HİNDİSTAN’DA MİLLİYETÇİLİK | İlim ve Medeniyet

Avatar photoAydın GÜVEN26 Aralık 201743min0

 

ÖZET

Hindistan’da meydana gelen çatışmaların en büyük nedeni sosyo-ekonomik sorunlardır. Hükümetin farklı toplumları sisteme entegre etmesi yerine, toplumda var olan sınıfsal farklılıkları destekler nitelikte politikalar izlemesi ayrılıkçı grupların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Sosyo-ekonomik eşitsizliğin neden olduğu istikrarsızlıklar zaman zaman şiddetli çatışmalara neden olmuştur. Hindistan’da Hinduizm’den beslenen sınıfsal farklılıklar, farklı toplumlar arasında büyük çatışmalara neden olmaktadır. Genel olarak bakıldığında çatışmalar, ekonomik, sosyal ve siyasi haklar bakımından fakir olan Hindistan’ın kuzeydoğu bölgesinde bulunan federal devletlerde ortaya çıkmaktadır. Hindistan’ın hükümetinin bu çatışmalara karşı izlediği politikalar Hindistan’ın parçalanmasının önüne geçmektedir. Makalede bahsedilen söz konusu çatışmalar ve çatışmaların nedenleri geçmişten günümüze etnik ve milliyetçilik bağlamında ele alınacaktır. Giriş bölümünde Keşmir ve Batı Bengal sorunlarına kısaca değinilerek çatışmalara neden olan etkenlere değinilecektir. Devamında birçok açıdan çeşitliliğe sahip olan Hindistan’ın geri kalmış eyaletlerinde ortaya çıkan ayrılıkçı hareketler milliyetçilik bağlamında incelenecektir.

 Giriş

Dünyanın en büyük demokrasisi olan Hindistan’ın sosyal, dini, etnik ve coğrafi heterojen yapısındaki çeşitlilik dünya toplulukları nezdinde istikrarsız olarak görülmesine neden olmaktadır. Hindistan, gerek bağımsızlık iddiasında bulunan eyaletlerle gerek ayrılıkçı gruplarla yaptığı müzakereler ile istikrarsızlığı başarılı bir şekilde sonuçlandırarak istikrarı sağlayabileceğini kanıtlamıştır.  Ancak dünyanın nüfus bakımından en kalabalık ikinci ülkesi olan Hindistan’da sayılan farklılıkların eyaletler hatta kabileler arasından katı bir şekilde ortaya çıkması, toplum nezdinde sürekli çatışmalara neden olmaktadır.

Hindistan’da eyalet menşeli çatışma ve istikrarsızlıklar daha çok sosyo-ekonomik nedenlerden kaynaklanmaktadır. Ülkenin, Bangladeş’in doğusunda ve kuzeyinde kalan bölgeleri sürekli çatışmalara ve ayrılıkçı grupların isyanlarına sahne olmaktadır. Bu eyaletlerde Hindistan merkezi hükümetine karşı ortaya çıkan bağımsızlık hareketleri, halk nezdinde büyük destek gören guruplarca yürütülmüştür. 1970’li yıllardan itibaren Tripura,  Assam, Nagaland ve doğudaki Naxalitan (Birleşik Devletler) bölgelerinde bağımsızlık menşeli isyan hareketleri baş göstermiştir.

Bunların yanı sıra Hindistan’da 1947’den günümüze kadar çözülemeden gelen Keşmir ve Batı Bengal sorunları da  vardır. Pakistan ile olan sorunların başında gelen Keşmir sorunu, birçok defa Hindistan ve Pakistan arasında çatışmalara neden olmuştur. Pakistan’ın da üzerinde hak iddia ettiği Keşmir bölgesi,  1947’den beri bağımsızlığın çözülememiş sorunu olarak kalmaya devam etmektedir. Hindistan hükümetinin bölgede yapılması kararlaştırılan referanduma razı olmaması Keşmir’de yaklaşık 70 yıldır bağımsızlık mücadelesi veren Keşmirli halk ile Hindistan hükümeti arasında çatışmaların devam etmesine neden olmaktadır.

Keşmir bölgesine ek olarak Müslümanların çoğunlukta yaşadığı Batı Bengal’de de dönem dönem yoğun çatışmalar yaşanmaktadır. Maddi olarak bölge eyaletlerinden daha düşük gelire sahip olan federal devlette yaşayan halk, çareyi diğer eyaletlere göç etmekte bulmuştur. Ayrıca 1971 savaşının sonunda Bangladeş’ten Hindistan ve Batı Bengal bölgesine yapılan yoğun göçler nedeniyle yerli halk ve göçmenler arasında çatışmalar yaşanmaktadır.  Bangladeş’in doğusundaki bazı eyaletlere yapılan yoğun göçler sonucunda bazı eyaletlerde nüfus dağılımda yerli halkın azınlık durumuna düşmesi toplum nezdinde huzursuzluğa neden olmaktadır.

