İlim ve Medeniyet

KİNEZLİK’TEN FEDERASYON’A RUSYA: MOĞOL HAKİMİYETİ-3

“Köylüler ormanlık alanları açıp tarım yaparken ve prensler kilise inşa ettirip birbirleriyle savaşırken, ufukta kara bulutlar toplanıyordu.1223’te güneydeki bozkırlarda yeni ve yabancı insanlar boy gösterdi.Bunun üzerine Kıpçaklar, Rus prensleri arasında kendilerine müttefik toplama telaşına kapıldılar. Bu birleşik ordu, yeni gelenleri karşılamaya gitti ve onları Azak denizinin hemen kuzeyinde Kalka nehrinin kıyılarında yakaladı.Bu yabancılar Moğollardı.”

Bu hafta yazı serimiz Moğolların Rus topraklarını işgaliyle devam edecektir.Rus birlikleri Moğollara karşı başarılı bir saldırı gerçekleştirmişlerdir. Saldırıda Moğol öncüleri yenilmiş ve Moğol kuvvetleri geri çekilmiştir.Açıkcası yenilmiş demekten ziyade yenilmiş gözükmüş tarihte Türk ordularının sıkça uyguladıkları Turan taktiğine benzer şekilde geri çekilen bu kuvvetler Rus kuvvetleri tarafından takip edilmişlerdir. Bu sayede kendi istedikleri yerde muharebenin gerçekeşmesini sağlamışlardır. Yukarıda bahsi geçen Azak denizinin hemen kuzeyinde kuvvetler karşılaşmıştır.1223 yılında Kalka Meydan Muharebesi gerçekleşmiş ve Moğol kuvvetleri Rusları hezimete uğratmıştır. Bazı kinezliklerin Kinezleri bu savaştan kaçarak kurtuldular. Bunlar Galiç Kinezi Mstislav ve Daniil Romanoviç’tir. Vekayınamelerde bu hezimet şu şekilde anlatılır: “Bu canAvar Tatarlar—Taurmenlerin nereden geldikleri ve nereye gittiklerini kimse bilmiyor… Tatarlar, belki, vaktiyle Gedeon’un çöllere kovduğu, fakat dünyanın sonlarına doğru harekete geçerek, bütün kavimleri hakimiyeti altına alacakları söylenen murdar kavimlerden bir tanesidir.” (Burada bahsedilen Gideon hakimler döneminde yaşamış olan bir kişidir.Hakimler dönemi İsrail’in en korkunç ve iğrenç dönemlerinden birisi olarak geçmektedir. Tanrı’dan ve O’nun yasalarından ayrılan İsrailoğulları bu zaman içerisinde çok ahlaksız bir zaman yaşamış ve aynı zamanda etraflarındaki birçok yabancı uluslar tarafından da esir edilmişler ve baskı görmektedirler.Aşırı derecede vergi vermek zorunda kalmışlar, toprakları ve evleri yağmalanmış ve gerçekten çok acı çekmişlerdir.Ama yinede Tanrı onları bütün isyanlarına rağmen , bütün günahlarına rağmen sevmiş ve onları kurtarmak istemiştir. Bu dönem içinde değişik kişileri de kullanarak onları tekrar canlandırmak istemiştir.İşte Tanrı’nın kullandığı bu kişilerden biri de Gideon’dur.)

