1. #Çin🇨🇳- #Hindistan🇮🇳 sınır hattında artan gerilim artık karşılıklı askeri kayıpların yaşandığına dair gelen bilgilerle yeni bir boyuta evrilmiş durumda. Hint medyasını gün boyu takip ediyorum. Birkaç meseleyi ve gözlemlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
2. Öncelikle her iki tarafta gerginliği arttıracak herhangi bir resmi açıklama bugüne kadar yapmadı. Yani doğrudan birbirlerini hedef tahtasına oturtmadılar ancak gazeteler, düşünce kuruluşları, yazılı ve görsel medya sistematik bir şekilde yaşananları gündemde tutmayı başardı.
6. 1962 Çin-Hindistan Savaşı Hint kamuoyunda Çin’in ihaneti olarak görülür. Nehru’nun Asya dayanışması fikrinin fiyaskosuydu aynı zamanda. Nitekim Hindistan bu yenilgiyi hiçbir zaman unutmadı ve büyük güç siyaseti içinde kendi safını oluşturdu. Bugün yaşananlara atıf tarihtedir..
7. Şuanki krizi şöyle okumaya çalışalım; Çin Hindistan’a karşı ”jingoist” yani tehditlerin veya gerçek gücün kullanılmasına yönelik agresif dış politika sinyalleri veriyor. Tıpkı 1960’lardaki gibi, sınır hattında çatışmalar ve askeri kayıplar var. Bunu not edelim…
8. Diğer yandan krizi zaman yönünden okuyalım; sınır hattında duyduğumuz çatışmalar Hindistan’da korona vakalarının arttığı, ABD ile diplomatik yakınlaşmanın geliştiği ve salgının ”Çin Virüsü” olarak isimlendirilmeye çalışıldığı bir dönemde başladı. Perceft timing diyebiliriz..
10. Belirtelim; Çin askeri ve ekonomik açıdan Hindistan’dan üstün görünüyor olabilir ama Hint ordusu uzun yıllardır silah ve savunma kapasitesini fazlasıyla arttırmış durumda. Pakistan ile yaşanan çatışmalar nedeniyle Hindistan aktif ve deneyimli bir askeri güce sahip…
11. Son olarak dünyanın tepesi Himalayalar’ın eteklerinde yaşanan bu kriz, uzun vadede stabilize edilmek zorunda. 1962’nin tekrarı bir senaryo iki nükleer güç arasında felakete sebep olur. İki ülke de bunun farkında… Kalıcı bir çözüm zor ama uyuşmazlık sürecektir diyebiliriz.Aşağıdaki video aracılığıyla konuya ilişkin detaylara ulaşılabilir.