|
PDF'ini de sizlerle paylaşmak istiyoruz:
Melike Erkurt
Yorum Yaz