Eyalet menşeli ayaklanmaların yanı sıra ülkenin daha çok maddi bakımdan fakir bölgelerinde kabilelere arasında çatışmalar da yaşanmaktadır. Bu çatışmaların en büyük nedenleri arasında kabileler arası adaletsiz dağılım, sosyo ekonomik eşitsizlikler, toprak reformunda ortaya çıkan ihmaller ve yoğun toplumsal eşitsizlikler gibi nedenler sayılmaktadır. Kabileler arasında yaşanan bu çatışmalarda ezilen halkı desteklemek adına farklı eyaletlerde çeşitli isyancı örgütler ortaya çıkmıştır. Toplumda eğitim oranının oldukça düşük olmasından dolayı ülke genelinde yoğun destek bulan bu gruplar, genel olarak Hindistan hükümeti askerleri ve zengin toprak ağalarının ordularına karşı şiddetli eylemlerde bulunmuşlardır. Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da imtiyazlı kabile ve sınıfların kendilerine has orduları ve muhafızlarının olmasıdır.

Hindistan’da ortaya çıkan milliyetçi çatışmaların büyük bir bölümü sınıfsal farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Hinduizm’in varlıksal bir parçası olan Kast Sistemi, Hint toplumları nezdinde büyük eşitsizliklere neden olmaktadır. Sınıfsal eşitsizliklerin neden olduğu çatışmalar Hindistan’da büyük bölünmelere yol açmaktadır. Halkın topluma entegre edilmesi adına hükümet tarafından yapılan bir takım reformlar yüksek sınıflar nezdinde tartışmalar neden olmuştur. Kastlar arası geçişin katı sınırlarla belirlenmiş olması, ezilen sınıfların haklarını elde etmek adına yerel ve bölgesel gruplara katılmasına neden olmaktadır.

Hindistan’da çatışmalara neden olan diğer bir unsur ise dindir. Dini çeşitliliğin fazla olması ülke genelinde din merkezli çatışmalara neden olmaktadır. Hinduizm ile Hint milliyetçiliğinin ayrılmaz bir bütün haline gelmesi, Hindistan’da dini hoşgörüsüzlüğün yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Ayrıca Hindistan’da dini hoşgörüsüzlüğe maruz kalan tek din İslam değildir. İslam dininin yanı sıra Hristiyanlık, Sikhizm ve Budizm gibi dinlerde Hinduizm’in baskılarına maruz kalmakta ve bundan dolayı ülke genelinde dinler arası çatışmalar yaşanmaktadır. Hindistan hükümetinin dini çatışmaları dindirmek adına attığı adımlar ise yetersizdir.

Hindistan’da dini çatışmalar zaman zaman yerini katliamlara bırakmıştır. 27 Şubat 2002 tarihinde Gucerat eyaletinde ayinden dönen bir grup Hindu din adamının Gondhara istasyonunda vagonlarda canlı canlı yakılması ülkede büyük yankı uyandırmıştır. Vagonları Müslümanların yaktığını düşünen Hindu halk ve bunu reddeden Müslümanlar arasında şiddetli çatışmalar meydana gelmiştir. Büyük çoğunluğu Müslümanlardan olmak üzere olaylarda binden fazla kişi hayatını kaybetmiştir.

EYALETLER BAZINDA ORTAYA ÇIKAN AYRILIKÇI-MİLLİYETÇİ HAREKETLER

  1. TRİPURA

Kuzey doğu Hindistan’da yer alan Tripura Federal Devleti, kendilerine hak tanınan 19 kabile ve çok sayıda Bengal göçmeninden oluşmaktadır. Tripura Federal Devleti yaklaşık olarak 4 milyon nüfusa sahiptir. Yerli halkın yaklaşık yüzde 83’ü  Hinduzim dinini benimserken yaklaşık yüzde 10’u da İslam dinine mensuptur.

Tripura’da 1970’lerde başlayan çatışmaların asıl nedeni toprak reformunun imtiyazlı gruplar lehine olması çerçevesinde gelişen sosyo-ekonomik adaletsizlik ve eşitsizliklerdir. Dolayısıyla çatışmalar genelde merkezi devlet güvenlik güçleri ve imtiyazlı gruplar ile isyancı gruplar arasında meydana gelmektedir. Bu çatışmalar çerçevesinde çeşitli devlet kurumlarına saldırılar düzenlenmiş ve imtiyazlı gruplar ve politikacılara karşı da şiddetli saldırılar tertip edilmiştir.