Bu kadar ağır bir yenilgi olarak anlatılmasına rağmen bir iki yıl sonra bu yenilgi unutulmuş ve yine kinezlikler aralarında çekişmeye devam etmişlerdir.Bu seferin ardından 1238 yılına kadar elimize geçen herhangi bir esaslı kaynak bulunmamaktadır. Yalnızca 1235 yılında Moğol kurultayında “Batı’ya Sefer” kararı alınmış ve 1236 yılında Batu han önderliğinde harekete geçen Moğol birlikleri yola çıkmıştır. Sefer ilk olarak İdil Bulgarları üzerine  daha sonrasında Rus yurduna gerçekleşmiştir. Rus yurdunda saldırıları karşılayan ilk kinezlik Ryazan’dır. Ryazan kinezi her şeye rağmen Moğollara karşı cephe almıştır fakat bu cepheyi alırken onlarla savaşmaya yardım edecek Viladimir Kinezliği – Büyük kineze ait olan bölge– var sanmıştır.Yardım isteğinde bulunmasına rağmen bu isteği reddedilmiştir. Büyük Moğol ordusna karşı tek başına mücadele etmiş ve kısa süreli bir muhasara ardından şehir ele geçirilmiş, kinez ve ailesi öldürülmüştür.Moğolların bu savaşa iyi hazırlandığı söylenilebilmektedir bunun nedeni ise yapmış oldukları lojistik stratejik vs planlamalardır. Bu dönemde Büyük Kinez 2. Yuri’dir.Viladimir’de tahtında bulunan kinez Moğolların üzerine yürüdüğünü öğrenmiş ama ordu toplayamadan onlarla karşılaşmak zorunda kalmıştır. Savaş hezimetle sonuçlanmıştır. Kinez’in ailesi kiliseye saklanmış fakat saklandıkları kilisede ateşe verilmişlerdir.Kinez ise Volga nehrinin kuzeyine kaçmıştır.Onun ardından yakalanması için Moğol birlikleri dağılmışlardır. Bu dağılma Rus kinezlerini tedirgin etmiştir. Bunun sebebi orduyu nereye aktaracaklarını anlamamalarıdır. Eninde sonunda takibi sürdüren Moğollar Kinezin yerini bulmuşlar ve Volga nehri kuzeyindeki ağaçlık bölgede etrafını sararak onu ve yanındaki boyarları öldürmüşlerdir.Bu olay Kuzey Rusyasındaki teşkilatlı mukavemeti sona erdirmiştir. Büyük Kinezi öldürmek için ordularını gönderen Batuhan Tver kinezliği üzerine yürümüştür. Batuhan burayı da aldıktan sonra Novgorad üzerine yürümeye karar vermiştir fakat 200km kala buzların erimesi üzerine çamurlaşan yollarda ulaşım zor hale geldiğinden yönünü güneye çevirmiştir.Kıpçaklara kadar durmadan ilerlemiş Kıpçak ülkesinin ortasından bir bölge almıştır. Alınan bu bölgede bir süre dinlenmişler ve sonrasında Kıpçakları hakimiyet altına almayı planlamılardır.Buraya gelene kadar en zorlandıkları yer alınması çok uzun olduğu için Kozel’sk “Fena Şehir” adını verdikleri şehirdir.Bu dönemde Kumanların İdil Bulgarlarıyla karışmasından şu an Kazan Türkleri olarak adlandırdığımız topluluk meydana gelmiştir.

Sırasıyla önüne gelen kinezliği hezimete uğratan bu ordu gözünü artık Rusya’nın çökmeye başlayan anasına doğru atlarını sürmeye başlamışlardır.Rus kinezlikleri arasında gerçekleşen ve gerçekten dönemin basit strateji anlayışını yansıtan mücadeleler bu dönemde de devam etmiştir.Kiev Kinezliği üzerine yürüyen Batuhanın orduları ki bu ordunun başında Mögke adlı komutanı bulunmaktadır. Şehre girmeden önce her zaman adeti olduğu üzere şehre elçi yollamış ve şehrin teslim edilmesini istemiştir. Diğer bütün yenilmiş kinezlerin yaptığı gibi Dönemin Kiev Kinezi de teklifi kabul etmemiş ve savaşmaya karar kılmıştır. Fakat Moğol ordularına karşı duran ve hatta gelen elçileri öldürme cürretinde bulunan Kiev Kinezi Moğol ordusunun kendisi üzerine yürüdüğünü görünce şehri terketmiş ve Macaristan’a kaçmıştır. Bu fırsattan istifade eden Galiç Kinezi Daniil Kiev’in üzerine düşmanın yürüdüğünü bilmesine rağmen  burayı işgal etmiştir.Bu durumda daha da ilginci şudur: Daniil işgal ettiği Kiev’e Dimitri adında başbuğu tayin etmiş ve kendisi de Macaristan’a kaçmıştır.Rus Kinezlikleri arasında gerçkleşen bu iç siyasi meselelerin umrunda olmadığı hatta işşine geldiğini düşünen Moğol orduları 1240 yılının sonlarına doğru zaten önemini yitiren ve küçülen Kiev’i işgal etmişler ve bu şehri ağır şekilde cezalandırmışlardır.

Normalde Batı seferi adı altında Rusya’dan sonra Avrupa’ya at süren Batuhan Cengiz Han’ın ölüp yerine Ögeday’ın geçtiği haberini alır ve imparatorluk merkezine yakın olmak için Avrupa içlerine ilerlememiştir.