Çatışmalarının genel nedenlerine bakıldığında; sınıfsal ve kabilesel farklılık ve imtiyazların diğer halklar nezdinde hoş karşılanmaması, politik ve sosyo-ekonomik ayrıcalıklar, sosyal değişmede ihmal edilen toprak reformları ve devlet tarafından topluma entegre edilemeyen grupların oluşumu ön plana çıkmaktadır. Bölgenin Hindistan’ın en fakir eyaletlerinden biri olduğu düşünüldüğünde 1971 yılındaki Bangladeş –Pakistan-Hindistan savaşı sonucu doruğa çıkan Bengal göçleri bölgedeki ekonomik sıkıntıları daha da arttırmıştır.1981 yılının sonunda bölgedeki Bengalli göçmenlerin oranı bölge nüfusunun yaklaşık yüzde 75’ini oluşturmaktaydı. Dolayısıyla daha önce imtiyazlı gruplara karşı düzenlenen saldırılar, Bengalli halkın bölgeyi terk etmesi için göçmenlere karşı da yapılmaya başlanmıştır.

Özellikle 1971 savaşı ile birlikte Bangladeş’ten yapılan göçler sonucunda bölgede artan Bengalli nüfusun hükümet tarafından herhangi bir müdahaleye maruz kalmaması, Bengalliler’in bölgede geleneksel kabilelere ait topraklarda yeni yerleşim yerleri kurmalarına neden olmuştur. Bölgeye yerleşen Bengalli halkın ortalama eğitim oranı bölge kabilelerine oranla daha yüksekti bu nedenle Bengalliler’in üçüncü sektör ve daha sonra politik karar veren organlarda önemli görevler elde etmeleri yerli halklar nezdinde hoş karşılanmamıştır. Bu durum zamanla sosyal ve politik bir ayrım olarak görülmeye başlanmıştır. Bu ayrımların oluşturduğu huzursuzluk ortamı zamanla yerini çatışmalara bırakmıştır. Bu çatışmaların etkisiyle 1978 yılında kurulan Tripura Gönüllü Askerleri(TNV), halk nezdinde büyük destek görerek Tripura’nın bağımsızlığı için mücadele eden ilk önemli grup olmuştur.

Tripura Milliyetçi Gönüllü Askerleri (TNV)

1978 yılında kurulan örgütün en önemli amaçlarında biri Tripura’nın bağımsızlığı için mücadele etmekti. 1979 yılında Hindistan hükümetinin “imtiyazlı kabileler” için özerk bölge oluşturma çalışmaları Bengalli extremistlerin tepkisi ile karşılaşmıştır. Bengalli grupların engellemelerine karşın halk nezdinde bir araya gelen isyancı gruplar arasında TNV ön plana çıkmıştır.

Tripura milliyetçiliği ideolojisine sahip olan TNV’in bağımsızlık mücadelesi zamanla yerini şiddetli çatışmalara bırakmıştır. Bu çatışmaların hedefinde ise Bengalli gruplar ve diğer halk gruplarının yanı sıra güvenlik güçleri de yer almıştır. İlk zamanlarda organizasyon bakımından düzensiz hareket eden örgüt, militanlar arasında doğan ihtilaflar nedeniyle dilediği gibi başarılı olamamıştır. Bölgenin coğrafi koşulları nedeniyle taraflar birbirlerine karşı somut bir başarı elde edemedi ise de çatışmalar isyancı gruplar ve güvenlik güçleri arasındaki uzun süre devam etmiştir. Kurulduğu tarihten itibaren gerek imtiyazlı gruplar gerekse Bengalli gruplardan birçok kişinin ölümüne neden olan çatışmalar, yaklaşık 30 yıl çeşitli aralıklarla devam etmiştir.

Ancak Hindistan hükümetinin yatıştırıcı politikaları Tripura’ın bağımsızlığı ve Hindistan’ın bölünmesinin önüne geçmiştir. 2004 yılında Hindistan hükümetinin çağrısı üzerine yapılan müzakereler sonucunda yaklaşık 35 yıl süren çatışmalar son bulmuş ve taraflar arasında barış sağlanmıştır. Zamanla siyasi partiye evrilme yolunda dönüşüm gösteren TNV elde ettiği bir takım sosyo-ekonomik haklara rıza göstermiştir. Barış görüşmeleri sonunda Hindistan hükümeti, bölgede yoğunlaşan Bengalli halkın kademeli olarak bir kısmının bölgeden çıkarılacağını söylemiş ve bölgeye yapılan göçleri engelleme politikaları izleyeceğini taahhüt etmiştir. Barış antlaşmasından sonra bölgede -günümüze kadar- çeşitli aralıklarla çatışmalar yaşanıyor olsa da bu çatışmaların ayrılıkçı fikirlerden ziyade sosyo-ekonomik bağlamda yaşanması olayların şiddet boyutunun sınırlı kalmasını sağlamıştır. TNV günümüzde Twipra Yerli Milliyetçi Partisi (INPT) adı altında siyasi çalışmalar yürütmektedirler.

  1. ASSAM

Kuzey Hindistan’da bulunan federal devlet Assam, yaklaşık olarak 35 milyonluk bir nüfusa sahiptir. Bölgede yoğunlukta olan gruplar; Assameseler, Bodoslar ve Bengalliler’dir. Bu gruplar içerisinde bölgede en baskın olup ayrılıkçı hareketlerde bulunan Assameseler’in yanı sıra Bodoslar da ‘Bodolanda Milliyetçi Demokratik Cephe’ adı altında bir araya gelerek kendileri için ayrı bir federal devlet talep etmişlerdir. Ancak bölgede büyük ses getiren asıl grup Assameseler olmuştur. Kendisini Assamese Halk Topluluğunun temsilcisi olarak adlandıran Birleşik Assam Kurtuluş Cephesi (ULFA) ise 1990 yılından başlayarak barışın sağlandığı 2011 yılına kadar bağımsızlık talebi ile devletin güvenlik güçlerine ile savaşmıştır.

Assam’da Tripura’nın aksine çoğunlukta olan grup Bengalliler değil yerli kabilelerdir. Ancak burada da çatışmaların nedenleri Tripura ile benzerlik göstermektedir. Sosyo-ekonomik sorunlar ve Kuzeydoğu Hindistan’ın gelişme problemlerine ek olarak sömürge döneminden kalan yapısal bozukluklar Assam’da meydana gelen çatışmaların genel nedenlerindendir. İngilizlerin bölgede Bengal halkına hak tanıyıp Assameseleri göz ardı etmesi ve Hindistan’ın bağımsızlığından sonra da bu durumun aynen devam etmesi, bölgede iki halk grubu arasındaki zıtlıkların artmasına neden olmuştur. Assameseler’in çeşitli meslek gruplarında Bengalliler’den geri kalması bölgede ayrımcılık olarak tanımlanırken 1971 yılındaki Bangladeş savaşı ile birlikte bölgeye olan göçlerle bu durum yerini hoşnutsuzluk ve sosyal çatışmalara bırakmıştır.

Bölgede devam eden hoşnutsuzluk üzerine yaşanan çatışmalar zamanla etnik bir cepheleşmeye dönüşmüştür. Bu durum 1979’da öğrenci derneği olarak kurulan ULFA’nın bağımsızlık talebi ile çatışmalarda ön plana çıkmasına neden olmuştur. Bağımsız Assam devletinin kurulmasını amaç edinen örgüt halk nezdinde oldukça rağbet görmüştür.

Birleşik Assam Kurtuluş Cephesi (ULFA)

1979’da öğrenci derneği olarak kurulan ULFA, 1990’da bağımsızlık talepleri ile silahlı mücadeleye başlamıştır. Genel olarak Hindistan güvenlik güçlerine karşı yapılan saldırılar, zaman zaman yerini ses getiren şiddetli çatışmalara bırakmıştır. Bunun üzerine Hindistan merkezi yönetimi Assam’a karşı başlattığı büyük operasyonlarda örgüte büyük darbe vurmasına rağmen örgütü tamamen ortadan kaldıramamıştır.

ULFA, ülkenin kuzeyinde kontrolü altına aldığı bölgelerde kendi hükümetini kurmuştur. Hindistan hükümetinin ULFA’yı ortadan kaldırmakta başarısız olması ve ULFA’nın bölgede kontrolü ele geçirmesi üzerine Hindistan hükümetinin çağrılarıyla ULFA ve Hindistan hükümeti arasında 2005 yılında barış müzakereleri başlamıştır. Ancak ULFA’nın bağımsızlık talebinde ısrar etmesi üzerine müzakereler sonuçsuz kalmıştır.

Barış müzakerelerinden sonuç alamayan Hindistan hükümeti bölgede hakimiyeti ele almak için bölgeye çeşitli operasyonlar düzenlemiştir. Ancak ULFA’nın vur-kaç taktiğiyle Hindistan hükümeti ve yerli halklara büyük zaralar vermesi Hindistan güvenlik güçlerinin başarısız olmasına neden olmuştur. 2005 yılından sonra örgüt militanlarının giderek örgütü terk etmesi şiddetin dozunda azalmaya neden olmuşsa da saldırılar son bulmamıştır. 2009 yılında ULFA başkan yardımcısının Hindistan’da tutuklanması üzerine Hindistan güvenlik güçlerine karşı çeşitli saldırılar düzenlenmiştir. Ancak 2011 yılında her iki taraftan da büyük zayiatlar verildiği düşüncesiyle Hindistan hükümetinin isteği üzerine barış müzakereleri tekrar başlamıştır.

2011’in başlarında yoğun bir şekilde başlatılıp sürdürülen müzakereler sonucunda ULFA, bağımsızlık taleplerini askıya almıştır. Bağımsızlık taleplerinin çıkmasına neden olan konularda Hindistan hükümetinin somut adımlar atmayı taahhüt etmesi barışın sağlanması açısından büyük önem ifade etmektedir. Karşılıklı taahhütler sonucunda 3 Eylül 2011’de Hindistan hükümeti, Assam hükümeti ve ULFA arasında barış antlaşması imzalanmıştır.