Bir ara da olsa duraklayan Moğolların ardında kalan Rusya’yanın 1240’lardaki durumuna şöyle bir göz atalım. Moğollar yıkıp geçti dememize rağmen ve hatta bazı yerlerde “Kiliseleri dahi yaktı!” söylemini kullansak da Moğollar dini liderlere verdikleri önem nedeniyle Rusya bölgesindeki din adamlarına dokunmamış onlardan kendilerine dua etmelerini istemekten başka hiç bir istekte bulunulmamıştır.Bu yenilgilerin ardından Rus Kinezlikleri tekrar eskisi gibi yönetilmeye devam edilmiştir.Eski yönetim şeklinden tek farkı kinezlerin moğol kağanına gidip izin almaları gerekmektedir.Bu durumu bir kaç istisna dışında dönemin Büyük Kinezi Suzdal Kinezi 1. Yaroslav, Moğol akınları esnasında Kiev’i boş bulup orayı işgal eden ve sonrasında kendi de kaçan Daniil dahil olmak üzere kabul etmiştir.

Güney Rusya bu haldeyken Kuzey Rusya özellikle Novgorad üzerine göze çarpan bir sefer düzenlenmemiştir.Peki bu dönemde onlar ne yapmışlardır? Bu dönemde Moğollar başlarına dert olmasa bile kuzey güney ve batıdan gelen farklı toplulukların akınlarıyla karşılaşmaktadır.Kuzeyden İsveçliler,güneyden  yeni devletleşmeye başlayan Litovlar ve batından Estonyalı toplulukları da içine almış ve daha güçlenmiş Alman Töton tarikat şövalyeleri bahsi geçen topluluklardır.Bu sırlarda Novgorad kinezi de 1. Yaroslav yani büyük kinez ve aynı zamanda Suzdal kinezinin oğlu Aleksandr Yaroslaviç’tir. Enerjik kişilğiyle bilinen Aleksandr bir ordu toplamış ve Novgorad’ı tehdit eden unsurlardan İsveç birliklerinin üzerine ani bir saldırı düzenlemiştir.Bu  saldırı sonucunda Aleksandr galip ayrılmış ve Moğolların ardından bölgede yabancı kuvvetlere karşı aldıkları bu zafer Rusların kendilerine tekrar güvenmelerini saağlamıştır.Aleksandr bu savaştan sonra “Nevski” yani Neva muzafferi ünvanını allmıştır. Aleksandr ne kadar başarılı gibi gösterilmiş olsa da bu dönemde Novgorad halkının isteği üzerine kovulduğu ve tekrar ancak Alman Şövalye grubunun batı sınırlarına çıkarmalar yapması üzerine orduduyla beraber Almanlar üzerine yürümeyi kabul etmiştir.Almanların ele geçirdikleri toprakları tek tek geri almıştır.Bunun üzerine Alman şövalyeleri onun ve ordusuun karşısına gelmiiştir.İlk taarruz hareketindeki başarısılığğı gören Nevski orduyu donmuş Çud nehrine getirmiştir.Almanların alışkın olmaması ve böyle beklenmedik bir şeyle suçlnması onların mutlu olmalarını sağlayacktır.  Bu çekilme üzeri buz tutmuş Çud gölüne kadar sürmüş ve 1938 tarihli Sergey Ayzenştayn tarafından çekilen epik filme konu olmuş bir savaş gerçekleşmiştir. “Ledovoye Poboişçe” olarak adlandırılına bu savaş Karşı tarafında yenilgisiyle sonuçlanmıştır. Rusya tarihinde çok önemli bir savaş olmamakla birlikte Aleksandr’ın namına nam katmıştır. Aleksandr her ne kadar savaş sahasında kahraman ve başarılı bir lider olarak karşımıza çıksa da siyasette bu özelliklerinden yoksundur. Rusya’nın iç işlerinde öz kardeşine dahi türlü entrikalar çevirmiş ve hatta bu entrikaları çevirirken ilk defa Moğol kağanına yüz sürmeye giden ve bu sayede “Büyük Kinez” olma ünvanını kazanan bir kinezdir.