1990 yılında başlayan şiddet olaylarından 2011’de barışın sağlanmasına kadar geçen sürede yaşanan çatışmalarda en az 5000 kişi hayatını kaybetmiştir. Ancak Tripura örneğinde olduğu gibi Hindistan hükümetinin diplomatik becerileri sayesinde ülkenin bölünmesinin önüne geçilmiştir. ULFA, günümüzde siyasi parti çatısı altında Assameseler’in haklarını korumaya devam etmektedir.

  1. NAGALAND

Hindistan’da ayrılıkçı hareketler ile ön plana çıkan bir diğer federal devlet ise Nagaland’dır. Hindistan’ın kuzey doğusunda bulunan Nagaland, , batısında Assam, doğusunda ise Myanmar’ın yer aldığı 2 milyon nüfusa sahip bir eyalettir. Nüfusunun büyük çoğunluğu (%88) Hristiyan dinine mensup olan devlet kabaca 16 kabileden oluşmaktadır.

Nagaland’da ikamet eden Nagas halkı ile Hindistan hükümeti arasında bağımsızlıktan sonra birtakım anlaşmazlıklar meydana gelmiştir. Hindistan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra Nagaslar’ın kaldığı bölgenin büyük bir kısmı komşu federal devlet Assam’a bırakılmıştır. Ancak Nagaslar’ın kendi kabile ve halklarının bölünmesine neden olan bu taksimi kabul etmemesi bölgede 1954 yılında I. Nagas Savaşının başlamasına neden olmuştur. Yaklaşık on yıl süren bu savaştan sonra Nagaland kendi Birleşik Devlet statüsünü elde etmiştir. Ancak bu statü kısmi olarak olayları dindirse de anlaşmazlığın son bulmasını sağlayamamıştır. Nagas halkının verilen statüye razı olmaması ve Hindistan güvenlik güçlerine karşı şiddetli saldırılar düzenlenmeye başlaması bölgede 1969-1975 yılları arasında II. Nagas Savaşının yaşanmasına neden olmuştur.

Nagas halkının bağımsızlık talepleri doğrultusunda gelişen olaylar sonucunda -1954-1964 ve 1969-1975 yılları arasında yaşanan iki büyük savaşta- 25.000 ‘den fazla kişi hayatını kaybetmiştir.  Savaş yıllarında bağımsızlık taleplerini şiddetle kabul ettirmeye çalışan Nagaslar, savaşın son bulmasından sonra “Nagas Milliyetçi Sosyalist Konsili” (NSCN) aracılığıyla bağımsız devlet olma iddiasını 2000’li yıllara kadar silahlı çatışmalar eşliğinde sürdürmüştür.

Nagas Milliyetçi Sosyalist Konsili (NSCN)

1980 yılında kurulan örgüttün en büyük emeli Bağımsız Büyük Nagaland Devletini kurma düşüncesini hayata geçirmektir. Hindistan hükümet adamları ve Hindistan güvenlik güçlerine karşı düzenlenen saldırılar zaman zaman yerini karşılıklı çatışmalara bıraksa da üçüncü büyük bir savaş yaşanmamıştır. Ancak NSCN’nin taktiksel operasyonları Hindistan güvenlik güçlerinin Nagaland bataklığına sürüklenmesine neden olmuştur. Örgütün vur-kaç taktiklerine karşı başarılı olamayan Merkezi hükümet güçleri, bölgede büyük zayiata uğramıştır.

Anlaşmazlıkların doğurduğu çatışmalar sonucunda her iki taraf da dilediği sonucu elde edemeyince 2001 yılında barış müzakereleri başlamıştır. Ancak Hindistan hükümeti ve çok sayıda isyancı grup arasında gerçekleşen müzakerelerden sonuç alınamamıştır. Bu müzakerelerden sonuç alınamamasının nedeni, NSCN’nin Nagaland üzerindeki iddialarına diğer kabile gruplarının karşı çıkmasıdır. Müzakerelerin sonuçsuz kalması bölgede şiddet olaylarının tekrar artmasına neden olmuştur.

Birleşik Nagaland Federal Devleti statüsünü elde eden Nagaslar, büyük Nagaland iddialarında bulunarak diğer eyaletlerden de toprak talep etmiştir. Bunun üzerine çatışma sahası genişleyerek Assam Federal Devleti ve Nagaslar karşı karşıya gelmişlerdir. Ancak NSCN’nin yanı sıra Nagaslar’dan oluşan birçok isyancı grubun ortaya çıkması olayların seyrinde değişikliklere neden olmuştur. Gruplar arasında bölgenin siyasi ve ekonomik kaynaklarına sahip olma konusunda çıkan çeşitli anlaşmazlıklar yerini grup içi çatışmalara bırakmıştır. Nagas gruplarının kendi aralarında çatışmalara başlaması bölgede var olan gerginliği daha da arttırmıştır.

Yaşanan olaylardan sonuç alınamamasının üzerine 2011 yılında tekrar müzakereler başlamıştır. Hindistan hükümetinin başarılı diplomatik girişimleri sonucunda 2012 yılında taraflar arasında barış antlaşması imzalanarak bölgede barış ortamı sağlanmış ve Hindistan’ın bölünmesi engellenmiştir. Yaklaşık olarak 30 bin kişin hayatını kaybettiği çatışmaların sonucunda imzalanan barış antlaşmasına göre: Hindistan hükümeti bölgede sosyo-ekonomik refahı sağlayacağını taahhüt etmiştir. Nagaslar ise Birleşik Nagaland Federal Devleti statüsüne razı olup büyük Nagaland düşüncelerinden vazgeçmişlerdir.

  1. NAXALİTLER

Köken olarak Maoist Hindistan Komünist Partisine dayanan Naxalitler,  Maoist dünya görüşüne sahip ve genelde Hindistan’ın doğusundaki birleşik federal devletlerde faaliyetlerde bulunan bir gerilla hareketidir.  Adını Batı Bengal’de bulunan Naxalbari köyünden alan örgütün eylemlerinin asıl hedefi devlet güvenlik güçleri ve merkezi hükümet tarafından oluşturulan paramiliter gruplardır.

Naxalitler’in ülke genelinde şiddetli eylemlere kalkışmasının nedeni Hindistan’ın en fakir ve geri kalmış bölgelerinden oluşan Doğu Hindistan Federal Devletlerindeki ekonomik ve sosyal eşitsizliklerdir. Genel olarak alt sınıflardan oluşan Naxalitler, kabile ve kastsız halk grupları nezdinde büyük destek görmektedir. Hindistan’ın doğu eyaletlerinde okuma yazma oranının genelde düşük, fakirlik oranının ise yüksek seviyede olması örgüte katılım oranının yüksek olmasını sağlamaktadır.

Naxalitler, kendilerine hedef olarak daha çok kastsız halkların yoğun olduğu bölgelerde yaşayan toprak ağalarının özel ordularını ve kabile halklarının oluşturduğu timleri belirlerler.  Özellikle işçi sınıfı ve fakir halk tarafından desteklenen örgüt, daha çok Batı Bengal ve Uttar Pradesh’te eylemler düzenlemektedir. 1997’de yeni savaş ölçütlerini kabul eden Naxalitler, son yıllarda şiddet eylemlerini arttırmışlardır. Son yıllarda gerçekleştirilen eylemler daha çok polis karakollarına, siyasi kimliğe sahip imtiyazlı kişilere ve büyük toprak ağalarının ve üst kastların özel ordularına yönelik gerçekleştirilmektedir.

Günümüzde aktif olarak eylemlerine devam eden Naxalit hareketi, Hindistan’ın çeşitli bölgelerinde faaliyet göstermektedir.2006 yılında Hindistan’da yayınlanan bir rapora göre Naxsalit hareketinin 20.000’i silahlı olmak üzere yaklaşık 50.000 kişilik düzenli bir kadrosu bulunmaktadır.

  1. KAST SİSTMEMİ 

Irkçılığın Hint Toplumuna Olan KASTı

Hindistan’da var olan çatışma ve huzursuzlukların önemli bir nedeni de Hinduizm’in bölünmez bir parçası olan Kast sistemidir. Kast sistemi toplumda sınıfsal ayrılıkların temelinde yatan temel etkendir. Her ne kadar 1975 yılında anayasa ile kaldırılmış gözükse de Hint toplumunun büyük çoğunluğunda halen devam ettirilmektedir.

Kast sisteminin özelliklerine ve esasında ne olduğuna bakıldığında, Kast sisteminin Hinduizm’den güç aldığı ve doğuşunun da Hinduizm’den kaynaklandığı ortaya çıkmaktadır. Kast sistemi özünde Varna ve Jati olarak tanımlanmaktadır. Varna’lar kastın en üst tabakalarını ifade ederken, Jati’ler ise Varna’ların kendi içinde alt tabakalara ayrılması olarak tanımlanmaktadır. Brahmanlar, Ksatriyalar, Vaisyalar ve Sudralar olmak üzere katı sınırlarla ayrılmış dört kast tabakası bulunmaktadır. Bu tabakalar kendi aralarında çok sayıda alt tabakaya ayrılırlar. Paryalar ise herhangi bir kasta dahil olmayan kastsız gruplardır. Bunlar herhangi bir kasta dahil olmadıkları için toplumun en aşağı seviyedeki insanları olarak görülmektedir.