Aleksandr Nevski ölünce, oğulları arasında mücadele başlamıştır.Oğulları arsında gerçekleşen öücadele o kadar alelade ve gelişigüzeldir ki bu bile Rusya’nın iç siyadetteki ilkelliğini göstermektedir.Akdes Nimet Hoca kitabında bu karmaşık durumlardan birini şöyle anlatıyor:”Oğullarından Tver knezi olan Yaroslav’ın “Büyük Knezliği”, Orda’da tasdik edildi. Knezlerin birbirleriyle savaşlarında Novgorod’a hâkim olmak meselesi de mühim rol oynıyordu; hâkem sıfatiyle Han’a başvuruluyor, hanın iltizam ettiği kimse partiyi kazanıyordu. Aleksandr Nevski’nin oğullarından Dimitri ile Andrey arasındaki mücadelenin bilhassa kanlı olduğu biliniyor. Andrey, birkaç defa Orda’dan moğol kuvvetlerini çağırdı ve rus şehirlerini yağma ettirdi. Bir müddet sonra Tver knezi Michail Yaroslaviç’in ve Moskova knezi Yuri Daniiloviç’in Saray’a giderek, “Büyük Knez” olmak sevdasına düştüklerini görüyoruz. Tver knezi Michail partiyi kazandı fakat, 1313 te Altın Orda tahtına Özbek han çıkınca vaziyet değişti. Moskova knezi Yuri, Saray’a giderek, Özbek hanın kızkardeşi Konçak ile evlendi ve 1317 de bir moğol ordusu ile döndü ve hemen Tver knezine karşı savaş açtı. Moskova kuvvetleri yenildi ve esir düşen Konçak’ın, Tver knezi tarafından zehirlendiği ve öldürüldüğü şayiası çıktı. Bunun üzerine “Büyük Knez” Michail, Orda’ya çağrıldı ve Moskova knezi Yuri tarafından öldürüldü. Tver knezinin oğlu 1325 te Orda’da bulunduğu sırada, Moskova knezi Yuri’yi hanın huzurunda boğazladı. Tver knezi Aleksandr, elçi olarak giden Moğol’ların öldürülmesine müsaade ettiğinden, cezalandırılması icabediyordu; bu işi Moskova knezi İvan Daniiloviç (Kalita) üzerine aldı. Bununla Moskova knezi hanın itimadını kazandı ve han Moskova Knezli- ğinin yükselmesine müzaharet etti”.Çok akılllı bir devlet adamı olduğu söylenilen İvan Daniiloviç ilk olarak kinezlik içerisindeki asayiş ve düzeni sağladı.Bundan önce Kiev,Suzdal,Viladimir şehirleriyle anılan “Büyük Kinezlik” makamı artık Moskovaya geçmiştir. İvan akıllıca bir hamle yaparak Moğolların topladığı vergiyi kendisi vermeyi üstlenmiştir.Bu sayede Moğolların ülke içinde vergi toplamak amacıyla iskan ettirdiği sorumlular ve onların beraberindeki küçük çaplı birlikler ülkeyi terk etmek durumunda kalmışlardır. Bütün vergi kontrolü eline geçen İvan halktan alınan verginin oranını bir miktar artırmıştır.Bu artırma sonucunda hem ticaretin Moğollara verdiği verginin yanında kişisel hazinesi de zenginleştirmiştir. Düzenli verdiği vergiler ve aynı zamanda gönderdiği hediyelerden dolayı Moğol hakanını en sevdiği kinez hatta bölgedeki valisi gibi hareket etmiştir. İvan bu destekle beraber meşruiyetini güçlendirmiştir.Para hesabıyla bu kadar ilgilenmesi bakımından İvan halk tarafından “Kalita” yani kese anlamına gelen lakabı takmışlardır. Moskova “Büyük Kinezlik” makamına sahip olmanın yanında Moğol saldırıları sonucu hep yer değiştiren Rus Kilisesinin merkezini de kendisine çekmiştir.Bu durum onu hem siyasi hemde dini olarak güçlendirecektir. Moskova ilk kinezi ve aynı zamanda “Moskova Büyük Kinezleri” ve Rus çarlarının atası olan Daniil Aleksandroviç Moskova dönemi başlamış ve güçlenerek devam edecektir.

Haftaya Donskoy İvanoviç ile devam edilecektir.

Osman MİCAN

KAYNAKÇA

Bushkovitch, Paul. A concise history of Russia. Cambridge: Cambridge University Press, 2012.

Kurat, Akdes Nimet. Rusya tarihi: başlangıçtan 1917ʼye kadar. 6th ed. Vol. 17. Series 13. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2014.

Lieven, D. C. B. The Cambridge history of Russia. Vol. 1. Cambridge: Cambridge University Press, 2006.

 

 

 

 

 

 

 

Exit mobile version