Kast tabakalarını kısaca tanımlamak gerekirse; Brahmanlar, kast sisteminin en üst tabakası olarak genelde din adamlarından oluşmaktadır. Bu tabaka kendi kutsal kitaplarını inceleme, yorumlama ve dini eğitim ve öğretim işleriyle uğraşırlar. Ksatriyalar, Brahmanlar’ın altında olan sınıftır. Bu kast tabakası ise önemli asker ve yöneticilerden oluşmaktadır. Vaisyalar’a bakıldığında, bunlar ziraat ve ticaretle uğraşan sınıftır. Toplumun ekonomik hayatını bir nevi bu sınıf yönetir. Sudralar ise kast sisteminin en alt tabakası olarak toplumda ‘pis’ diye tabir edilen işlerle uğraşan işçi ve kölelerden oluşmaktadır. Dolayısıyla Sudralar diğer üç kast tabakasının sahip olduğu hakların büyük bir bölümünden yoksundurlar. Herhangi bir kasta dahil edilmeyen Paryalar ise ‘kast dışı ve aşağılık’ olarak tanımlanırlar. Diğer tabakaların sahip olduğu tüm haklardan yoksun olan Paryalara dokunulmazlar da denilmektedir.

Hint toplumunda var olan huzursuzluk ve çatışmaların en önemli nedenlerinden biri de kast sisteminin neden olduğu eşitsizlik ve adaletsizliktir. İmtiyazlı gruplara karşı ezilen düşük kastlara mensup kişiler çareyi isyancı gruplara katılmakta bulmaktadır. Aynı zamanda toplumun gündelik yaşamında da kast sisteminin etkileri kolayca görülmektedir. İbadet etmekten devlet dairelerinde çalışmaya kadar bir çok alanda sıradan haklardan mahrum olan alt kastlar ve kast sisteminin tamamen kaldırılmasına karşı olan imtiyazlı gruplara arasında sürekli bir huzursuzluk ortamı mevcuttur.

Hindistan’da kastlar arası geçiş ise yasaktır. Herkes atasının sahip olduğu kast üzere dünyaya gelir. Dolayısıyla kast tabakaları birbirinden katı sınırlarla ayrılmış bulunmaktadır. Kast sistemi kurallarına bakıldığında bu sınırlar ve yasakların boyutları çatışmalara neden olmak için yaratılmış özel bir sistem gibi durmaktadır.

Toplumda çatışma ve huzursuzluklara neden olan kast sistemi kuralları ve yasakları ise kısaca şöyle açıklanabilir: Kastlar arası evlilikler yasaktır.  Dolayısıyla kastlar arası evlilik kişiyi kast dışı vaziyetine düşürür. En üst üç tabakaya mensup kişiler üç kadınla evlenebilir ancak Sudralar’ın bir kadından fazlasıyla evlenmeleri yasaktır. Bir diğer kural ise; aynı kasttan kişilerin zina yapması cezalandırılmazken, farklı kasttan kişilerin bunu yapması onların ölümleriyle sonuçlanmaktadır. Hindu geleneklerine göre zinada üst sınıftan biri erkekse yakılır, kasın ise köpeklere parçalatılır.

Yukarıda bahsedilen birkaç örnek kurala bakıldığında, kast sisteminin toplumda çatışmalara neden olan en önemli etkenlerden biri olduğu anlaşılmaktadır. Ten rengi ve soyadlarına göre hangi kasttan olduğu anlaşılan insanlar, toplumda büyük eşitsizliklere maruz kalmaktadırlar. 1975 yılında Hindistan hükümeti tarafından yasaklanan kast sistemi, Hindistan’ın kırsal kesimlerinde tüm boyutlarıyla devam ettirilmektedir.

SONUÇ

Hindistan’da meydan gelen milliyetçi çatışmaların temelinde daha çok sosyo-ekonomik nedenler yatmaktadır. Hindistan hükümetinin yoksul halk ve kabileleri topluma entegre etmek yerine imtiyazlı gruplar lehine politikalar izlemesi ülkede kaos ortamının yaratılmasına neden olmaktadır. Toplumda var olan kast sistemi farklı tabakalardan kişilerin topluma entegre olmasını engellemektedir. Halkın büyük bölümünün geçim kaynağının tarım olduğu hesaplandığında, imtiyazlı gruplar lehine yapılan toprak reformları alt sınıflar nezdinde tepkiyle karşılanmaktadır. Devlet eliyle verilmesi gereken hakların verilmemesi kabileleri isyana sevk ederek nihayetinde bağımsızlık hareketlerinin doğmasına neden olmaktadır.

Sosyo-ekonomik açıdan bakıldığında eyaletler arasındaki orantısız dağılım daha çok Hindistan’ın fakir bölgelerinden biri olan kuzeydoğu bölgesinde bulunan eyaletleri etkilemektedir. Dolayısıyla bağımsızlık menşeli isyan hareketlerinin büyük bölümünün sosyo-ekonomik nedenlerden dolayı bu bölgeden çıktığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Hindistan güvenlik güçleri ve bağımsızlık taleplerinde bulunan eyaletlerde ortaya çıkan isyancı gruplar arasında yaşanan çatışmalarda çok sayıda kişi hayatını kaybetmiştir. Bağımsızlık hareketlerini bağlı oldukları kabile ve halklar nezdinde yürüten isyancı gruplar, ezilmiş toplum nezdinde büyük rağbet görmektedirler. Bölgede var olan eğitimsizlik ve fakirlik söz konusu örgütlere katılma oranının yüksek olmasına neden olmaktadır.

Olası bir bağımsızlığın gerçekleşmesi, değişik halk ve kabilelerden oluşan Hindistan’ın yıkılmasına neden olacağı düşünüldüğü için Hindistan hükümetinin son derce dikkatli davrandığı gözlenmektedir. Dolayısıyla bağımsızlık taleplerinde bulunan örgütlere Hindistan yönetimi çeşitli şekillerde karşılık vermiştir. Öncelikle, patlak veren ayaklanmaları şiddetle bastırmaya çalışan Hindistan hükümeti bu politikasında başarılı olamamıştır. Ancak Hindistan hükümetinin silahlı mücadelede somut bir başarı elde edememesi diplomatik ilişkilerin devreye girmesini sağlamıştır. Barış müzakerelerinde son derece ihtiyatlı olan Hindistan hükümeti, isyancı grupların ayaklanmasına neden olan sorunları ortadan kaldırma taahhüdünde bulunarak olayları büyük oranda barışla sona erdirmiştir. Sonuç olarak dinsel, dilsel ve sınıfsal farklılıklara rağmen Hindistan Hükümetinin izlediği politikalar sayesinde Hindistan’ın parçalanması önlenmiştir.

 

KAYNAKÇA

Ali, Abdullah Yusuf. The making of India: a brief history of the different elements, geographical, ethnical, material, moral, and political … Lahore: Sang-e Meel Publications, 2006.

Arzu Güler, “Absence of a Common Kashmırı Identıty and Future Claıms ın The Regıon of Kashmır: Paradox of Dıstınct Natıonalısms”, Ömer Halisdemir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Yıl: Temmuz 2017  Cilt-Sayı: 10(3)

Deshpande, Manali S. History of the Indian caste system and its impact on India today. 2010.(PDF)

“Hindistanda yükselen ırkçı tehlike – aa.com.tr.” Accessed December 21, 2017. http://www.bing.com/cr?IG=8E028129AF02480EBBFC06F0F60439D8&CID=095EE295EF17617F0DA4E9CAEEB860A2&rd=1&h=gSz_gxRYlxhYHpotyvpLj1PmDY9lfGE9RPCOpJSEqbw&v=1&r=http%3a%2f%2faa.com.tr%2ftr%2fanaliz-haber%2fhindistanda-yukselen-irkci-tehlike%2f777807&p=DevEx,5066.1.

İnat, Kemal- Duran, Burhanettin -Ataman, Muhittin. (Editörler) DÜNYA ÇATIŞMALARI: Çatışma Bölgeleri ve Konuları. Dietmar Fricke, “Hindistan: Sömürge Mirasının iç Çatışmaları”. Nobel Akademik Yayıncılık. 2016.

Menon, Jisha. The performance of nationalism: India, Pakistan, and the memory of Partition. Cambridge: Cambridge Univ. Press, 2013.

Peter T. Treadway https://www.investing.com/analysis/the-fatal-attraction-of-indian-populism-119135 (Erişim Tarihi: 26.11.2017)

“TASAM | Sömürgecilik Faktörü ve Hint Toplumu.” Accessed December 21, 2017. http://www.bing.com/cr?IG=9E5DF771ECE8416DAE61D7E3C5A7F5DE&CID=0EF5AFBC2B2B646A35CAA4E32A84654D&rd=1&h=KphpLiaN1ZLHZ5P4RAUd2boQwmCd48ykzc3XuQvSg2s&v=1&r=http%3a%2f%2fwww.tasam.org%2ftr-TR%2fIcerik%2f3174%2fsomurgecilik_faktoru_ve_hint_toplumu&p=DevEx,5065.1.

Toker, Halil. Keşmir Dosyası. İstanbul: TATAV (Tarih ve Tabiat Yayınları), 2003.

 

Avatar photo

Aydın GÜVEN

Güney Asya -South Asia [email protected]


Geribildirim

Mail adresiniz gizli kalacaktır.


Biz Kimiz?

Gayemiz, asırlardır mirasçısı olduğumuz medeniyetin gelişimine katkı sağlamak adına kurduğumuz ilim halkasındaki ilmî faaliyetleri geniş kitlelere ulaştırmaktır.

Cemiyetimizde, genç ve hareketli yazar kadromuz ile Siyaset, Hukuk, Ekonomi, Sosyoloji, Edebiyat ve Tarih gibi ilmî alanlarda gerek akademik gerekse de gündeme ilişkin yazılar kaleme alınmaktadır.


İletişim


Küçük Çamlıca Mahallesi, Filiz Sokak, No:3
Üsküdar/İstanbul